Ömer oltayı hazırladıktan sonra Kıvılcım'la Efe'ye bakar
Ö: Oğlum gel hadi..
Efe zaman kaybetmeden Kıvılcım'dan ayrılıp Ömere doğru koşar. Kıvılcım hızla kalkıp endişeyle arkasından seslenir.
K: Efe koşma oğlum
Ömer Efeyi omzundan tutup kendine çeker.
Ö: Tamam Kıvılcım, benim yanımda merak etme
Kıvılcım emin olmak için ikilinin yanına doğru ağır adımlarla yaklaşır. Ömer oltanın ucunu açılarak denize fırlatır ve Efenin arkasında dizlerinin üzerine iner.
Ö: Bak buradan tutuyorsun tamam mı?
Efe başıyla onaylar ve ellerini oltaya yerleştirir.
E: Tamam baba..
Ö (kolu tutarak çevirir): Ben sana yardım edeceğim
K (hemen yanlarındaki minderlere oturur): Ya çok yakın durmuyor musunuz?
Ö (Efeyi biraz geri çeker): bir şey olmaz Hayatım korkma. Ben yanındayım
E (kaşlarını kaldırarak Kıvılcıma bakar): Korkma anne, babam beni korur.. Korursun di mi baba?
Ö (Efenin yanağını öper): Aslan oğlum benim, korurum tabii ki
Kıvılcım kafasını geriye doğru yatırıp güneşin yüzüne vurmasına izin verir, aynı zamanda ayaklarını uzatır, rahatlamaya çalışır. Ömer Kıvılcımı süzmeye başlar. Yüzüne yansıyan güneş ışınları teninin parlamasını sağlar. Yüzünden boynuna, düşük omuzuna, beyaz elbisesine kadar her şey bir şiir gibidir. Denize ne çok yakıştığını geçirir içinden ve o fark etmeden tekrar önüne bakar.
Efe önce Kıvılcıma sonra Ömere bakar. Fısıldar tonda konuşur.
E: Annem çok güzel mi olmuş Baba?
Ömer Kıvılcıma kısa bakış atar ve Efenin kafasına hafif vurur.
Ö: İşine bak Kerata.. Çenen değil elin çalışsın (Efe gülerek önüne döner).
Efe Ömere birkaç kez seslenmişir. Ömer Kıvılcımı bir süredir seyrediyordur. Kıvılcım sıcaklığın ve deniz kokusunun verdiği rahatlıkla ruhunu dinlendiriyordur. Ömer Kıvılcıma bakarken derin düşüncelere dalmış ve hafif gülümsemektedir. Efe sesini yükseltir.
E: Ya Babaaa. Beni dinlesene
Ömer Kıvılcımın kıpırdadığını görünce irkilir ve Efe'ye doğru eğer yüzünü.
Ö: Söyle paşam, niye bağırıyorsun?
E (küsmüş gibi omuz silker): Çünkü beni duymuyorsun
Ömer Kıvılcıma kısa baktıktan sonra göz göze gelirler. Kıvılcım Efenin sesini duymuş, mayışık bir sesle konusur.
K: Her şey yolunda mı?
Ö (başıyla onaylar): Yolunda. Sen devam et.. (Kıvılcım'ın tekrar geri yattığını görünce Efe'ye sessizce) Babacığım niye sesini yükseltiyorsun, anneni rahatsız ediyorsun.
E (omuz silker yine): Ama ben sana soru sordum
Ö (başıyla onaylar): Tamam tekrar sor, cevaplıyım
E (Denize bakarak konuşur): Balık yemi yerse tutcaz ya onu.. İğne ağzına batarsa canı acımaz mı?
Ö (derin nefes alır): Acımaz oğlum.. yani acımaz diye düşünüyorum
K (yatmaktan sıkılmış kalkıp yanlarına gelir): Hava çok sıcak değil mi? (elini Efenin ensesine koyar) Bebeğim terlemeden tişörtünü çıkaralım mı? (Efe Kıvılcıma bakar ve başıyla onaylar).