" Beyefendi "
" Beyefendi "
" Beyefendi kalkar mısınız? "
Başımı yasladığım yatağın kenarından kaldırarak gözlerimi açmaya çalıştım. Zar zor açtığım gözlerimle etrafı incelerken, bir süre sonra nerede olduğumu idrak edebilmiştim
Gözlerimi ovalayıp başımdaki hemşireye baktığımda sorgular bakışlarla beni izliyordu. Bir süre sonra Asya'nın eline takılı olan serumlardan birine yönelip onları düzeltirken bana da lafını söylemeyi ihmal etmemişti
" Çok yormayın dememe rağmen yanından ayrılmamışsınız maşallah "
Oturduğum yerden ayağı kalkarak mahçup bir şekilde konuştum
" Affedersiniz, ben uyuya kalmışım "
" Onu farkettim, önemli değil. Şimdilik çıkabilirsiniz, zaten serumunu değiştireceğim. Doktor Hanım size son bilgileri verir "
Başımla onaylayıp son kez Asya'ya baktım ve dışarıya çıktım. Sinan ve Ceren hâlâ uyuyordu. Onları es geçerek doğruca kantine ilerledim. Aldığım simit ve çayları bir tepsiye koyarak yukarı götürdüğümde Sinan ve Ceren'i uyanık gördüm. Beni gören Ceren yerinden kalkarak yanıma geldi
" İskender, Asya iyi mi? Haber aldın mı hiç? "
" İyi, gayet iyi merak etmeyin. Bizzat kendim gördüm "
" Çok şükür "
İkisi de derin bir nefes verirken tekrar kalktıkları yere çöktüler
" Bişeyler yiyin de kendinize gelin "
Tepsiyi önlerine koyduğumda ikisi de iştahsızca baktılar
" İskender sende ye kardeşim, harap oldun zaten dünden beri "
" Yok Sinan siz atıştırın ben sonra yerim bişeyler "
Karşıda ki sandalyeye oturduğumda derin bir nefes alıp başımı geriye yasladım. Gözlerimi kapattığımda zihnimi kaplayan düşünceler midemin kasılmasına neden oluyordu
Asya'ya ona olan hislerimi söyleyecektim ama önce onun iyi olması lazımdı. Burdan sağ salim çıktığımızda, ilk işim dün gece söylediklerimi yüzüne karşı söylemek olacaktı...
Kapı sesiyle gözlerimi açtığımda içeri ne zaman girdiğini anlamadığım doktorun çıktığını gördüm. Üçümüz birden ayaklandığımızda doktor da bize doğru yönelmişti. Ceren benden önce lafa girdiğinde tüm dikkatimi ona vermiştim
" Hocam, neyi var Asya'nın? Daha önce de bayılmıştı "
Ceren'in lafıyla kaşlarım çatılırken daha önce ne zaman bayıldığını sormayı da aklımın bir köşesine not etmiştim
" Sorun yok, fazla yorgun düşmüş. Yeme içme düzenine dikkat etse iyi olur. Çok fazla yormamaya özen gösterin, serum bittikten sonra çıkarabilirsiniz, geçmiş olsun "
Gayet soğukkanlı bir şekilde lafını söyleyip cevabını beklemeden giden doktorun ardından bakakalmıştım
" Bu neydi yani? "
" Boşver Ceren, Asya iyi ya önemli olan o "
" Haklısın "
Ceren kapıyı gösterdiğinde başımı sallayarak onayladım. Kapıyı açtığında bizde ardından içeri girmiştik. Asya yatakta oturur pozisyona geçmişti. Bizi gördüğünde hafiften gülümsedi ve başını eğdi. Tekrar kaldırdığında gözlerimin içine baktı. Gözlerinin hafiften dolduğunu farkettiğimde kaşlarım da istemsizce çatılmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgemdeki Ajan
Teen Fiction" Seni seviyorum Asya, seni çok seviyorum. Aklım başımdayken de seviyorum, deliler gibiyken de seviyorum. Seninle zamana meydan okuyacak kadar, zamanın içinde kaybolup gitmek isteyecek kadar, yanındayken zaman kavramını unutmak isteyecek kadar çok s...
