Hafta sonu

749 30 8
                                    

- Bir hafta sonu sabahı -

Sevilay (bitki çayını tepsiyle birlikte sehpanın üzerine bırakır): Afiyet olsun Kıvılcım Hanım. Kahvaltıyı hazırlıyım mı?

Kıvılcım (fincanı eline alır): Bekleyelim biraz Sevilay, Ömer uyanmadı henüz

Sevilay (başıyla onaylar): Tamam Kıvılcım Hanım (tekrar içeriye girmek için uzaklaşır).

Kıvılcım (Geri yaslanır ve çayını yudumlarken bebek arabasında kendince oyalanan Umut'a bakar): Ne oldu oğlum? Temiz havaya çıkınca bi sustun (gülerek Umut'a yaklaşır ve beresini düzeltir) Yakışıklı oğlum.. Annesi yesin onu ya

Ömer (merdivenleri iner inmez): Kıvılcım? (kısa bir süre bekler) Kıvılcıımmm?

Sevilay (elinde tabaklarla salona gelir): Günaydın Ömer Bey

Ömer: Günaydın Sevilay. Kıvılcımı gördün mü?

Sevilay (bakışlarıyla işaret eder): Bahçede oturuyor oğlanla

Ömer (Bahçe kapısına doğru çevirir yüzünü): Sağ ol Sevilay.. (Sürgülü kapıyı geçerek bahçeye çıkar. Kıvılcım'la göz göze gelince gülümser).

Kıvılcım Ömeri görür görmez fincanı sehpanın üzerine koyup yerinden kalkar. Ömer yaklaşınca dudağını kısa öpüp sarılır. Bir süre ikisi de birbirlerine sarılırlar.

Ömer (biraz uzaklaşıp kıvılcımın saçını yüzünden çeker): Merak ettim yanımda göremeyince

Kıvılcım (Ömerin yanağını öper): O kadar güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım. Umut'un ağlamasına bile uyanmadın

Ömer (Umut'a bakar): Umut ağladı mı? Hiçbir şey duymadım

Kıvılcım (gülümser): Çünkü annesi oğlunu sırf babası uyanmasın diye bahçeye çıkardı ama o da temiz havayı görünce mayıştı..

Ömer (gülmeye başlar): Paşa oğlum o benim.. Canımın içi (Kıvılcım'dan ayrılıp Umut'u sevmeye başlar).

Kıvılcım (tekrar koltuğuna oturur ve çayını alır): Uyanmamıştın diye kahvaltıyı hazırlatmadım, aç mısın sen?

Ömer (Umut'un yanağını okşar): Yok beklerim ben (kıvılcımın elindeki fincana bakar) Bitanem aç karnına kahve mi içiyorsun sen?

Kıvılcım (tebessüm eder): Sevgilim ben bebek emziriyorum, sence açlığa dayanabilir miyim? Hem kahve değil çay bu.. istersen yaptırıyım sana da?

Ömer (yüzünü buruşturur): Yok kalsın ya.. Senin otlu çaylarını sevemedim ben (Umut'a göz kırpar ve ayağını hafif kaldırarak) di mi oğlum?

Kıvılcım (gülerek ikiliyi izlerken Umut'un güldüğünü görür. yanlarına gelip yere çöker): Ya kıskanıyorum ama beni de alın aranıza

Ömer (Elini Kıvılcımın beline koyar ve yanağını öper): Oğlum ne yapacağız biz senin bu annenle ya? Bi başbaşa bırakmıyor bizi.. (Umut tekrar gülünce, Kıvılcımı dürter) Bak bak nasıl gülüyor bana

Kıvılcım (Ömerin çenesini kavrayıp kendisine bakmasını sağlar): Beni oğlumla kıskandırmaya çalışma Ömer, ikinciyi yapar anneci yetiştiririm, görürsün gününü

Ömer (Kıvılcımın dudaklarına yaklaşır): Ben hayatımda bu kadar tatlı bir tehdit almadım.. Bence buradan yürümelisin

Kıvılcım (gülerek Ömeri öper): İşine mi geldi acaba?

- 3 saat sonra -

Ömer (Umut'u kucağında gezdirerek sakinleştirir): Hayatım çocuk sıkıldı

Kıvılcım (kabinden seslenir): Ömer daha yarım saat olmadı geleli

Kıvılcım & Ömer - OneShot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin