-18-

2.1K 253 106
                                    



Felix yaşadığı olaylar gerekçesiyle şirkete gitmiyordu artık. Bakıcısı Ryu ile zaman geçirmeye devam ediyordu, babasını sadece akşam görmeye devam ediyordu..

Pencerenin karşısındaki koltukta dış kapıyı izliyordu. Saat 11'e geliyordu ama babası nerdeydi?

"Artık uyumalısın lixi. Belliki babanın işleri uzamış."

Ses vermedi. Babasının dış kapıyı açmasını izledi. Gelmişti.

"Hıhm"

Ryujin, Hyunjinin geldiğini görmediğinden bebeğin onaylamasına karşılık onu kucaklayarak yukarı çıkmıştı.

"Süt ister misin tatlım?"

Felix kafasını onaylamaz anlamda sallayarak reddetti kadını. Babası içeri girmeden uyumak istiyordu.

"Peki o zaman, masal?"

"Uyku, yuya"

Nunası onu onaylayıp beşiğine yatırmıştı. Birkaç saniye beşiğin sallanma moduyla uğraşıp bitirdiğinde kedi bebeğin eline pembe eldivenleri giydirmişti, altı temizdi ve önceden beşiğinden kaçtığı için pijaması üstündeydi.

Ryu küçük ışığı açarak odadan çıkmıştı.
Bebeği uyuttuğu için derin bi nefes verecekken ağzına tıkılması bir oldu. Hemen saygıyla eğildi geriye giderek.

"Üzgünüm efendim, burada olduğunuzu bilmiyordum."

"Az önce mi uyudu?"

"Evet."

"Ama girdiğimi görmüştü?"

Kafası karışık şekilde birkaç saniye düşünmüştü.

"Burada kal, geç oldu."

Ryujinin başka bişey demesine izin vermeden çalışma odasına geçmişti. Cidden Felix neden bu saate kadar bekleyip, geldiği an gitmişti? Minik bebeğini görememişti bile.

Gece, 04:12

Çalışma odasından çıkarak kendi odasına gidiyordu. Kesinlikle yolunu değişmeden yanlışlıkla kendini bebeğinin odasının kapısında bulmuştu. Beyaz kapıyı dikkatle açarak odayı aydınlatan ufak lambanın ışığında parlayan bebek kediye baktı.

Yakınına gitti ve bakmaya devam etti. Yere çökerek beşiğin alt kısmıyla boylarını eşitledi. Bebeğinin yüzü şimdi tam karşısındaydı.

Parmaklıklardan yarısı çıkmış olan minik parmaklarına dokundu, kumaşın üstünden. Eldivenin üstüne kelebek bi öpücük kondurdu. Tek parmağını saran elle yüzündeki sırıtış artmıştı.

Bebeğin kıpırdanmasıyla çıkarak odasına geçmişti.

"Günaydın minik bebeğim."

Fısıltı gibi konuşarak uykulu bebeğini kucaklamıştı. Bezini değişmek için yatırıp işini halletmişti. Pembe eldivenlerini çıkarmıştı.Sarı zıbının üstüne sarı bbokari'li tulumunu giydirmişti. Zaten tulumun kıyafete yapışık ellikleri vardı. Yani açıkta olan tek şey yüzüydü.

O farketmeden ağzınada yine aynı bbokarili emziği vermişti.

"Cevap yok mu?"

Aldığı cevap bi omuz silkmeydi

Konuşurken bi yandan kuyruğunu okşuyordu. Banyoya giderek diş macununu fırçaya sürmüştü. kedisinin ağzına götürerek dişlerini fırçalamıştı.

Yüzünü yıkamak, saçlarını taramak gibi rutin işleri halledip aşağı kahvaltıya inmişti. Felixi bebek masasına oturtmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı. Bebek ayaklarını iki yandan açarak girmemekte ısrarcıydı.

"Bebeğim, sadece ellerimi yıkayıp geleceğim."

Yine aldığı cevap, bi omuz silkmeden başka bişey değildi.

"Felix?"

Kaşları çatık şekilde konuşmuştu, neydi bu haller?

"Benye dit."

Hyunjin bebeğini yeniden kucaklayıp yeniden banyoya girdi. Güzeli o demeden ayaklarını ve kollarını sıkıca kendine sardığında ellerini yıkamaya başlamıştı.

Elinin çevresinde dolanan kabarık kuyruk onu gülümsetmişti.

"Su olacaksın, aşkım."

Bebek yine omuz silkmişti.

Hyunjin artık anlamıştı, bebeği çokça ilgi istiyordu, çünkü dün eve geç gelmişti. Kendisini bırakmasını istemiyordu.

"Bugün meleğimle lunaparka gidelim mi?"

"İstemiyoyum."

"Hm.."

Beyaz boyuna uzun bi öpücük kondurmuştu. Yüzüne bakmayan bebeğin aynadaki gülüşünü görüyordu.

"Peki oyuncak alışverişine gitmek ister mi?"

"EVE- olabiliy."

"Hmm"

Dayanamadan bi öpücük daha kondurup kedi kulaklarını yiyormuş gibi yapmıştı. Canı acımasa cidden ısırırdı..

Naughty-||HYUNLİX||-༆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin