two.

67 10 97
                                    

geciktigim icin uzgunum staa...
keyifle okuyun :)

Chan elindeki içkiyi tek seferde dikledi ve elinin tersiyle ağzını sildi. Acı alkol boğazını yakarken arkasına yaslandı. Az önce aldığı telefon hakkında düşünürken şakaklarını ovmaya başladı.

Yeni bir iş vardı ve bir şekilde bu işi onlar almalıydı. Eğer bu işi başarırlarsa -teslimat yapmasalar bile- uzun bir süre refah içinde yaşarlardı.

Derin bir nefes verip yüzünü sıvazladı. Bu işe bir anda atlayamayacaklarının farkındaydı. Tehlikeliydi hem de çok. Çok ince düşünmeli ve ona göre hareket etmeliydi. Hiç kimseyi teklikeye atamazdı.

Bir süre sonra bu konu hakkında biriyle konuşmaya karar verdi. Tüm çeteye her şey kesinleşmeden bir şey söyleyemezdi. Yalnız biriyle paıylaşıp fikir alışverişi yapmak zorundaydı.

Bu kişi şüphesiz grubun beyni, Seungmin olacaktı. Onun pratik zekasına ve kararlarına güveniyordu.

Bardağını sehpanın üzerine bıraktı ve ilerleyip dış kapının yanındaki sehpanın üzerinde duran araba anahtarını aldı. Portmantodan alıp giydiği ceketinin cebine koyup ayakkabılarını giydi ve evden çıktı.

Arabasına binip kendi evine ters fakat çok da uzak olmayan Seungmin'in evine sürdü. Yaklaşık 15 dakika sonra artık evin önündeydi ve arabayı park edip indi.

Zile basıp beklemeye başladı. Bir süre sonra kapıyı gözlerini ovuşturarak uykudan kalktığı belli olan Seungmin açtı.

"Chan hyung?"

Şaşırması normaldi. Chan, genelde hiçbirinin evine gitmezdi. Eğer gitmişse bu ya çok ciddi bir sorun ya da çok önemli bir mesele var demekti.

"Uyuyor muydun?"

Seungmin hafifçe kenara çekilip içeri girmesi için yer açarken sordu Chan.

Onu önce başıyla sonra sözlü olarak onayladı.

"Uyuyordum çünkü saat gece iki buçuk. Bir şey mi oldu hyung? Neden buradasın? Üstelik bu saatte?"

Chan çoktan ilerlemiş ve koltuğa oturmuştu. Seungmin de yavaşça onu takip edip ardından karşısına oturdu.

"Seninle konuşmam gereken bir şey var."

"Nedir?"

Bir süre karşısındaki uykulu çocuğa baktı gözlerini kısarak.

"Önce bunun aramızda kalacağından emin olmam gerek."

Seungmin sakince kaşlarını çattı. Tabii ki emin olabilirlerdi. O söyleme diyorsa asla kimseye söylemez ve gerekirse sırrını mezara kadar taşırdı.

Ama Chan'ın böyle düşünmeyip bunu garanti etmek isteyeceğine de bir o kadar emindi.

"Tamam? Nasıl yapacaksın bunu?"

Bir süre hala uykulu duran çocuğa baktı. Yeni uyandığı için şişmiş dudakları ve küçülmüş gözleriyle oldukça sevimli görünüyordu.

Ancak onu tanıyan bilirdi ki Seungmin her zaman çok tatlıydı ve ona bir dakikadan uzun bakan yanaklarını ısırmak isterdi.

Gereğinden uzun baktığını fark ettiğinde ayağa kalktı ve karşısındaki koltuğa, Seungmin'in tam yanına oturdu.

"Hiç istemesem de, belki küçük bir uyarıyla."

Elini küçük olanın çenesine yaklaştırdı ve sadece işaret parmağıyla minik bir dokunuş bıraktı.

"O küçük, kirli gecemizden kimseye bahsetmek istemeyiz değil mi?"

drug gang, skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin