Gecenin bu saati Şah & Mat'a alev ateşli bir alıntı yakışır diye düşündüm. 💏 🔥
Şey buyurun 😁
Bu arada bölümü pazar günü atmayı düşünüyorum. Gecikme için gerçekten üzgünüm, ama iki haftadır bir türlü belim doğrulmadı, felaket bir hastalık atlattım. :(
❤️
Saçlarına parmaklarımı geçirdim. Her şey saçları yüzünden başlamıştı. Saçlarına birden büyük bir sempati duydum.
"Hasta olacağız, kesinleşti." diyerek kenara attığı üstümü alıp üzerime geçirdi. Kenarda duran gömleğe uzandığında elinden aldım. Bana yaptığı gibi ben de ona giydirdim. Bunu yaparken fazla hareket etmemeye çalışmıştım. Çünkü hala altımda hassaslığını koruduğunu hissedebiliyordum.
"Pantolonunu kendin giyin." diyerek kendimi bir hamlede yan koltuğa attım.
Pantolonunu alıp giyindi. Fermuarını kapatırken epey zorlanmıştı, bu tekrardan fenalaşmama neden olduğumda yüzümü cama çevirdim. "Seni tanımasam utandığını düşünürdüm." dediğinde sırıttım. "Ben utanmam. Her zaman daha fazlasını isterim, heveslenme boşuna." diyerek ona döndüm. Çoktan aracı çalıştırmıştı. "Seni bile utandıracak şeyler yapabilirim." dediğinde alayla güldüm. "İmkanı olan şeylerden bahset Araf." dediğimde bu sefer o alayla gülmüştü.
"Sana bunu hatırlatacağım. Hem de sen utançtan yanakların kızarmış bir haldeyken."elimi havada salladım. Cinsellikten utanan bir kadın hiç bir zaman olmamıştım. Tamam kabul, her şer Araf'la daha yoğun ve hisseldi. Daha yoğun olduğunu tek bir öpüşmemizde bile anlamıştım. Ama karakterimde utanmak yoktu. Dediğim gibi her zaman daha fazlasını isteyen ve alan bir kadın olurdum.
Araf'ın bakışları habire yüzüme çıkıyordu. Bilerek ona bakmıyordum. Bu utanmak değildi, gözlerine bakmak şu an için çok yoğun geliyordu. Yoğun hislerden her zaman kaçardım, bu yüzden biraz zaman geçmesini bekliyordum. Ama Araf benim aksime bakışlarını benden çekmiyordu.
"Dudaklarına bak." Uzun süren sessizliği böldüğünde en sonunda bakışlarımı yüzüne çıkardım. İlk gözlerine bakmak istesem de bakışlarım dudaklarından bir milim bile oynamamıştı. Kesinlikle dudaklarıma bir aynadan bakmama gerek yoktu. Emindim ki ondan farksızdım, dudakları kıpkırmızıydı. Sağ tarafı patlamıştı ve dudakları kırmızı bir çerçeve halindeydi.
"Sakinliğini kaybettiğin anları öğrenmiş oldum." diyerek gözlerine baktım en sonunda. "Bu sakin halimdi." diyip güldüğünde, gülüşüne katıldım.
İç sesim çığlık çığlığa bağırıyordu. Sakin görmek istemiyorum onu, diyordu. Benim için bütün sakinliğini kaybetmesini haykırıyordu.
İç sesim benden farksızdı.
Araf Şah tarafından parçalanmayı hayal ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şah & Mat
Novela JuvenilElini çıplak karnıma koyduğunda avuç içini bastırdı. "Dövüşmeyelim." dedi yalvarır gibi. "Zorla dövüştürülen küçük bir kız çocuğu gelsin istemiyorum gözlerimin önüne." sesi öyle kısıktı ki ben bile zor duydum. Beni daha çok kendine yasladı. Sanki ke...