Göz kapaklarımın kapalı olmasına rağmen gözümü acıtan ışık canımı sıkmaya başladığımda gözlerimi açmaya yeltendim.Bu sırada anne ve babamın baş ucumda konuştuklarında kulak misafiri olmuştum.
-Aylin bu kızın halleri benim hiç hoşuma gitmiyor.Rüzgarla arkadaş olduklarını sanıyordum.Fakat aralarında bi gönül ilişkisi var gibi.Yoksa ne bu bizim kızın halleri ne zamandır saklıyor hoşladıklarını bizden hatırladın mı hani bi iş görüşmesine gitmiştik ailecek adamın oğluna görür görmez asılmıştı.Masanın altından dürttügümde de masada herkesin önünde baba ben bu çocuğu çok sevdim aramızı yapsana demişti ?
-Daha çocuktu o zaman.
-Çocukmu geçen sene oldu hatırlatırım aylin hem birşey varmıymış aralarında kız helak oldu baksana haline uyutuyoruz resmen.
-Sordum Kerim sormazmıyım allah aşkına yoktu ama olabilirdi diye ağlamaya başladı.
-Rüzgarı severim iyi çocuk evet ama bu olaylar... Ne oldu da efendi çocuk silahla vuruldu anlamadım.
-Ah bende Kerim bende.
Konuşmalara sevinsem mi üzülsem mi bilemeden anneme seslenme gereği duydum.
-Anne.?
-Mira burdayız kızım nasılsın ?
-İyiyim ben Rüzgar nasıl?
-Hala uyuyor.
Babam konuşmaya dahil olmadan beni öpüp çıkmıştı.Babamın arkasından hemşire girdi.Babamın yolladığı bariz ortadaydı.
-Hanımefendi nasılsınız ?
-Ben şey.. Biraz başım ağrıyor sanırım.
-Normal 3 gündür uyutuyoruz sizi biraz çıkıp turlayın açılırsınız fakat yorulmayın.Geçmiş olsun diyip çıktı.
-Anne beni Rüzgara götürürmüsün ?
-Gel bitanem gel dedi ve dogrulmama yardım etti.Kendimi zorlayarak ayağa kalktım.Yürümeyi yeni öğrenen bi bebek gibi sağa sola tutunarak odanın kapısına geldim.Filmlerde oğlanla kızın odası yan yana olurdu.Maşallah Rüzgarın odası Allahın siktir ettiği yerdeydi asansöre binip bir kat aşşagı indik.Kapılar açılır açılmaz o büyük kalabalığı gördüm.Ege Mete bir iki kız ve tanimadıgım bi iki çocuk.Bu kalabalığa hitaben bi anlık Rüzgarın uyandığını düşündüm.Hızla odanın kapısına doğru ilerlerken Camdaki yansımam dikkatimi çekmişti.Üzerimde mavi hastane önlüğü vardı hemen dizlerimin üzerinde biten eteği üç gündür uyumamdan dolayı kırış kırıştı.Sonrasında çelimsiz kalan kollarımdaki ufak yuvarlak yara bantlarına baktım ve serumu takıp çıkardıkları kelebek denen plastik iğneye.Görüntümü boşverip ufak çaplı kalabalıgın ortatasına daldım.Ege ve Mete dikkatlerini bana verdiklerinde Ege ye sarıldım.
-Mira ? Neden kalktın sen çok kötü görünüyorsun.
-Teşekkür ederim Ege dedim kısık çıkan sesimle.
-Miraya ne oldu böyle diye araya atladı Mete hiç bir şeyden haberi yoktu anlaşılan.Ona cevap vermedim Egenin vermesini umarak küçük bi tebessümle yetindim.Hemen Rüzgarı görmek istiyordum. Kapının koluna elimi koyduğumda aynı anda sürtük giyinimli bir kızda elini kapı koluna koyarak açmamı engelledi.
-Tatlım içeri kimseyi almıyorlar dedi o maymun götü kılıklı ağzını yaya yaya.
-Peki sevimsiz şey demekki sen giremeyeceksin odaya kimse olan sensin dedim ve itici bi gülümsemeyle elini tutup hızla kapı kolundan çektim.Arkamdan Egenin gülüşünü duydum.Belli ki Rüzgarın eskilerinden bir kızdı ve içeriye girememişti.Kapıyı açtıgımda bi süre hareket edemedim.Kapıya dayanarak küçük bi nefes aldım.
-Odaya kimsenin alınmaması konusunda ne dedim ben diye bağırarak çıktı Esma teyze kolonun ardından.
-Ah senmiydin canım ? Nasıl oldun uğrayamadıgım için üzgünüm dedi ve bana kocaman sarıldı.
-Beni boşverin Rüzgar nasıl ?
-O iyi...yani sanırım.Doktor artık uyanabilecegini fakat bunu istemediğini söyledi.Oğlum uyanmak istemiyormuş hepsi yalan söylüyor diyerek ağlamaya başladı.
-Yapmayın lütfen siz güçlü olun ki Rüzgar sizden güç alabilsin.
-Haklısın canım çok haklısın.Hakan amcan eve bi kaç parça eşya almaya gitti.Ben bi lavaboya gideyim.Rüzgarın yanında durabilirsin değilmi ?
-Ah tabii çok isterim belki duyar beni dedim gözlerimin dolmasına aldırmadan.
-Ahh Mira sabah adını sayıkladı.Senin adını. O sana aşık...Neyse çıkıyorum.
Kapıyı kapattıgında yatakta öylece yatan Rüzgara baktım.Onu böyle görmeye alışkın değilim.O beni güçlü tutar ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.Gerçekten.Yavaş adımlarla yatağın yanına gidip popomu koydum.Yüzüne baktım.İlk kez onu savunmasız ve bitkin görüyordum.Ten rengi bembeyazdı.Dudakları kurumuş ve çatlatmıştı.Gözleri çökmüş ve morarmıştı.İlk kez bu kadar kötü gördüm onu elimle sağ elini kavradım ve sıktım.Dudaklarıma götürüp ufak buseler kondurdum parmak bogumlarına.
-Özür dilerim çok çok özür dilerim bilemedim.Nerden bilebilirdim saplantılı bi ahmak olduğunu.Sana zarar verbilecegi aklımın ucundan geçmezdi.Ben çok alıştım sana bırakma beni yalvarırım.Be- ben- seviyorum seni çok seviyorum lütfen dedim ve kafamı karnına gömdüm.
-Acıyor.
-Uyan lütfen.
-Mira ah- acıyor.
-Rüzgar..! Uyandın.S-se-sen uyandın.Allahım şükürler olsun. Binlerce kez şükürler olsun...
Rüzgarın bakış açısı:
Sabahtan beri başımdaki ağlayışları konuşmaları dinliyorum.Tamam kızmayın bu sabah bilincim açıldı aslında ama gözlerimi açmaya gücüm yoktu.Bi iki kere Mirayı çagırdım.Gelmedi.Duymadı beni.Ona ihtiyacım vardı.Mavi gözlerine.Siyah saçlarina.Kadife sesini duymaya.Gelmedi ama.Hiç gelmedi.Sonra uyudum.Uyandıgımda kokusunu duydum.Şeker kokusunu.Sevimli tam yemelik olan şekerler gibi kokan kokusunu...Yinede gözlerimi açamadım.Konuşmaya başladı.Özür diledi sonra sevdiğini söyledi.Kalbim öyle attı ki bi an ayağa bile kalkabilirim sandım.Ya kalkamadım tabi ama yani kalkabilirdim biliyorum.Kafasını karnima gömdü canım yanmadı.Onun yaptıgı hiç birşey canımı yakamazdı zaten.Aşk böyle bir şeydi demek ki...İsterse kalbini sökerdi kan kustururdu içini parçalardı ama yaptığı hiç birşey uzun zamanlı yakamazdı canını.O an öyle bi andı işte.Önce ufak bi sızı oldu sonrasında harika bir huzur.Kelimem yoktu ona söyleyebilecegim.Ağzımı açsam seni seviyorum derdim. Sana aşığım derdim.Biliyorum kendimi ilk kez böyle hissettim.Acıyor diyebildim sadece onu öpemedigim seni seviyorum diyemedigim her an acıyordu kalbim zaten yalan değildi ki.Uyanmama o kadar sevindi ki ben bile o kadar sevinmemistim.Kendini suçlu hissediyor olması çok canımı acıtıyordu.Bilmiyor ki onun için yaptigim herşeyin bana zevk verdiğini.Anlamiyor ki.Anlatamiyorum ki.
-Ben hemen Esma teyzeye haber vereyim diye hızlıca hareket etti.
-Gitme dedim ve bileğini yakaladım.Eminim annem beni ayakta karşısında görürse daha mutlu olacaktır.
-Asla.!
-Ne yani mutlu olmaz mı ?
-Yani tabii olur da.Sen ayağa kalkamazsın.
-O nedenmiş prenses ?
-Ah çok özlemişim bana böyle demeni.Çok korkuttun beni aptal.
-Bende korktum gelmemenden.Hiç gelmeyeceksin sandım.Hem ne senin bu halin ha hastane önlükleri serumlar falan.
-3 tam 3 koca gündür köpek yavruları gibi uyutuluyormusum prensim ama kurtarmaya gelmediniz maalesef.
-Ne ? O da ne demek Mira ne için uyutuluyorsun ?
-Ya şey aslında..
-Ne aslında.?
-Ya öylesine işte.
-Ne öylesine 3 gündür öylesine mi uyuttular seni prenses.
- Beni utandırma.
-Benden utanma o zaman prenses dedim ve yatakta dogruldum.Elimi eline göturdum.Bu sefer ben onun parmak bogumlarını öptüm.
-Çok kötü görünüyorsun dedim tekrar konuşmaya başlayarak.
-Ne zamandır bu kadar kabalaştın acaba dedi ve hızlıca elini elimden çekti.
-Şakaydı dedim kısık bir sesle.
-Biliyorum aptal dedi aynı ses tonuyla.
-Rüzgar annene söylememiz lazım uyandığını kadın perişan.
-Şimdi dışarı çıkıcaksın herkes odaya doluşucak ama dedim surat asarak.
-Öyle yada böyle o insanlar buraya girecek dedi ve tekrar yanıma oturdu.
-Rüzgar sen böyle rahatmısın ya çok rahatsız görünüyor.
-Göründüğü gibi değil dedim ve onu yanıma çektim usulca uzandı yanima yavru kedi gibiydi canımın acımasından korkar gibi bi hali vardı.
-Seni seviyorum Mira çok seviyorum dedim bi anda kollarım arasında kalan prensesime.Bana döndü ve günlerdir yatmamdan dolayı kuruyan dudaklarımı dudaklarıyla ıslattı...