thirteen

48 5 36
                                    

TW/ tetikleyici unsurlar.
rahatsız edici sahneler.

Felix, gözlerini kaçırıldıktan birkaç saat sonra açtı. Ağzı bantlıydı. Balına gelen şeyi idrak ettiğinde, anında çok korktu ve ağlamaya başladı.

O her zaman diğerlerine nazaran en çok korkan kişiydi belli etmese de. Hep Chan tarafından korunduğu için başına böyle bir şeyin geleceğine hiç hazırlamamıştı kendini.

Ne olursa olsun güvende olacağını düşünmüştü.

Şimdi kendi hatası yüzünden böyle bir durumdaydı resmen. Üstelik abisinin bundan haberi olup olmadığını bile bilmiyordu.

Saatlerce o odada öylece durdu çünkü yapabileceği hiçbir şey yoktu. Her yeri bağlıydı.

Bir süre sonra kapı büyük bir gürültüyle açıldı ve çokta uzun boylu olmayan, hafif kilolu bir adam içeri girdi.

Adam yaklaştıkça geri geri gitmeye çalışsa da bir işe yaramıyordu çünkü sırtı zaten duvara yaslıydı ve bu hamlesi ayaklarını yere sürtmekten başka bir işe yaramıyordu.

Odaya giren kişi hafifçe eğildi ve Felix'in korku dolu gözlerine bakarak konuştu.

"Bak gördün mü? O çok sevgili abinin hataları yüzünden ne haldesin."

Yüzüne yerleştirdiği iğrenç gülüşle bir süre ona baktı ve elini onun tertemiz sarı saçlarında gezdirdi.

Saçları artık temiz değildi.

"Acaba sana neler yapacağım?"

Zaten korkuyordu. Bu adamın onu daha da korkutmasına gerek var mıydı?

"Seni başka odaya götürelim. Burada istediğimiz her yeşi yapamayız değil mi?"

Tıpkı ağzı gibi gözlerini de bağladı ve onu bir süre başka bir odaya sürükledi.

Ağzı kapalı olduğu için içine içine bağırdı, boğazı şimdiden tahriş olmuştu.

Adam onu başka bir odaya, yatak olduğunu fark ettiği bir yere bıraktı ve gözlerini çözdükten sonra odadan çıkıp kapıyı kilitledi.

Hiç kimse, çok uzun süre odaya geri dönmedi. Ama Felix şimdiden asla kurtulamayacağının farkındaydı çünkü adam kapının önünde Chan'la konuşmuştu ve söylediği her şeyi duymuştu.

Çok korkuyordu.

Işık sensörlüydü fakat kendisi yatağa bağlıydı. Bu yüzden onu algılamıyordu ve her yer kapkaranlıktı.

Felix, karanlıktan korkardı.

Chan'la konuşmasını bitiren adam kilitli kapının açılmasını emretti. Adamları dediklerini yaptıktan sonra karanlık odaya girdi ve tavandaki florasanların yanmasını sağladı.

Arkasındaki kapı kapandığında burnuna dolan rutubet kokusuyla yüzünü buruşturdu. Böyle boktan bir odanın içinde eski püskü demir bir ranzanın üstünde bağlı olan güzelliğe baktı.

Keyfi yerine gelmişti hemen.

Ceketini çıkarıp odanın bir tarafında duran tahta sandalyeye attı.

Felix kendini sanki duvardan geçebilecekmiş gibi daha da köşeye ittirdi.

"Ben geldim güzellik."

Üstüne yürüdükçe geriye kaçan küçük avı onu daha da tahrik ediyordu.

drug gang, skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin