Sıkıcı bir ders sonrasında nihayet zil çalmıştı. Ning'e baktım ve onun bir kızla konuştuğunu görünce ona bir şey söylemeden beni sınıf kapısında bekleyen Minjeong'un yanına gittim. Yine çok güzeldi.
"Selam." dedi. Ben de "Selam." dedim. Sonra okul binasından çıkıp arka bahçeye doğru ilerlemeye başladık. Bir önceki teneffüste yine onunlaydım. Çok tatlı bir kızdı.
Arka bahçeye ulaşıp çardağa oturduğumuzda okuduğu bir kitabı anlatmaya başladı. O, kitabı anlatırken ben onu izliyordum. O kadar güzeldi ki bir an onun gerçekten bir melek olabileceğini düşünmüştüm.
"Karina." Sesiyle irkilmiştim. Boş boş suratına baktım. "Daldın. Bir şey mi oldu?"
"Hayır, hayır devam et lütfen."
"Peki." dedi ve anlatmaya devam etti. Onu dinledim ve onu izledim. Sonra yanımıza yaklaşmakta olan tanıdık bir yüz gördüm.
"Merhaba, rahatsız etmiyorumdur umarım." diyen Giselle'in sesi ile Minjeong ona doğru döndü ve muhtemelen Giselle'i davet etmek için dudaklarını araladı. Fakat Giselle onun bir şey söylemesine fırsat vermeden Minjeong'un yanına oturdu.
Minjeong şaşırmışa benziyordu. Ama bir şey söylemedi. Giselle'in "Nasılsın Karina?" sorusuyla birlikte kısa süreli sessizlik bozuldu.
Hafifçe gülümseyerek "İyiyim, teşekkürler." dedim. Minjeong "Siz tanışıyor muydunuz?" diye sordu. Giselle ile birbirimize bakıyorduk. Göz temasını kesen Giselle oldu ve "Eskiden sevgiliydik." dedi. Pat diye söylemişti. Minjeong'un yüzünde büyük bir şaşkınlık vardı. Minjeong yüzüme baktı ve "Neden ayrıldınız?" diye sordu. Bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum bu yüzden Giselle'e baktım. Giselle tam bir şeyler söylemek için dudaklarını aralamıştı ki zil çaldı.
Zilin çalmasıyla Giselle hızlıca ayaklandı ve "Sonra görüşürüz." dedi.
Minjeong bana baktı ve o da "Görüşürüz." dedi ve ayağa kalkıp Giselle ile birlikte gitti. Açıkçası biraz kırılmıştım beni beklememesine. Ben de ayağa kalktım ve sınıfa doğru gitmeye başladım.
Sınıfıma girerken yan sınıfa baktım ve Minjeong'la Giselle'in aynı sınıfa girdiklerini gördüm. Tabii ya, onlar aynı sınıftaydı.
Ben de sınıfa girdim ve sırama oturdum. Ning'in bana baktığını görebiliyordum.
"Bugün hiç benimle konuşmadın. Hep şu Winter denen kızlaydın. Küs müyüz?"
"Saçmalama Ning, küs falan değiliz."
"O zaman neden sabahtan beri Winter ile birliktesin?"
"Tatlı bir kız, sesi de yüzü de karakteri de çok güzel."
"Bir dakika... Yoo Jimin aşık mı olmuş?"
"Ne alakası var Ning?"
"Hmm bilmem..." yüzünde imalı bir sırıtma vardı.
Tam bir şey söyleyeceğim sırada hoca sınıfa girdi ve ders başladı. Benin aklım da Ning'in yaptığı imadaydı.
Yoo Jimin gerçekten aşık olmuş olabilir miydi?
