1

2.8K 174 268
                                    


Çok sıkılmıştım. Sabahtan beri burada oturuyordum ve bugün yapacak hiç işim yoktu. Tüm işleri 'aradan çıksın' diyerek dün gece halletmek iyi bir fikir değilmiş. Bari yeni ders programını ayarlamasaydım!

Kapı çaldığında sandalyemde dönmeyi bırakıp kapıya bakmıştım.

"Gir!" Hyunjin olduğunu görünce oturduğum sandalyede dönmeye devam etmiştim. "Of, sıkıntıdan öleceğim ya."

"Minho, şey oldu."

"Ne oldu yine?"

"Şu matematikçi var ya." Göz devirmiştim.

"Oğlum okulda 9 tane matematikçi var, hangisi?"

"Han Jisung." Oflamıştım. O olduğunu tahmin etmiştim.

"Bir yerinde dursa şaşırırım zaten. Çok bir şey yapmamış olsa bari." Bir süre susmuştu. "Eee? Ne yapmış yine

"11-E öğrencileriyle beraber okuldan kaçmış." Dönmeyi bırakıp şaşkınca Hyunjin'e baktım.

"Ne?"

"Öğrencilerle be-"

"Onu anladık. Bırak da şaşırayım." Ayağa kalkıp telaşla telefonumu elime aldım. "Gelmediler mi hâlâ?"

"Gelmediler."

"Hay ben böyle işin..." Telefonu kulağıma götürdüm. Telefondan ses geldiğinde rahatça bir nefes verdim.

"Buyurun, hocam." İşaret ve baş parmağımla burun kemerimi sıktım.

"Hadi gittiniz, bari haber verseydiniz."

"Aa, siz de mi gelecektiniz? Tüh, bilseydim haber verirdim. Hem... Gelseydiniz bana geçerdik." Flörtöz konuşmasıyla göz devirdim.

"Çocuklar nerede?"

"Yanımda." Telefonu hoperlöre aldı. "Müdürünüze selam verin çocuklar."

"Hocam valla Jisung hoca zorladı!"

"Hocam biz çok yalvardık ama çok ısrar edince kıramadık hocamızı!"

"Sizinle sonra hesaplaşacağız, gençler." Hoperlörü kapattığında kıkırdama sesini duymuştum. "Hemen gelin buraya. Tek bir öğrenci eksik istemiyorum. Bu çocukların pazartesi matematik sınavı var, sizin yaptığınız yapılacak iş mi şimdi?"

"Ben de onu diyorum, hocam. Sınavları var, çocuklar yoğun. Biraz da olsun dinlenmeye, eğlenmeye ihtiyaçları var."

"Bay Han, siz eğitimcisiniz. Çocukları eğlendirmeniz değil, eğitmeniz gerekiyor."

"Anlaşılan sizi pek iyi eğitememişler." Şaşkınca kaşlarımı çatmıştım. Nasıl böyle konuşabilirdi?

"Haddinizi bilin. Hemen buraya gelmezseniz polise haber vermek zorunda kalacağım."

"Peki, geliyoruz. Madem bu kadar özlediniz beni, sizi kırmayayım." Telefonu suratına kapatıp sinirle sandalyeye oturdum.

"Ne oldu?" Sinirle Hyunjin'e baktım.

"Zıkkımın kökü oldu, Hyunjin. Ya bu adam beni delirtecek. Hayır yani bir şey de diyemiyorum, milli eğitim bakanının yeğeni." Dayanamayıp gülmeye başladığında kafasına önümdeki kalemi fırlatmıştım. "Lan oğlum, adam okuldan kaçıyor. Kendi kaçtığı yetmiyor, çocukları da peşine takıyor. Üstelik çocukların sınavları yaklaştı."

"Biraz abartmıyor musun? Yani şu sınav mevzusunu."

"Ben çocukların iyiliğini istiyorum. Geleceklerini önemsemiyorlar. İlerde pişman olurlar diye korkuyorum."

Matematikçi / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin