18.BÖLÜM

43 3 3
                                    

Bir hafta sonra;
Aşk yada sevgi bilmiyorum.İnsanın kalbine zoru olan hangisi ? Canını yakıp sonrada en iyi söndüren ? Gözlerine bakmaya utanıp yinede sadece yanında olmak istersen ne olur bu aşk mı sevgi mi ? karar veremesemde her duyguyu içine hapseden tek bir kelime 3 harf AŞK.Gerçekten hiç yaşamam sandığım şeyin ortasına mı düştüm?Gözleri... Rengi değişen ama ela olmayan gözleri.Maviyse boğuluyorum gözlerinde...Yeşilse kapanıp kalıyorum...Sormayın nasıl olur diye ? Başımı döndüren gözlerinin renk değiştirdiğini bir tek ben görüyor olabilirim çünkü.Konuşmak istiyorum uzun uzun hesaplıyorum kelimelerimi nerde ne söylemem gerektiğini ama gözlerine bakınca hesapladıgım düşündüğüm hiç bir şey kalmıyor aklımda sizce de garip değil mi ? Geçen hafta hastane odasında yine ne konuşsam diye düşünürken seni seviyorum diyince afallamıştım.Düşündüm ne cevap vermeliydim diye verebilecegim tek cevap yoktu.Söyleyebilecegim tek bi kelimem yoktu.Öptüm.Döndüm soluma ve uzandım kuru dudaklarına belki burada olmamalıydı yada ilk öpücügümü almayı beklerken onu vermek hem de ilaç kokan ve serumu olan bir adama...Gariptir ama en doğru şeyi yaptığım konusunda kararlıyım.Derin düşüncelerim arasında kaybolmuşluğumdan beni çekip çıkaran yine o adamdı.Rüzgar.Adıyla dahi sersemlerken onunla yakın olmayı garipsemem normal mi ?
-Mira ? İyi misin ?
-Ah iyiyim dalmışım sadece.Gülümsedim ve yine kusursuz gözlerine baktım bu sefer koyu maviydi gözleri.
-Gözlerin...Renk mi değiştiriyor yoksa halisünasyon falan mı görüyorum.
-Değiştiriyor. Sana bakınca.Gözlerine bakınca.Bir tek gözlerim değil herşey değişiyor.
-Mavi ve yeşil alakasız degilmi ?
-Hmm odun olduğunu düşünmelimiyim ?
-Üzgünüm sadece bu konuşmayı bizim evin mutfağının tezgahında yapıyor olmamız romantizme odaklanmamı engelliyor.Ayrıca merak ediyorum.Tuhaf değil mi yani ? Mavi ve yeşil.
-Buna bilimsel olarak cevap vermek istiyorum.Duygusal konuşmam olmadı gibi.Sebebi gözlerimin açık bi renk olması ve aslına bakarsan bu kalıtsal bi hastalık.Milyonda bir oluyor ve büyükannem ve bende var tuhaf ama bukelemun gibi.Mavi bir şeye bakıyorsam ki gözlerin mavi benim gözlerim de koyu mavi olur.Fakat yeşil bir şeyse baktıgım açık yeşil oluyor.
-Ya farklı bi renkse ? Dedim agzim O şeklini alırken.
-Hmm o zamanda baktıgım renk bendeki hangi renkle uyuşursa değişiyor.
-Vay be biz hala muş anasını satıyım.Zaten bende şans olsaydı annem sultandan erkek dogardım.Kendi kendime homurdanırken Rüzgarın tuhaf bakışlarıyla kendime gelip özür dilemiştim.Soracak olursanız hadi mutfaktasınız anladık da tezgahın tepesinde ne işiniz var ? Sormayın çünkü bende bilmiyorum.Tezgahtan indim ve salona geçip oturdum.Rüzgar arkamdan gelip yanındaki koltuğa oturup kolunu da benim omzuma atmıştı.
-Polise ne zaman gideceksin bugün gelmen gerektiği söylendi.
-Offf daha o var değil mi diye sıkıntıyla iç geçirdi ve omzumdaki kolunu alıp saçları arasına daldırdı.Bi an bende yapmak istedim ama kendimi dizginledim.Ne işim var canım çocuğun saçının içinde diye düşünerek.
-O zaman ben gidip bir duş alayım sonra giderim ifademi veririm akşamda biz birşeyler yaparız ne dersin ?
-Bende gelmek istiyorum Rüzgar.
-Bu konuyu kapattıgımızı sanıyordum ?
-Ya valla birşey yapmam oturur beklerim bi köşede lütfenn.
-Hayır Mira evde otur bi köşede bekle.
-Gıcık yanında olmak istiyorum sadece.
-Hayır dedim belki o Piç te ordadır yüz yüze gelmenizi istemiyorum.
-Tükürürüm lama gibi pühh allah onu kahretmesin.
-İşte bak bu yüzden evde kal dedi ve uzanıp yanagıma bi buse kondurdu ve kapıya yöneldi.Aslında belki de gitmemek doğruydu.Sonuçta benim yüzümdendi evet hala aşamadım bu takıntımı ama yani sonuçta birşey olmadı ama olabilirdi.İki tam iki kursun borumu amk.Korkuyorum ona birşey olmasından.Tüylerim ürperiyor 1 hafta öncesini düşündükçe.Düsünmemeliyim diye homurdanarak odama çıktım.Duşa girip biraz rahatlamayı umuyordum.Annem Esma teyzelere gitmişti.Banyodan sonra hemen oraya çökmeyi planlayarak suyun altına girdim.Çıkar çıkmaz soluğu dolabın önünde almıştım.Üzerime yüksek bel kot rengi aşırı sıkı ama gayet rahat bi pantolon giydim üzerine koyu renk bi tişört giyerek ön kısmını pantolonun içine tıkıştırdım.Kapının önüne kadar koştum ardından ıslak ve taramadıgım saçlarımı şifonyerin aynasında gördüğüm gibi geri döndüm.Hemen saçlarımı tarayarak salaş bi örgü yaptım ve sıfır makyaj evden çıktım.Ayakkabılarımı da Rüzgarların kapısında giymiştim zaten çaktırmayın.Çok acele ettim evet ama Rüzgarı çıkmadan yakalayıp biraz daha zorlamak istiyordum.En azından oraya kadar gelmeme izin verir umuduyla kapıyı çaldım.
-Buyurun Mira hanım.
-Merhaba.Yenisiniz sanırım dedim samimi olmaya çalışarak.
-Evet efendim dün başladım buyurun içerde Esma hanımlar.
-Tesekkur ederim.
İçeriye girer girmez hararetli hararetli konuşan annem ve Esma teyzenin surat ifadesine ve arada kalan taze yarime baktım.Bi sağa dönüp anneme bakıyor arkasından dönüp Esma teyzeye laf yetiştiriyordu.
-Anne ya karakola gidicem diyorum ya.
-Oğlum kim vurdu bana niye anlatmıyosun ya kimin ne derdi var seninle ha bana bi anlat sonra bırakıcam.
-Ya anne sonra dedim ya.Ah mira kurtar beni diye üzerime doğru gelen Rüzgarı görünce gözlerim yuvalarından çıkıcak gibi oldu.Beni aralarına atıp kaçıcak işte diye düşünürken kolumdan nazikçe tutup kolonun arkasına çekti.
-Annemlerle kal ve hiç birşey söyleme olur mu ?
-Neden merak ediyor kadın sen çekiniyosan ben anlatırım nasılsa benim suçumdu.
-Mira senin suçun yok sil artık aklından şu düşünceyi.Kimseye birşey anlatma olur mu Lütfen dedi gözlerini iyice açarak.
-Peki iyi söylemem ama içim rahat değil tamam mı ?
-Anneme kahve yap kahve şimdiden alış.
Arsızca sırıtarak kapıya doğru yürümeye başladı.Arkasından aptal saptal sırıtırken annemin sesiyle kendime geldim.
-Miraa buraya gelsene bebeğim.
-Ay allahım bebeğim dedi diye homurdanarak yanına gidip uslu bi kız gibi çöktüm tekli koltuğa.Bu sırada düşünmekten alıkoyamadım kendimi.Rüzgar annesine niye söylemedi acaba ne tepki verirdi diye.
-Hayır yani anlamıyorum bu oğlanı yani sık sık kavga eder evet erkek adam ama yani Aylin silah bu çok tehlikeli kim neden nasıl yapar anlamadım.Kim olduğunu bi ögrensem şu çocuktan yemin ederim iki dünyada ellerim yakasında olur.Benim oğlum bitanecik evladım başka evladım yok ki benim ya bir şey olsaydı napardım Aylin diyerek önümde ağlamaya başlayınca yine kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım.Hafiften benim de gözlerim sulanmıştı.Bu yüzden mi annesinin bişey öğrenmesini istememişti.Annesinin bana karşı tepkisinin kötü olabileceğinden yani.
-Ben şey eve gidiyim.
-Nereye kızım ?
-Ocakta yemeğim kaldı diye mırıldandım.
-Ne dedin canım ?
-Annecim işim var telefonumu unutmuşum ben alıyım geliyim olur mu ?
-Tamam kızım ben burdayım.
arkama bakmadan olay yerinden topukladım.Dışarıya çıkar çıkmaz ılık hava yüzümü yaladı.Keşke buluşabileceğim yada ne biliyim en azından konuşabilecegim bi arkadaşim olsaydı diye düşündüm.Baktım eve gitmek sıkıcı sahile doğru yürümeye başladım.Çeşmenin dar sokaklarında kendi kendime yürürken bi iki mağazaya girip bi kaç kıyafet aldım.Telefonun çalmasıyla baktığım kot şortlardan uzaklaştım.Arayanın Rüzgar olduğunu görünce aptal aptal sırıtmama engel olamadım.
-Mira ?
-Efendim ?
-Nerdesin eve uğradım yoksun ?
-Bilmem öylesine dolanıyodum.
-Hmm nerdesin bende geliyim ?
-Ya hayır gelme ya daha yeni çıktık hastaneden Rüzgar çok zorluyosun kendini eve geç geliyorum bende hadi.
-Kızım söylesene nerdesin ya iyiyim ben sen böyle söyleyince daha hasta hissediyorum.
-Ama dikişlerin--
-İyiyim dedim bitanem nerdesin ? Dişlerini sıktığını telefondan dahi anladıgımdan hafif korkuyla bulunduğum yeri tarif ettim ve biraz yürüdükten sonra bi Cafe bulup oturdum.
-Buyurun ne alırdınız ?
-Sade türk kahvesi ve pasta istiyorum çikolatalı olsun lütfen.
-Hemen getiriyorum.
Bu sırada çalan müziğe kulak kabarttım Nil Karaibrahimgilin Rüzgar isimli şarkısı çalıyordu.İstemdışı sırıtmıştım.Kısık sesle şarkıyı mırıldanırken Rüzgarın arabasını gördüm.Siyah üzerine yapışarak bütün baklava kas ne varsa ortaya çıkaran bi tişört altınada siyah kuralını bozmadan giyilen dar bi pantolon.Arabanın kapısını çarptı ve siyah saçlarını savurarak bana doğru ilerlerken ne kadar ateşli göründügünün farkında olup olmadığını düşünüyordum.
-Hmm demek öylesine dolasıyordun haaa ? Alışveriş torbalarını çenesinin ucuyla gösterirken çarpık bi şekilde gülü.
-Canım sıkıldı napiyim derken ayağa kalktım ve ona uzanarak sarıldım.Bu parfüm olamaz cidden hani böyle yağmur yağdıktan sonra dışarı çıkarsınız da toprak kokusu burnunuzu doldurur ya tam olarak o koku nasıl parfüm olabilir ki ?
-Hiç arkadaşım yok onu farkettim sen yokken çok canım sıkıldı ya dedim dudaklarımı düşünerek.
-Arkadaşa ihtiyacın yok ki ben varım ?
-Az önce yoktun ama ?
-Zorunda kaldım seni karakola götüremezdim.
-Sahi ne oldu gördün mü Batuhanı ?
-Hı hı dedi eliyle garsonu çağırırken.
-Cappuccino lütfen.
-Ama annene neden söylemedin ? Araya girdigimin farkındayım ama hala merak konum o.
-Öyle gerekti.
-Üstü kapalı konuşma.Lütfen.
-Mira ya olayı didikleyerek ikimizide yıpratıcak unutana kadar geçişticez tamam mı ?
-Rüzgar o bi anne nasıl unutur kendi öz çocuğunun bi kız yüzünden yaralandıgını haklı kadın başka evladı yok biraz anla onuda merak etmekte haklı ?
-Seni seviyorum.
-Bende seni seviyorum Rüzgar ama konumuz bu değil.
-Konumuz tam olarak bu Mira.Ögrenmemeli anladın mı ?
Tam daha fazla ısrarla geri dönüş yapıcaktım ki garson araya girdi.
-Buyurun efendim.
-Eyvallah koçum.
Rüzgarın garsona karşı tutumu ağzımı açık bırakırken acaba banada gülüm dermi ki düşüncesiyle bakakaldım.Bu sırada tam olarak kulağımı tırmalayan bi ses Rüzgarcığımmm diye yırtınarak beni kendime getirdi.
OMG ??

İLK AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin