Kıvılcım'ın bir tasarım ofisi vardır. Can ve Fatma'da ofiste çalışan mimarlardır. Can mimar arkadaşı Ömer'i de iş için ofise çağırır. Ofise geldiğinde Can ve Fatma'nın aralarındaki tartışmanın büyümesiyle ikili kavga etmeye başlar ve sorunu halletmek için dışarı çıkarlar. Odada sadece Ömer ve Kıvılcım kalır)
Kıvılcım ne olduğunu anlamaya çalışırken Ömer'in kendisini izlediğini görür
Kıvılcım: Sende kusura bakma lütfen. Böyle bir olaya şahit oldun.
Ömer (gülümser): Benim için problem yok
Kıvılcım: Anlamıyorum ki, kaşla göz arası ne oldu da kız bu hale geldi.
Ömer (resimleri görünce incelemeye başlar, bir yandan da Kıvılcım'a cevap verir): Siz kadınlar bile birbirinizi anlamıyorken, bir de biz erkeklerin sizi anlamalarını istersiniz
Kıvılcım (sinirlenir): Ne alaka ya? (Ömer'in gülmeye devam ettiğini görünce daha da sinirlenir) Hem sen ne yapıyorsun? Bırak (bilgisayarı elinden alır).
Ömer (kollarını göğsünde birleştirmiş Kıvılcım'ı süzer): Sen hep böyle asabi misin?
Kıvılcım (kaşlarını çatarak Ömer'e bakar): Sen hep böyle gerizekalı mısın?
Ömer (gülmeye başlar): Genelde böyleyimdir. (bilgisayarı işaret eder) Ben böyle tasarlanmış bir odada kalmak istemezdim. Anında otel değiştiririm benden söylemesi
Kıvılcım (Ömer'i süzer): Bizde hep yalvarıyorduk Önder Bey nolur otelimizde kalın diye
Ömer (gülümser ve ayağa kalkar): Ömer.. (Kıvılcım anlamsız bakar) ismim Ömer. Bir Mimar olarak meslektaşlarımı eleştiriyorum (ayağa kalkar ve odadan çıkmak için kapıya doğru ilerler) kendinize başka mimarlar bulsanız iyi olur yoksa iki güne kapatırlar bu oteli
Kıvılcım (bilgisayara bakar, sessizce): ben seni kapatıcam şimdi!! (Ofisin telefonu çalınca cevap verir) Efendim..... Toplantıyı erteleme gibi bir şansımız var mı?..... Anladım..... Ben halledeceğim (Telefonu kapatır odadan çıkar ve Ömer'in kollarını göğsünde kavuşturmuş duvara yaslandığını görür) Ne bekliyorsun burada?
Ömer (gülümser): Arkadaşım Fatma'nın peşine gitti. Ben de burada bekliyorum, bir sakıncası var mı?
Kıvılcım: Aşağıda neden beklemiyorsun?
Ömer (derin nefes alır): Sen sinirini benden çıkarmakta ısrarcı mısın?
Kıvılcım (Ömer'i süzer): Sen ne kadar sinir bozucu bir insansın ya? (yürümeye başlar).
Ömer (Kıvılcım'ın arkasından seslenir): Nereye gidiyorsun?
Kıvılcım (Ömer'e boş bakışlarla bakar): Toplantıya nereye olacak!! Sana hesap mı vereceğim ben (Ömer hızla yürür ve Kıvılcım'a yetişir, elinden dosyayı alır. Kıvılcım kızar) Napıyorsun?
Ömer (Kıvılcım'ın yanında yürüyerek dosyaya bakar): Ben de katılıyorum toplantıya
Kıvılcım (dosyayı elinden alır): Ne münasebet?
Ömer: Can beni bu toplantı yüzünden çağırdı ama istemezsen katılmam
Kıvılcım (Can ve Fatma hala gelmeyince başka seçeneği olmadığını anlar): Tamam (Ömer durur ve gülümser ama arkasını dönmez. Kıvılcım Ömer'in yanına gelir) Kusura bakma
Ömer (sözünü keser): Tamam kabul ediyorum
Kıvılcım (şaşırır): Neyi kabul ediyorsun?
Ömer (gülümser): Akşam yemeği teklifini
Kıvılcım (tebessüm eder): Çok klişe oldu bu
Ömer (Kıvılcım'ın tebessümünü görünce büyülenir): Hadi ya (Kıvılcım bakışlarını Ömer'den alıp yüzünü çevirir. Ömer derin nefes alır) Ben seni davet etsem
Kıvılcım (sert tonda): Hayır tabii ki (Ömer'e bakar ciddi bir ifadeyle) Artık gidebilir miyiz?
Ömer (yol gösterir): Tabi, önden buyur lütfen (morali bozulmuştur)
Kıvılcım (Ömer'in ifadesini görünce gülümser): Ama toplantıdan sonra bir kahve içebiliriz. Teşekkür amaçlı
Ömer (gülerek başıyla onaylar): Olur tabi (yürümeye devam ederler, Ömer Kıvılcım'ın gülümsediğini görünce hoşuna gider) Gülmek sana çok yakışıyor.
Kıvılcım (ciddileşir): Abartma
Ömer (ellerini kaldırır): Pardon (Toplantı salonuna doğru ilerlerler)
…