fifteen

39 8 54
                                    

yorum yapmadığınız için hepinize küsüm.

Ortak eve girdikleri an Felix'i bu tip müdaheleler için dizayn edilmiş odaya götürdüler. Seungmin'den durumu kısaca açıklayan bir mesajı önceden almış olan Hyunjin vakit kaybetmeden ellerini temizleyip eldivenlerini taktı ve birkaç hazırlık yaptı.

"Çok fazla başına toplanmayın lütfen, bunalmasın."

Hyunjin'in uyarısına rağmen Changbin, bir an olsun Felix'in yanından ayrılmıyordu.

"Lütfen dinç olun. Ciddi bir durumda ona kan vermemiz gerekebilir."

"Liderimiz dinç olamayınca biz oluyoruz mecburen ne yapalım?"

Changbin, bu durumda bile Chan'a laf sokmaya çalışan Minho'ya ters ters baktı.

Aynı şekilde Chan da bıkkınlıkla iç çekti.

"Ben negatifim. İstesem de kan veremem aptal."

"Konu kan değildi zaten sen anlamazsın inatlaşmaktan beynini nasıl kullanacağını unuttuğun için."

Jisung, daha fazla kendini tutamayıp bir köşede Felix için minik minik ağlamakla meşguldü çünkü aralarındaki bağ çok güçlüydü ve kayıp ikizinin bu durumu onu çok korkutuyordu. Ama Minho'nun bu aptal tavırları da artık cidden canını sıkmaya başlamıştı.

"Kes sesini. Tamam mı? Kes artık."

Minho Jisung'a ters ters baktı ancak hiçbir şey söylemedi.

Changbin hala çıplaktı. Seungmin telaştan düşünemeyeceğini bildiğinden ona bir kazak getirmişti. Giymesi için uzattı. Changbin dalgın olduğu için başta irkildi ancak sonrasında teşekkür edip giydi.

Felix'te üşüyordu ama konuşamıyordu. Zaten şu an gözleri bulanıktı ve bilinci de pek iyi değildi.

Changbin titreyen miniğinin elini tuttu.

"Hyunjin, Felix hasta olacak."

Hyunjin malzemeleri çıkarırken konuştu.

"Bundan kaçamayız hyung. Çok kan kaybetmiş, bir süre afallayacak. Ancak kan yapıcı şeyler tüketmesini sağlayacağız ve ona iyi bakacağız. Daha iyi olacaktır."

"Pekala... Öyle diyorsan."

Jisung bu ortamda durdukça daha çok ağlayası geliyordu ve dikiş atılırken Felix'i izlemeyi bünyesi kaldıramazdı.

Bu yüzden ayağa kalktı ve kapıya gitmek için Minho'nun önünden geçmek zorunda olduğundan, onun sandalyesine vurarak ilerledi.

Kapıyı çarpıp odadan çıktı. Şu sıralar Minho'ya tahammülü yoktu.

Minho sinirle yüzünü sıvazladı ama Chan'ın eseri olan morarıklar canını yakmıştı. Sinirle soluyarak odağını tekrar Felix'e verdi.

"Şimdi..."

Hyunjin Felix'in saçlarını okşadı ve konuşmaya devam etti.

"...güçlü olmanı istiyorum tamam mı?"

Küçüğü zar zor kafa sallayarak onayladığında Changbin, tuttuğu elini sıkılaştırdı.

"İyi olacaksın. Korkma sakın."

"Korkmuyorum."

Şu tek kelimeyi bile parça parça, zorlanarak söylüyordu. Bir bebeği sever gibi küçüğünün sarı kalan tutamlarını sevdi Changbin.

drug gang, skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin