11.Avcı

692 57 69
                                    

Helloo biz geldik.

Umarım iyisinizdir. Değilseniz bu bölümün size iyi gelmesi dileğiyle. Hastalıklarla mücadele ettiğim bir dönemdeyim ve bu inanın ki yazmam engel oluyor ama yazmak bana iyi geliyor bir kelime olsa bile yazdım ve nihayet geldim. Hem hastalık hemde yoğun bir iş temposu ve ders ama herşeye rağmen yine yazmaya devam edecem biraz geç gelecek bölümler ama gelecek umarım beni anlayışla karşılarsınız. Umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim💙⚘

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kanbur zaman içinde. Eskiden bir avcı varmış. Bütün orman o avcıdan korkarmış. Avcı çok güçlü ve zekiymiş. Gözüne kestirdiği avını çok iyi izler sonrada kalbinden vururmuş.

Avcı ormandayken ses çıkarırmış. Yani avına geldiğini belli ediyormuş. Ona rağmen avı korktuğu için kaderine razı gelip beklermiş. Avcı ise bunu görünce yüzünde bir tebessüm oluşurmuş.

Alev de aynı bir avcı misali karşısındaki askerlerine bakıyordu. Askerleri ise bir av misali verdiği cezayı çekiyorlardı. Artık hipotermi geçirmek üzerilerdi. Alev üç gündür buna devam ediyordu. Ancak bugün sonlandıracaktı. Ankara'nın ayazı işlerini yeterince zorlaştırmıştı.

"Asker."Diye bağırdı Alev az ilerisinde duran nöbetçi askere.

Asker koşarak gelip Alev'in karşısında durup selam verdi.

"Emredin komtanım."Dedi Asker.

"Arkadaşlarını çağır komtanlarına yardım edin çıksınlar."Dedi Alev sonra da arkasını dönüp gitti.

"U..ulan anamızı ağ.. ağlattı."Dedi Emre titreyerek.

"S..sus lan duyacak şimdi."Dedi Artuk sinirle.

Askerlerin yardımıyla hepsini çıkarmışlardı.Hepsi tir tir titriyordu. Askerlerin yardımıyla yatakhanelere gidip sıcak birer duş almışlardı. Hepsi temiz üniformanlarını giyip dinlenme odasına geçmişlerdi. Ancak hala üşüyorlardı. Vücutları hala tepki gösteriyordu. Onlar öylece kendilerini ısıtırken içeri Binbaşı Özen ve Poyraz girdi. Hepsi hazır ola geçerken Poyraz gülmemek için zor duruyordu.

"Rahat oturun."Dedi Binbaşı Özen hallerine bakarak. Gülmek istemiyordu ama arkasındaki askeri ona pek yardımcı olmuyordu.

"Poyraz gülerken belanı sikerim. Afedersiniz komtanım ve hanımlar."Dedi Alpaslan sinirle.

"Oğlum kusura bakmayın ama sudan çıkmış balık gibisiniz."Dedi Poyraz ve kahkahayı bastı.

Hepsi ona tip tip bakarken o hala gülüyordu. Poyraz resmen onların acısından besleniyordu. Onlar birbirlerine takılırken dinlenme odasına başka biri girdi.

"Binbaşı Özen Ankara'ya geldin geleli sormaz oldun."Dedi Yabancı adam.

Herkesin başı kapıya dönerken üzerinde askeri üniforma olan omuzlarındaki yıldızlardan bir Binbaşı olduğu anlaşılıyordu. Poyraz ve Özen dışında kimsenin tanımadığı bu adam sırıtarak hepsine bakıyordu.

"Binbaşı Kandemir seni hangi rüzgar attı buraya."Dedi Özen kollarını arkadaşı için açarken.

İki arkadaş sarılırken Poyraz homurdanıp durmuştu. Onlar iki arkadaş hasret giderirken Albay odasına giren Alev neden çağırıldığını merak ediyordu.

"Beni emretmişsiniz komtanım."Dedi Alev gayet sakin bir sesle.

"Geç otur Kılıç konuşacaklarım var."Dedi Kenan albay.

Alev albayın karşısına kurulduğunda ne konuşacaklarını bekledi. Az da olsa görev olduğunu tahmin ediyordu. Özlemişti aslına bakarsan yine sahaya çıkmak istiyordu.

KIZIL KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin