16.Bölüm

230 26 19
                                    

Ceren'le koltukta uyuyakalmıştık. Uyandığımda sırtım resmen tutulmuştu. Sehpanın üzerinden telefonumu alarak saate baktım

09.17

Kalkıp elimi yüzümü yıkayarak kahvaltı için bişeyler yapmaya başladım. Sallama çayı bardaklara yerleştirip üzerine sıcak su ekleyerek tepsiye koydum. Ceren'de uyanıp toparlandıktan sonra kahvaltı için masayı açtım

Evim küçük olunca masanın da mecburen katlanabilir olması lazımdı, değil mi?

" Günaydın günaydın günaydın. Maşallah ya, kalkmış da sofrayı hazırlamış da, sen görmeyeli baya bir marifetli olmuşsun ha "

Doğradığım salatalıktan bir dilim alıp ağzına attı ve yerine yerleşti

" Sana da günaydın Cerenciğim ama abartma istersen normal kahvaltı işte. İki yıldır hazırladığım şey yani "

" Olsun canım, marifetlisin işte "

Ceren'le gülerek çayımdan bir yudum aldım. O kafar iştahsızdım ki çayı bile zorla içiyordum resmen

Düşünceli halim Ceren'in de dikkatini çekmiş olacak ki elinde ki çatalı bırakarak elimi tuttu ve yüzüne güven verici bir gülümseme takınarak konuştu

" Asya, bana güven. Her şey yoluna girecek. İskender ordan kurtulacak, onu sen kurtaracaksın. Lütfen kendine bu kadar haksızlık etme. Seni böyle görmeye dayanmıyorum "

Ceren'e zoraki bir gülümseme yollayarak çayımı içmeye devam ettim. Telefonumun titreme sesi kulaklarımı doldurunca, kalkıp koltukta ki telefonumu alıp tekrardan yerime geldim

" Kim arıyor? "

" Cenk "

Ceren'in yüzü korku dolu bir surat ifadesi alınca bu sefer ben ona güven vermek için konuştum

" Lütfen Ceren, korkmana gerek yok. Senin burda olduğunu bile bilmiyor. Sakin ol ve sesini çıkarma tamam mı? "

Kafasını sallayarak beni onayladığında telefonu cevapladım

" Efendim "

" Asya artık Mavi Ay'la iletişime geçmemizin zamanı geldi "

Heyecanlanıp yerimden kalktığımda Ceren de benimle beraber ayağı kalkmıştı

" Tamam, ne yapacağız? "

" Şuan da labarotuvardayım. Bilgisayarı dün atolyeye bıraktım. Şimdi hazırlanıp atolyeden bilgisayarı almaya git ve komutumu bekle "

" Tamam, gidiyorum ben "

Telefonu kapattığımda Ceren'i daha fazla merakta bırakmayarak hızlıca olayı anlattım ve üzerimi değiştirmek için yukarıya çıktım

Siyah ve geniş olan kot pantolonumu giyip üzerine siyah badimi giydim. Kahverengi önden düğmeli hırkamı da üzerime çekerek montumu elime aldım. Hızlıca aşağı inerek kahverengi asker botlarımı da giyerek kapıyı açtım

" Ceren ben çıkıyorum, seni haberdar ederim "

Yanıma gelen Ceren bana sarıldı ve hafif tebessüm ederek konuştu

" Lütfen dikkat et kendine, Allah'a emanet ol "

Ceren'e en içten gülümsememi yollayarak bisikletimi aldım ve atolyeye gitmek için var gücümle sürmeye çalıştım

Atolyenin önüne geldiğimde bisikleti duvarın kenarına yaslayarak içeri girdim. Bilgisayar masanın üzerindeydi. Cenk'e yetiştiğimi söylemek için kısa bir mesaj attığımda beklemem gerektiğini söylemişti

Gölgemdeki Ajan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin