Hikayeyi diziden bağımsız yazarken hikaye diziye dahil oldu. Nice kuponlara diyelim.
Hikayedeki kıvmeri 30lu yaşlarında düşünerek yazıyorum o yüzden bu bölümü okurken Kıvılcımın tepkilerine şaşırmamanız için belirtmek istedim.
Birkaç saat sonra Ömer kendi odasına gelir ve Kıvılcımı görür. Kıvılcım çalışma masasının arkasında, ayakta arada bi sağa sola sallanarak simit yiyordur. Ömer'le göz göze gelir ve gülmeye başlar. Ömer gülümseyerek ceketini çıkarıp askılığa asar. Kıvılcım onu izlerken yemeye devam eder.
Ömer hızla Kıvılcıma yaklaşıp bir elini beline, diğerini boynuna koyarak dudağından öper.
Ö: Çok özledim seni
Kıvılcım yutkunmaya çalışırken Ömer öpmeye devam eder. Kıvılcım kendini geri çekerek uzaklaşır, yutkunur.
K: Pardon tanıyamadım.. İki saattir burada bekliyorum da sizi (güler)
Ö (gülerek, Kıvılcımı kendine çeker): Napiyim hayatım toplantı uzadı, en son kaçmak durumunda kaldım (öper ve sıkıca sarılır).
K (ayrılır): tamam yaa (gülümser) çay söylesene, bak simit aldım
Ö (Masanın üzerinden telefonu alır): Yusuf bize iki çay getirsinler.. Oda’ya kimseyi alma.
K (ağzı dolu): Fazla kalmicam ben..
Ömer cevap vermeden, yavaşca arkadan sarılır. Ellerini karnında gezdirir, saçlarını boynundan çekip sol omuzuna sarkıtır.
Ö : Kahvaltı yapmadın mı sen? (boynunu öper)
K (başıyla onaylar): yaptım.. ama çabuk acıkıyorum (Ömerin öpmeleri devam eder, Kıvılcım gıdıklanır, kopardığı parçayı Ömere uzatır) yesene.. (Ömer Kıvılcımın elinden yer ve ellerini Kıvılcımın siyah elbisesinin üzerinde gezdirmeye başlar. Kıvılcım arkasını döner ve Ömeri kendinden uzaklaştırır. Ağzı dolu) N’apıyosun ya.. çek ellerini, iki lokma şey yedirmedin şurada
Ö (gülerek yine üzerine gelir ve ellerini sırtına koyar): Dünyaları yedin be güzelim doymadın mı?
K (ellerini tersiyle Ömeri göğsünden itmeye çalışır): Çaylar nerde kaldı ya?
Ö (yaklaşarak): boşver çayı.. (öper. Kıvılcım karşılık vermez. Kapı tıklanınca ayrılırlar. Ömer gülerek) al sana çay (yüksek sesle) geeel (Çaycı çayları getirip masanın üzerine bırakır. Ömer koltuğuna oturur) Eyvallah
Çaycı odadan çıkar. Kıvılcım masaya yaslanarak çayını yudumlarken simit yemeye devam eder.
K : Sen neden yemiyorsun?
Ö (Çayından yudum alır): Sen niye bu kadar yiyorsun? (göz kırpar)
K (omuzlarını kaldırır): Canım çekiyor?!? Lokmalarımı mı sayıyorsun? (Çantasından ıslak mendil çıkarır ve ellerini silerek) Yemiyorum.. oldu mu?
Ö (Kıvılcımı kolundan çekerek kucağına oturtur ve sarılarak): Ben senin tribini yerim..
K (kucağından kızarak kalkar): Yapma böyle şeyler Ömer.. Ofisteyken dokunmıcaksın bana (Masaya yaslanır yine kendi kendine söylenir) Hayret bi şey ya!!
Ö (koltuğuyla kayarak Kıvılcımın karşısına gelir ve başını karnına yatırarak sarılır): Biz evlenmedik mi? Ne demek dokunmıcaksın?
K (gülümser ama belli etmez): Hala tam olarak ne olduğumuzu çözemedim ben
Ö (derin nefes alır): Sevgilin, Nişanlın, Kocan, Çocuğunun babası, Evinin direği, İlk ve tek aşkın (kafasını kaldırır) Vicdansız mısın hayatım?.. o kadar saydım bi başımızı okşa