2. BÖLÜM

239 8 0
                                    

   Şuan boş sokaklarda dolaşıyorum, aslında Raşit ve Emre'yi rahatsız etmek istemiyorum ama başka şansım yok. Telefonumu çıkarıp Emre'yi aramaya başladım. İlk çalışta açıldı. Pusuya yatmış pezevenk.

"Sen arayan bütün kızların telefonunu anında açıyor musun lan?!"

"Yok lan telefonla oynuyorum senin aradığını gördüm. Birtanem."

"Emre" sesin aşırı kötü çıkmıştı.

"Lerin, sen iyi misin?"

"Değilim Emre gerçekten değilim" daha fazla dayanamayıp gözlerimin işemesine izin verdim.

"Bebeğim sen nerdesin? gelip alıyım."sesi telaşlı çıkmıştı.

"Şimdi bizim her zamanki parka geçicem oraya (hığk) gel." Diyebildim burnumu çeke çeke.

"Tamam kuzum gelicem ben. Sen dikkatli ol bi tanem." Onaylayıp telefonu kapattım.

  Her zamanki parka geldiğimde bomboş olduğunu gördüm. Aslında daha iyi rahatça ağlayabilirim. Rastgele bir banka geçip sessiz ama deli gibi ağlamaya başladım. 5 dakika boyunca aralıksız ağladım. Yavaş yavaş sakinleşirken Emre'yi gördüm. Beni böyle görmeye alışık olmadığı için motorunu bırakıp koşarak yanıma geldi. "Lerinkuşum noldu sana?" Daha fazla dayanamadım sarıldım ve tekrar hıçkırarak ağlamaya başladım. "Kuzum, noldu anlatmak ister misin?" Bir yandan saçımı okşayıp bir yandan konuşuyordu. "Değilmişim Emre o şerefsizin çocuğu değilmişim." Emre'nin saçımda ki eli durdu. "O ne demek güzelim şunu daha açık anlatsana." Kafamı göğsünden kaldırıp alttan alttan ona baktım. "Daha bebekken karıştırılmışım. Bu felakete bebekken bulaşmışım. Emre gerçek ailem beni yanlarına almak istiyor, ne yapıcam bilmiyorum." Emre beni daha sıkı sarmaladı. "Bilmiyorum ne diceğimi bilmiyorum ama sen güçlü bir kızsın. Aile konusuna gelicek olursak, seni zorlamam fakat bir şans verebilirsin. Ben her zaman senin yanındayım." İyice sindim göğsüne "Teşekkür ederim kurtarıcım iyi ki varsın." Gülümseyip saçıma bir öpücük kondurdu.

Biraz daha o şekilde durup kurtarıcının motoruyla onların evine geldik. Ben direkt burda ki kendi odama çekildim. Emre Raşit'e anlatırdı. Yarında ikisiyle konuşurum. Bu şekilde düşünerek kendimi uykuya bıraktım.

Sabah uykumu alıp uyandığımda yanımda Raşit vardı. Geldiğini hiç duymamıştım yorgundum bu yüzden ağır uyumuştum. "Günaydın güzelim" düştük demi düştük. "Günaydın yakışıklım." Diyerek yanağını öptüm.

Lan bi saniye Emre asla Raşitle beni bırakmazdı normalde. "Bana bak ve doğruyu söyle!" Ciddileşti ve bana bakmaya başladı. "Emre'yi ormana kaçırıp, 45 yerinden bıçaklayıp, gözlerini kaşıkla oyup, dilini kökünden kesip, varile koyup, üstüne benzin döküp ve yakıp onun üstüne de beton döküp denize mi attılar DOĞRUYU SÖYLEĞĞ?!" Diyip derin bi nefes aldım.

Raşit bana şaşkın bir şekilde bakarak cevap verdi. "Ekmek almaya gitti." Dedi ve hemen yanımdan kalktı. "Kızım sen nasıl bir psikopatsın senin nasıl bir bilinç altın var." Bense tehlikeli bir şekilde sırıtıp, yataktan kalktım. Hala aynı şekilde sırıtırken onun tam yanında durup yanağından öptüm ve "Merak etme bunları ilk uygulayacağım kişiler siz değilsiniz." Diyip odada ki banyoya girdim.

Banyoda ki işlerimi halledip, ayakta bi 3 dakika hayatı sorguladıktan sonra banyodan çıktım. Hemen saçımı da dağınık bir topuz yaparak mutfağa geçtim. "Nabıyon la eşek?" Raşit'e baktığımda ocakta ki omletle kavga ettiğini gördüm. "Lan sen mal mısın? Niye omletle kavga ediyon." Ani bir hareketle bana dönünce yerimde sıçradım. "Lerin bu omlet pişmiyoo." Kaşlarımı çatıp yanına gittim. "Salak çünkü ocak açık değil." Diyip kafasına vurdum. "Haaağ" o aydınlanma yaşarken kapı çaldı.

   Koşarak kapıyı açmaya gittim. Açtığımda karşımda Emre yerine Serkan'ı gördüm. Tam geri kapatırken kapıyı iterek açtı.

  "Ne var ALLAH'ın belası ne var?" Üstüme doğru gelicekken "Ooo kimleri görüyorum." Arkadan Raşit'in sesi geldi. Gelmesiyle birlikte Serkan'ın yumruk yemesi bir oldu. "Ya salak napıyon?" O bana tip tip bakarken "Öyle vurulmaz böyle vurulur." Diyerek bir yumrukta ben attım. Serkan uslanmaz olduğu için "Lerin eninde sonunda bana geliceksin." Salak yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk. Elimle okey işareti yapıp eve girdim.

  Kapıyı kapatçakken geri açıldı.
Baktığımda Emre'yi gördüm. Zaten o da diğer malı takmadan içeri girdi. Alışmıştı artık. Bende arkasından kapıyı kapatarak içeri girdim.

  Birlikte eğlenerek kahvaltımızı yapıp, mutfağı topladık. Şuan da salonda ben Emre ve Raşit'in arasında oturmuş dizi izliyorduk. Dikkatimizi dağıtan benim telefonumun zil sesi oldu. Baktığım da yabancı numaraydı.

  "Alo" dedi tanımadığım bi ses

"Alo, kimsiniz?"  Dedim.

"Kızım ben Anıl Şey baban olan Anıl'dan." Gülmemek için kendimi zor tutarak cevap verdim.

"Anladım. Bir sorun mu var?" Derin bir nefes aldı.

"Ben bir şey sorucaktım."

"Tabi ki, dinliyorum." Dedim sakince.

"Akşam yemeğine bize gelsen olur mu? Hem daha yakından tanışmış oluruz." Dediğinde Emrelere baktım. Telefonun sesi açık olduğu için duyduklarını biliyorum. Onlar da kafalarını sallayarak onay verdiler.

"Peki tamam. Gelirim." Mutlulukla gülüş sesi geldi.

"Teşekkür ederim kızım." Bende gülümseyerek rica ettim.

"Ama söylemem gereken bir şey daha var."

"Buyurun"

".............."
















Emre CABAY18 yaşında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Emre CABAY
18 yaşında


Raşit AKGÜN18 yaşında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Raşit AKGÜN
18 yaşında

Bundan sonra ki bölümler daha uzun olucak. <3

Arkadaşlar benim bi açıklamam olucak. 1. Bölüm ve 2. Bölümün başlangıç taraflarını ben yazmadım.

Zaten diğer bölümlere bakarsanız benim kalemimin daha farklı olduğunu anlayabilirsiniz.

Bu bölümlerde çok saçma yerler var ama kaldırmakta istemiyorum yani düzeltmek o yüzden buraları çok kafaya takmayın kitap böyle devam etmeyecek. Daha okunur bir hâle gelecek

YALANDAN HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin