[Doğa ve Fatihin düğün hazırlıkları için Abdullah Beylerin evinde bir akşam yemeğinde toplanılmış, saatin geç olması bahanesiyle de çıkışta Ömer Kıvılcımı evine bırakmayı teklif etmiştir]
Ömer yolda giderken Kıvılcıma çevirir başını. Kıvılcım telefonu elinde başını kaldırarak gülüyordur. Ömer ile göz göze gelirken bile gülmeye devam eder. Ömer daha önce hiç tanımadığı duyguları hissetmeye başlamıştır. Kıvılcımın bakışlarında kayboluyordur, Kıvılcım Ömerin daldığını farkedince, Ömerin vitesin üzerinde duran eline dokunur. Ömer irkilir ve ani bir fren yapar. Araba toz bulutunda kaybolur.
Ömer (Panikle Kıvılcıma bakar ve omuzuna dokunur. Frenin şiddetinden Kıvılcımın saçları yüzüne düşmüştür. Hızlı bir şekilde nefes alıp verir.): Kıvılcım, iyi misin?
Kıvılcım (başını kaldırıp saçlarının arasından Ömere bakar): Asıl sen iyi misin? Napıyorsun ? Öldüreceksin bizi?
Ömer: İyiyim.. (Eliyle alnını ovalarken) Ya, noldu bilmiyorum. Daldım bir an.
Kıvılcım (Saçlarını elleriyle yüzünden çekerek): Önüne bak yaa. (elini kalbinin üzerine koyar) çok korktum. Hayır, iyi hissetmiyorsan ben kullanıyım?
Ömer (Kıvılcıma bakar): yok iyiyim dedim ya.. öyle bi an bi şey oldu.. Hem ben arabayı kadın kullanırken öyle yanda oturamam
Kıvılcım (şaşırarak güler): Nasıl yaaa?? Sen bizi öldürüyodun!! Kadın araba kullanamaz diyenlerden değilsin dimi?
Ömer: Ben öyle bi şey demedim!
Kıvılcım (arabanın kapısını açar): Biraz hava almam lazım (der ve arabadan iner).
Ömer (Arabadan inerek diğer tarafa geçer. Kıvılcım arabanın kapısına yaslanmış kendine gelmeye çalışır.): Kıvılcım?? İyi misin? (Kıvılcımın tam karşısında durur. Kıvılcım cevap vermediği için, saçlarını iki eliyle yüzünden çekerek başını kendine kaldırır, şevkatli bir sesle) İyi misin?
Kıvılcım (başını onaylarcasına hareket ettirir): hı hı.. iyi-yim.. (ellerini Ömerin kollarına koyar) korktum sadece
Frenin şiddetinden, Kıvılcımın oturduğu koltuğun altına düşen telefonu titriyordur.
Ömer (Kıvılcımla arabaya binerler): Eğer dinlenmek istersen
Kıvılcım: Hayır hayır.. iyiyim ben gerçekten, dedim ya korktum sadece ama iyiyim şimdi.
Ömer (Arabayı çalıştırır): Tamam nasıl istersen.
Kıvılcım (eliyle dur işareti yaparak): Dur!!! Sakın sürme!! (Ömer şaşırarak Kıvılcıma bakar. Kıvılcım şirin bakışlarla Ömere bakarak yavaş hareketlerle kemeri kendine doğru çeker) Önce bi kemerimi takıyım (gülümseyerek gözüyle Ömeri işaret eder) sende tak.
Ömer (başını sağa sola sallayarak gülümser): Öyle olsun.
Kıvılcım ayaklarının ucundan çantasını kucağına alır. Telefonu koltuğunun altında 2 cevapsız arama gösterir ve ışığı söner.. Yola devam ederken Ömer daha fazla zaman geçirebilmek için yanlış yollara girip yolu uzatmaya çalışıyordur.
Alev (Telefon elinde annesine bakarak): Annecim aradım açmadı, mesaj attım artık görürse arar.
Sönmez: hiç yapar mıydı daha önce böyle şeyler, ya bi şey geldiyse Kıvılcımın başına?
Alev: ya da Kıvılcım milletin başına bir şey getirmediyse (diyip güler)
Kıvılcım (Çantasını karıştırarak): Nerede bu ya? (Ömere dönerek) Abdullah Bey’lerde mi unuttum acaba?
