Milattan önceden kalma atolyeden çıkarak hızlıca bisikletime bindim. Onu bu gece kurtaramazdım. Muhtemelen Cenk bütün gece başında nöbet tutardı. Ya da tuttururdu
Yeniden kulübeye ulaştığımda doğruca yukarı çıktım. Montumu yatağın üzerine fırlatarak dolabımdan laptopumu çıkardım ve aşağı indim. Yemek masasının üzerine koyduğum bilgisayarın kapağını büyük bir sıkıntıyla açtım
Yapacağım şeyden emin olmasam da kafaya koymuştum bir kere. Bişey yapmam lazımdı çünkü bunu biliyordum
Şifresini girdiğim bilgisayarın ekranına baktım biraz. Mavi Ay'la çektiğimiz bir fotoğraf vardı en sol köşede Arda, yanında, Elif, Sinan, İskender ve Ben...
Hepimiz ellerimizi birbirimizin omzuna atmıştık ve de mutluyduk. Mutlu olduğumuzu göstermek için atılan sahte gülüşlerden değil de, gerçekten güldüğümüz bir anda çektiğimiz mutluluk fotoğrafıydı bu
Fotoğrafa biraz daha bakarsam ağlayacağımı bildiğim için hemen e-posta sayfama girdim. Daha sonra telefondan Sinan'ın instagram hesabına girip e-postasını buldum. Yani biraz teknoloji deham biraz da hackerlık özelliğim ile pek de zor olmadı açıkçası
E-postasını bulmuştum ama ona kendi hesabımdan yazamazdım. Yeni bir hesap açmak için bilgilerimi girdim. İsim kısmına girdiğimde ise bir süre düşündüm. Aklıma gelen ismi klavyenin tuşlarına girdim
Gölgemdekiajan@gmail.com
Nerden esti bende bilmiyorum ama İskender 'in beni ajan diye takip ettiği günden beri kendimi gerçekten ajanmış gibi hissediyorum, komik
Sinan'ın e-postasını alıcı kısmına yazmaya başladım
Snnkrymn@gmail.com
Ne yazacaktım peki? Nasıl başlasam, nasıl başlasam? Ahhh kafayı yiyeceğim şimdi...
- İskender burada, onu kaçırdılar ve şuan canı tehlike de
He Asya he, bu ne resmiyet
- İskender'i kaçırdılar ve şuan saklıyorlar. Bulmak istiyorsan bul beni
Bul beni bul beni ah, artık bul beniiiii
Bu tamamen aklıma gelen şarkı yüzündendi. Bul beni ne lan
- İskender'i bayıltıp kaçırmışlar ve size tuzak kurmayı planlıyorlar
Tabi efendim, hatta tuzağı kurmaya yardımcı olan şahıs da saygıdeğer ben, harika
Yazıp yazıp sildiğim bir çok mesajdan sonra doğru düzgün bir mesaj yollamayı başarmıştım. Yani en azından merak uyandırıyordu. Sinan ilgisini çekmeyen mesajlara bakmazdı bile
Gölgemdeki Ajan : İskender'e ne olduğunu öğrenmek ister misin?
Az ve öz yazdığım cümlemle bir süre bakıştıktan sonra gönder tuşuna bastım. Allah'ım hemen görmesi lazımdı yoksa kafayı her an yiyebilirdim
Sadece 2 dakika geçmeden gelen bildirim sesiyle elim titremeye başladı. Korka korka gelen bildirime baktım
1 yeni mail
Sinan Karayaman : Sen kimsin lan! İskender'i nerden tanıyorsun?
=:=
" Lan ne yapacağız şimdi? "
Elimi yumruk yaparak sertçe masaya vurdum. Elimden başka bişey gelmiyordu. Sürekli bir yerleri dağıtmak, yakıp yıkmak istiyordum
" Sinan napıyorsun sen, kendine zarar veriyorsun "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgemdeki Ajan
Teen Fiction" Seni seviyorum Asya, seni çok seviyorum. Aklım başımdayken de seviyorum, deliler gibiyken de seviyorum. Seninle zamana meydan okuyacak kadar, zamanın içinde kaybolup gitmek isteyecek kadar, yanındayken zaman kavramını unutmak isteyecek kadar çok s...