Ömer elini yatağın diğer tarafında gezdirdikten sonra gözlerini hafif aralar. Kıvılcımın yanında yatmadığını görünce, kafasını yastıktan kaldırıp bir süre Kıvılcımın tarafını süzer. Yüzünü diğer tarafa çevirip komodinin üzerinden telefonunu alır. Işığının yanmasını sağlar ve saatin 02.47 olduğunu görür. Kafasını tekrar yastığın üzerine bırakır. Bir süre düşündükten sonra yataktan kalkıp, Umut'un odasına doğru ilerler. Yaklaştıkça Kıvılcımın kısık sesle ninni söylediğini duyar. Bir süre olduğu yerde kalıp Kıvılcımın sesini adeta içine doldurur, çocukça bir gülümseme belirir yüzünde. Daha fazla dayanamayıp yavaş bir hareketle kapıyı aralar. Kapının gittikçe daha fazla aralandığını Kıvılcım fark eder. Ömer kafasını kapı aralığından uzatıp, küçük bir çocuk gibi girmek istercesine bakınca, Kıvılcım kucağında Umut'u uyutmak için, ağır hareketlerle bir sağa bir sola sallanırken gülümseyerek kafasını hafif indirerek gelmesini söyler. Ömer sessizce içeri girer ve yanlarına gelir. Bir elini Kıvılcımın saçlarına koyarken diğer elini sol omzunun üzerine koyar.
Ömer: Ne zaman kalktın? (Elini saçlarında kaydırırken sabahlığının üzerinden omzuna küçük bir öpücük kondurur. Arkasına geçer ve iki parmağını kullanarak Kıvılcımın boynunu saçlarından kurtarır.) Seni yanımda görememekten nefret ediyorum, bilmiyor musun? (Boynu ile omzunun arasındaki bölgeyi uzunca öper, yumuşak bir tonda konuşurken beline iyice dolanır) Ben her uyandığımda sana sarılmak istiyorum (yüzünü saçlarına gömer) öpmek istiyorum..
Kıvılcım (Ömerin kendisine iyice yaklaştığını hissederken aynı zamanda saç tellerini tek tek geçen sıcak nefeslerinin ensesinden bütün vücuduna yayıldığını hisseder. Yüzündeki gülümsemeye engel olamaz ve sessiz konuşur): Yapma.. Çocuğu uyandıracaksın
Ömer (Kıvılcıma aldırmadan aynı şekilde konuşmaya devam eder): Çok özlüyorum seni
Kıvılcım (daha fazla dayanamayıp uzaklaşır ve Ömere doğru döner. Gözlerine bakarak sallanmaya devam eder): Sen neden kalktın? Hayatım gidip yatar mısın? (Ömerin kendine doğru geldiğini görünce gülümser)
Ömer (çenesini tutup dudağını öper): Sensiz yatmam (işaret parmağının tersiyle Umut'un yanağını okşar) Karnı doydu mu?
Kıvılcım (gülümseyerek onaylar): Artık daha çok emiyor
Ömer (yanağını okşayıp alnını öper): Söyledim sana bak, seninle hiçbir ilgisi yok
Kıvılcım (küçük bir kız çocuğu gibi sevinmiştir, Umut ilk doğduğunda yeteri kadar emmiyordu, Kıvılcımın bu yüzden endişeleri vardı): öyle.. (Ömere yaklaşıp Umut'u rahatça görmesini sağlar) Baksana ne kadar küçük, derdini nasıl anlatsın ki? (Umut'u şevkat dolu bakışlarla süzer) Onu anlayamamaktan çok korkuyorum.. Ona yetememekten.
Ömer (yanağını okşayıp yüzüne yaklaşır): Sen çok muhteşem bir annesin.. böyle konuşmanı istemiyorum (Umut'a gülümseyerek bakar) ama iyi iş çıkardık bence..
Kıvılcım (Bakışlarını Ömer’den ayırıp Umut'a çevirir, içten tebessüm ile): O da senin gibi inatçı.. hiç pes etmedi (işaret parmağıyla minik kaşının üzerinden yavaşca geçer) Aşkım benim
Ömer (Kıvılcıma gülümser): Annesinin peşinden az koşmadık.. Yatağına yatırıyım mı? (Kıvılcım başıyla onaylayınca, dikkatlice kollarına alır. Yüzüne yaklaştırıp kokusunu içine çeker) Babasının güzel kokulu oğlu.. (yavaşca yatağına yatırır) Oğlum benim uzun uzun uyuyacakmış, Anneyle Babayı rahatsız etmeyecekmiş.. di mi oğlum?
Kıvılcım (Ömerin söylediklerini umursamadan tedirgin bir ifadeyle Umut'u yatırışını süzer. Müdahale etmemek için zor tutsada kendini dayanamaz): Hayatım yan yatırır mısın lütfen?