12.

63 14 0
                                    

İyi okumalar

~

Giselle'in beni öptüğü günün üstünden 3 gün geçmişti ve bu zamanda onun hakkında bu süreçte ne bir şey görmüştüm ne de duymuştum.

Kimseye olanlardan bahsetmemiştim. Bahsetmeyi de düşünmüyordum. Ama ya bunu birisi öğrenirse? Ya Giselle birisine anlattıysa? Minjeong bana kızar mıydı? Benden ayrılmadı değil mi? Sonuçta benim bu öpüşmede pek bir payım yoktu. Beni Giselle öpmüştü. Evet evet, Minjeong bana sinirlenmezdi, yani belki ona anlatmadığım için biraz sinirlenebilirdi ama olsun.

Peki arkadaşıyla olan bağını bitirir miydi? Muhtemelen evet. Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü mü bilmiyordum.

Her neyse... Şimdi sıramda oturmuş sıkıntıdan ders kitabına rastgele şekiller çiziyordum. Bir kalp çizdikten sonra yıldız çizmek için kalemi çizdiğim kalbin yanına yaklaştırdım ve tam o sırada hoca bana seslendi. "Bu soruyu sen çözmek ister misin Karina?" Hayır, istemezdim. Ama tabii ki bunu sesli bir şekilde söylemedim, söyleyemedim.

Başımı sallayarak onayladım ve ayağa kalkıp tahtanın karşısına geçtim. Hocanın tahtaya yazdığı soruya baktım. Son zamanlarda dersleri biraz aksatmıştım sanırım. Normalde hızlıca çözer ve yerime otururdum ama şimdi bir sorun vardı... Soruyu nasıl çözeceğimi bilmiyordum. Hoca soruyu çözmemiz bekliyordu, ben ise soruya boş gözlerle bakıyordum.

"Karina? İyi misin?" diyen hocaya baktım. "İyiyim hocam, sadece... Biraz başım ağrıyor. Ben çözmesem olur mu?"

"Peki, geçmiş olsun."

Ben sırama geçerken hoca tahtaya başka birini kaldırdı. Sırama oturduğumda Ning bana yaklaştı ve "Karina, noluyor sana? İyi misin." dedi. Değildim. Ama bunu ona söylemedim. "İyiyim Ning, dedim ya, biraz başım ağrıyor o kadar."

Pek inanmışa benzemiyordu. Ama yine de "Tamam, geçmiş olsun o halde." dedi ve önüne döndü. En yakın arkadaşıma birkaç gün önce yaşanan olayı anlatmadığım için kendimi biraz kötü hissetmiştim.

Ben de can sıkıntısından kitaba çizim yapmaya devam ettim. Çizdiğim kalbin yanına bir yıldız çizdim. Birkaç şey daha çizdikten sonra bundan da sıkıldım ve başımı sıraya koyup uyumaya çalıştım. Ama gözlerimi kapattığım anda aklıma tekrar binlerce düşünce akın etti. Minjeong'u düşünmeye çalıştım. Onun güzel yüzünü, o tatlı sesini... Ama sonra aklıma Giselle'in beni öptüğü an geldi, "Karina, Winter ile birbirinizi gerçekten sevmiyorsunuz bile. Siz yalnızca kendinizi kandırıyorsunuz." "Peki o seni gerçekten seviyor mu?" "Kimse seni benim seni sevdiğim kadar sevemez."

Kafamdan bu sözleri atmaya, başka şeyler düşünmeye çalıştım. İzlediğim bir filmi mesela, ya da okuduğum bir kitabı, ama tüm düşüncelerimin sonu 3 gün öncesinde bitiyordu.

Uyumam gerekiyordu. Uyumak için içimden 100'e kadar saymaya başladım.

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9... Minjeong yanağıma bir öpücük konduruyor.

26, 27, 28, 29, 30... Giselle beni öpmek için bana yaklaşıyor.

49, 50, 51, 52, 53... Ning ve Ryujin bana sarhoş olduğum o geceyi anlatıyor.

72, 73, 74, 75... Giselle benden ayrılmak istediğini söylüyor.

84, 85, 86, 87... Minjeong'u çardakta otururken görüyor ve onun bir melek olduğunu düşünüyorum.

96, 97, 98, 99, 100

İyi uykular Karina...

~

"Karina kalk artık, 4 ders oldu!"

Gözlerimi araladım ve başımı kaldırdım. Karşımda meraklı bir çift göz duruyordu. Bu gözlerin sahibi Ning'di.

"Sen gerçekten iyi misin Karina? Önceden hiç derslerde uyumazdın. Şimdi ise saatlerdir uyuyorsun. Winter ile kavga mı ettiniz yoksa?"

Winter ismini duymamla birlikte tamamen ayıldım. 4 ders boyunca uyuduysam teneffüslerde beni beklemiş ve gelmediğini görünce endişelenmiş olmalıydı. Ning durumumu fark etti ve "Merak etme, Winter'a uyuduğunu söyledim." dedi. "Ama bana gerçekten neler olduğunu anlatman lazım Karina. İyi değilsin, sürekli bir şeyler düşünüyorsun ama neler olduğunu söylemiyorsun. Senin için endişeleniyorum."

"Dün gece pek uyuyamamıştım bu yüzden uyuyakalmışım. Sorun yok."

"Sadece uyku değil Karina, sende bir şeyler var, farklı bir şeyler... Minjeong'a bakarken sanki kötü bir şey yapmışsın ve pişman olmuşsun gibi bakıyorsun. Neler olduğunu bana anlatacaksın değil mi?"

"Gerçekten Ning, bir sorun yok. Endişelenme tamam mı? Ben gayet iyiyim."

"Buna inanmıyorum, ama bana anlatmanı bekleyeceğim. Arkadaşlar bunun için vardır."

Hafifçe gülümsedim. O sırada kapıda birinin durduğunu fark ettim. Minjeong... Bana bakıyordu. Ayağa kalkıp ona doğru yürümeye başladım. Karşısına geldiğimde "Dışarı çıkalım mı?" diye sordu. "Olur." dedim ve dışarıya doğru yürümeye başladık. Kısa saçlarını yine açık bırakmıştı. Çok güzeldi.

Dışarı çıktığımızda konuşmaya başladık.

"İyi uyudun mu uyuyan güzel?"

Hafifçe kıkırdadım. "Sen yanımda olsaydın daha iyi uyurdum."

"Bir dahakine yanında olurum o zaman."

"İyi olur."

Kısa bir sessizlik oldu. Ardından "Bugün okuldan sonra dışarıda gezelim mi?" diye sordu.

"İkimiz mi?" diye sordum.

"İkimiz." diye cevap verdi.

"Olur." dedim.

Çalan zil sesi konuşmamızı böldü. Arkamızı dönüp okul binasına doğru ilerlerken "Şimdi son derse gireceğiz, sonra seni okul çıkışında bekliyor olacağım." dedi.

İkimiz de sınıflarımıza girdik. Sırama oturdum ve hocanın gelmesini beklemeye başladım.

~

734 kelime, sanırım yazdığım en uzun bölüm bu oldu.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen

My Love ~Winrina~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin