" Ne yapıyorsun? "
" Hı? "
Aramızda santimler kalaydı. Kendimi geriye çektiğimde İskender'in elleri de yanaklarımdan düşmüştü. Sanki kendisine gelmek istermiş gibi kafasını iki yana salladı ve ayağa kalktı. Bende refleks olarak ayağa kalktım
Çözülmesi zor bir andı bu an. Nolduğu hakkında pek bir fikrim yoktu ama daha önce böyle hissetmediğime emindim. Aklımdan ilk defa onu öpme ihtimali geçmişti ama zihnim bu ihtimali hemencecik reddetmişti. Ve ben resmen bu redde uyduğum için pişman olmuştum
İskender elleriyle üstünü sirkeledi ve etrafa göz gezdirdi. Aslında etrafta olan bitenlerin asla umrunda olduğunu düşünmüyordum, sadece ne yapacağını bilmiyordu. Onu bu durumdan kurtarmak için lafa girmek istemiştim ama buna müsaade etmemişti
" İskender- "
" Asya ben, kusura bakma refleksle gelişen bişeydi. Yani refleks derken, her neyse bir daha olmaz kusura bakma "
Donuk suratıyla bir kaç cümle gevelemişti ama benim zihnime ulaşmaya güç yettirememişti. Benim zihnimde sadece yaptığım salaklığın pişmanlıkla sonuçlanması vardı ve artı olarak sadece onu öpmek istiyordum
Ona doğru bir adım attım. Tek elimle omzundan tutunarak parmak uçlarımda yükseldim ve sağ yanağında ki belli olmayan ama yerini ezbere bildiğim gamzesinin hemen yanına yumuşak bir öpücük kondurdum
Bu anda kalabilirdim işte, sonsuza kadar ezbere bildiğim gamzesinin civarında kalabilirdi dudaklarım. Kalbim her ne kadar, biraz daha bu anda kalırsak duracabileceğine işaret edercesine atsa da, en azından son anımda doğru bişey yaptığımı düşünebilirdim
4 saniye den fazla, 5 saniye den az bir süre boyunca geri çekmediğim dudaklarımı zoraki bir şekilde çektim ve parmak uçlarımı da yere indirdim. İskender'in ise hafif çatılan kaşları düzelmiş, göz kapakları olabilecek en yavaş şekilde açılmıştı. Ela gözlerinde ki rengin büyüsü ise beni afallatacak cinstendi
Belki fazlasına cesaret edemezdim ama bu bile benim için fazla bir hareketti. Sürekli beraber olmamıza rağmen onu hiç öpmemiştim. Geçenlerde parmağına kondurduğum öpücüğü saymazsak tabi
Ama bunu tekrarlamam lazımdı
Ne diyorsun Asya, iyice salak bişey oldun sen!
İskender'le göz göze geldiğimde bişey söyleme ihtiyacı duydum. Yaptığım şeye mantıklı bir açıklama arıyordum
" Şey, beni dinlediğin için teşekkür ederim. Aramızda kalırsa sevinirim "
Başıyla beni onayladı. Gözleri hâlâ bulanıktı ve ben ne düşündüğünü çözemiyordum
Zaten çözmeme gerek kalmadan telefonuma gelen bildirim sesi ortamı bozmaya yetmişti. Muhtemelen Cenk'ten geldiğini düşündüğüm mesajı okumak için telefonumu cebimden çıkardım ama okumadan geri koydum çünkü hâlâ elimde olan sandviç galiba beni çarpabilirdi
Elimde ki ekmeği doğrayarak taşın üzerine koydum. Tekrardan ayağı kalktığımda yeni bir bildirim gelmişti ve merak duygum iyice artmıştı. İskender ise kıpırdamadan beni izliyordu
Telefonu elime alarak üstten gelen bildirime baktım. Sadece bildirimim geldiği kişiyi görmem bile yetmişti. Mesajı okuyamadan kafamı kaldırdım ve İskender'in gözlerine baktım
Hiç bişey demeden yanından uzaklaşsam da adımı seslenmesiyle durmuştum
" Asya "
" Efendim "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgemdeki Ajan
Fiksi Remaja" Seni seviyorum Asya, seni çok seviyorum. Aklım başımdayken de seviyorum, deliler gibiyken de seviyorum. Seninle zamana meydan okuyacak kadar, zamanın içinde kaybolup gitmek isteyecek kadar, yanındayken zaman kavramını unutmak isteyecek kadar çok s...