Ömer o ufak desteye elini uzattığında üzerinde pek düşünmemişti. Başına neler geleceğini tahmin etmesi imkansızdı açıkçası. Parti için süslemeler alırken kuponlara takılmıştı gözü. Her Güne Bir Hediye adlı bir sürü renkli küçük kitapçık... Birini açıp seçimine gülümsedi Ömer. İçi 'Bugün temizlik ellerinden öper', 'Hemen gidip çöpü atıyorum' gibi günlük ufak isteklerle doluydu. Elindekini bırakıp rengini en beğendiğine uzandı, Kıvılcıma en çok kırmızı yakışırdı.
Kıvılcım buna bayılacaktı. Sürekli Ömerin ondan daha az iş yaptığından şikayet ediyordu, tam onun seveceği bir hediyeydi bu. Satın alma işi bitince minik hediyesini gerçek hediyesinin karton kutusuna koydu Ömer özenle. Esas hediye tabii ki pahalı bir içkiydi, alkolik ev arkadaşını başka bir şey memnun etmezdi.
"Bir kupon kitabı mı? Gerçekten mi?"
Kıvılcım inanamaz gözlerle bakıyordu şimdi ev arkadaşına.
"Ne, beğenmedin mi?"
Biraz kaşlarını çatarak kitaba baktı Kıvılcım.
"Gerçekten bunları kullanmamı istiyor musun?" diye sordu kararsızlıkla dalga geçme arası bir ifadeyle.
"Bugün senin doğum günün."
Kıvılcım boğazını temizledi.
"Evet, yani... bugün benim doğum günüm."
Esrarengiz bir bakışla kitapçığı cebine koydu Kıvılcım ve o garip bakışları bütün parti boyunca Ömerin ensesinden ayrılmadı. Kesin odasının temizlenmesi gerektiğini düşünüyordu. Tamam, partiyi hazırlamaya odaklanınca odasını biraz ihmal etmiş olabilirdi ama neden bu kadar takılmıştı anlamıyordu. Kapısı kapalıydı sonuçta, kimse görmüyordu odanın halini.
Gece yarısına doğru herkes dağıldıktan sonra Kıvılcım inleyerek çöktü kanepede Ömerin yanına.
"Bunu en az bir yıl daha yapmayacağım."
Ömer sessizce güldü Kıvılcımın haline.
"Eğleniyor musun? Ölüyorum burada!" dedi Kıvılcım başını Ömerin omzuna yaslayıp koluna koala gibi sarılırken.
"Evet."
Kısa bir sessizlik oldu ikilinin arasında. Sonunda Kıvılcım dayanamayıp çıkarttı kupon defterini.
"Peki, bunları ne zaman kullanabilirim?" dedi alayla.
"Bilincim yerindeyken." Ömer çoktan esnemeye başlamıştı.
"Dalga geçiyorsun, değil mi?"
"Abartma Kıvılcım." Çöp atıp ev temizlemekten de aciz değildi sonuçta.
Birini yırtıp Ömere uzattı Kıvılcım. 'Bir sırt masajına hayır demezdim.'
"Masaj mı istiyorsun?" dedi Ömer zor bela açtığı gözleriyle yandan yandan kadına bakarken.
Kıvılcım hala Ömerin dalga geçtiğini düşünüyordu ama pes edip indirdi elini.
"Yani... Kimin masajı yaptığı belirtilmemiş. Madem bu kadar yorgunsun..."
"Bana masajı yapmak için kuponunu mu harcayacaksın?"
Omuzlarını silkti Kıvılcım.
"Masaja ihtiyacın var gibi duruyor." dedi umursamazca. "Küçük başlayalım, değil mi?"
Ömer estim akıllı ev arkadaşı fikrini değiştirmeden uzandı koltuğa, cidden yorulmuştu, Kıvılcımın hatırı olmasa partiyle falan uğraşmazdı asla. Bir de kadının elleri sihirliydi sanki, aklı olan Kıvılcımın masaj teklifini reddetmezdi.