drug gang, skz

five.

Seungmin titreyerek ağlamaktan serseme döndüğünden soğuk suyu açtı ve yüzünü yıkayıp kendine gelmeye çalıştı.

"Jeongin, git Seungmin'i çağır. Ağlaklık yapmanın sırası değil şu an. Gelsin işini yapsın."

Jeongin hemen kalkarak üst kata çıktı ve su sesi gelen banyonun kapısını tıklattı.

"Seungmin hyung, Chan hyung aşağı çağırıyor."

Elbette aşağıda yine kaos mevcuttu.

Changbin ve Felix her zaman ki gibi kavga ediyor, Hyunjin onları ayırmaya çalışıyor, Jisung masaya yasladığı başını asla kaldırmıyor ve Chan da öylece onları izliyordu.

"Geliyorum Jeongin, git sen."

Seungmin peçeteyle yüzünü kuruladı ve aşağı indi. Bayılacak gibi hissediyordu. Aşağıdaki kaos, onun gelmesiyle durdu.

"Evet, beyefendi teşrif ettiler. Konuşabiliriz."

Changbin üzerindeki ceketi düzeltip arkasına yaslanırken, Felix de ona yan gözle bakıp saçını düzelterek arkasına yaslandı.

Jisung sonunda kafasını kaldırdığı sırada Hyunjin kaosun bitmiş olmasına şükrediyordu.

Minho ise üst kattaki odasında ne bok yiyeceğini düşünmekten kafayı sıyıracaktı.

Seungmin Chan'a midesinin bulandığını belli edecek şekilde iğrenerek baktı. Onu öpen adam bu kadar acımasız değildi. Chan ona dokunmayı bıraktığında bambaşka biri oluyordu.

"Kusura bakmayın, özür dilerim herkesten."

Yine Chan hariç herkes sorun olmadığını belirten sesler çıkardı. 

Seungmin burnunu çekti ve odaklandı.

"Ben size plandan bahsedeyim."

Chan kollarını bağlamış onu izliyordu dinlerken. Aslında o kadar endişeliydi ki... Seungmin'in ne kadar korktuğunu görünce iki kat daha fazla endişeleniyordu.

Ama elbette bunu asla belli etmiyordu.

"Jisung ve Ben teslimatın yapılacağı bölgeye tek başımıza gideceğiz. Kulak içinde çok belli olmayan kulaklıklar takacağız bize istihbarat sağlayıp yönlendirme yapabilmeniz için."

Jeongin'e bakarak anlatmaya devam etti.

"Herhangi olası bir durumda kaçış güzergahı oluşturman için vereceğim koordinatlarla bizi yönlendirmene ihtiyacım var."

Üzerlerinde takip cihazı olacaktı ve Jeongin bu sayede onları kolayca yönlendirebilecekti.

Seungmin bu kez bakışlarını Changbin'e çevirdi.

"Felix ile beraber adamların bize bir oyun oynamadığından emin olmanız gerekiyor. Aralarında bir köstebek olduğundan şüpheleniyorum."

"Tabii, biz süper hallederiz. Planın her noktası mı boktan olur?"

Son cümleyi geveleyerek söylemişti Felix. Çünkü onun için Changbinle çalışmak ölüm gibiydi.

Aynı şekilde Changbin de kaşlarını çattı ve yerinde doğruldu.

"Şununla beni aynı işe koydunuz ya-"

"Ben o kadar çok bayılıyorum ki 'Changbin aşkımla çalışayım lütfen' diye dua ediyorum her gün biliyor musun?"

"Bana bayıldığını biliyorum ama biraz az belli et."

Felix ona yandan bir bakış atarak gözlerini devirdi.