21.Bölüm- SEN BANA...ÖĞRETTİN🥹

90 7 23
                                    


Üzerlerimizi giyinip hazırlandıktan sonra arabaya bindik. Mert'in çok övdüğü, çok beğendiği bir cafe vardı oraya gidiyorduk. Cafeye vardığımızda içeriye girdik.

Enes- 4 latte alalım lütfen.

Evet siparişlerimizi vermiş oturuyorduk birden telefonum çaldı.

Afra- Alo Ayça'm efendim.
Ayça- Kuzum ben hiç iyi değilim yaa.
Afra- Niye gülüm noldu?
Ayça- Sen sanki benden uzaklaştın gibi bu beni üzüyor yaa
Afra- Yaa öyle düşünme gülüm bende zor zamanlar geçirdim.
Ayça- İşte bende senin yanında olmak ıstiyorum, destek olmak, sahip çıkmak istiyorum.
Afra- Tamam canım yarın parkta buluşalım olur mu? ?
Ayça- Ayy gülüm olur tabiki hadi görüşürüz öptüm seni.

Telefonu kapadıktan sonra masaya döndüm.

Eylül- Hayırdır
Afra- Ayça aradı yarın buluşalım falan dedik. Öyle işte dertleşmek istedi Eylüşüm.
Eylül- Ayy o kızı da sevmiyorum hiç sinsi yaa sinsi.
Enes- Niye napıyor ki?
Eylül- Bu zamana kadar ablamı arayıp nasılsın demedi şimdi aramış buluşalım demiş işi düştü kesin. Sinsi ...
Afra- Yaa ne alakası var sinsilikle kız yoğundur belki.
Mert- Afim bence Eylül haklı gibi.
Enes- Bence de, yenge, haklı benim Eylülüm.
Afra- Off bilmiyorum valla. Ama neyse bi önemi yok biz keyfimize bakalım.

Uzun süre oluşan sensizlikten sonra 4 adet lattelerimiz gelmişti.

Eylül- Sakın sakın sakın içmeyin!!
Enes- Niye, noldu Deli kızz?
Eylül- Fotoğraf çekmedik, ilk önce fotoğraf çekmeliyiz.

Evet hepimizin bildiği gibi benim deli dolu kardeşim fotoğraf sevgisini cafede de bırakmadı bağıra bağıra "sakın içmeyin" dedi umarım tüm cafeye rezil olmamışızdır. Neyse Eylül'ün fotoğraf çekimleri bittikten sonra kahvelerimizden yudum alıp başladık içmeye. Hem içiyor, hem sohbet ediyorduk.

Eylül- Ayy böreği nasıl yakmıştınız ama yaaa.
Afra- Ayy dimi yaa.

Gülme krizine girmiştik. Cidden en kötü zamanımda bile bu olaydan dolayı gülümseyebilirdim, o kadar komikti.

Mert- Allah Allah çok komik.
Enes- Vallahi yaa aşırı komik.
Eylül- Komik ama yaa.

Gülmelerimiz son bulmuştu. Mert ve Enes hesabı ödedekten sonra cafeden çıktık.

Afra- Çekirdek alıp parka falan mı gitsek.
Mert- Olur tabi hayatım.

İlk gördüğümüz bakkaldan 1 Paket çekirdek aldık ve arabamız ile parka geldik. Park kalabalık değil, banklar bomboştu. Bizde masalı olan panka oturduk. Tabiki çekirdek kabuklarını bakkaldan aldığımız poşete atıcaktık, etrafa değil..

(1,5 saat sonra)

Enes- 1 paket çekirdeği bitirmişiz ya.
Eylül- Vallahi dedikoduya dalmışız.
Afra- Ama iyi konuştuk bee.
Mert- Haram dedikodu haram siz konuştunuz ben sustum.
Enes- He abi, he aynen arkasından konuşmadık canlı bırakmadın.
Mert- Yalann.
Afra- Ayy hadi gidelim saat geç olmuş yaa.
Enes- Gidelim yenge.

Arabamıza bindik. Evet bu sefer son durak evimizdi.

Mert- Afra sizin eve geçiyoruz dimi.
Afra- Aynen aşkım.
Eylül- Yaa ben çok üşüyorumm.

(Eylül'ün ağzından)

Enes bana montunu vermiş ve sımsıkı sarılmıştı. Biz arabanın arka koltuğunda oturuyorduk. Resmen kucağında mayışıp uyuyakalmıştım.

(20 dakika sonra)
(Afra'nın ağzından)

Mert- Afroşum sen eve geç üşütme ben Enes'i kaldırırım.

Ben anahtarla kapıyı açıp eve girmiştim. Mert'in dediği gibi hava buz gibiydi ve baya üşümüştüm.

Mert- Enes olum kalksana.

Enes sıçrayarak doğrulur.

Enes- He abi yaa.
Mert- Eve geldik olum eve, al kızı kucağına yatır odasına.

Enes Eylül'ü kucağına alıp yatağa yatırdı. Mert arabayı kitleyip içeri geçti.

Mert- Şömineyi yakalım mı aşkım. Hazır Enes ve Eylül uyumuşken baş başa oturalım, şömine karşısında ne dersin?
Afra- Şömine karşısında, baş başa??
Mert- Evet olmaz mı?
Afra- Hmmm, bir düşüneyim.. Hadi şömineyi yakalım hayatım.
Mert- Yakalım birtanem.

Beraber şömineyi yakıp geceliklerimizi giymiştik. Mutfağa gidip kahve makinesinden 2 tane espresso alıp şöminenin önüne oturmamız için koyduğumuz yastıkların yanına bıraktım.

Afra- Gel aşkım hazır.

Mert gelmişti sıcacık alanda, huzurlu bir şekilde kafa dinliyorduk. Hemde baş başaydık. Bu bana çok iyi geliyordu, çok rahatlatıyordu.

Mert- Söylesene aşkım beni ilk gördüğünde ne hissetiğini..
Afra- Bak çok karizma, yakılıklı olduğunu ama bunun yanında acımasız, gıcık, düşüncesiz, anlayışsız bi insan olduğunuzu düşünmüştüm oysaki düşünceli davranıp o mesajı bana atıp iş teklifi edene kadar sürdü bu düşüncem. Sen o mesajla beni çok mutlu ettin, senden etkilendim.
Mert- Peki sence acımasız birimiyim?
Afra- Niye işten ilk gün kovdunuz peki beni anlamadan?
Mert- hayırdır kovdunuz falan diyorsun sizli bizli konuşuyorsun sen eskileri mi özledin?
Afra- Hadi soruma cevap ver konuyu değiştirme.
Mert- Sen bana sinirime yenik düşünce düşüncesiz davranmamayı öğrettin.
Afra- Sen bana güçlü olmayı öğrettin..
Mert- Sen bana ... sevmeyi ve sevilmeyi öğrettin.
Afra- Sen bana yaşamayı öğrettin..

Mert birden beni öpmüştü. Dudaklarımdan beni öpmüştü. Sımsıkı ssarılmıştık Yaklaşık 4-5 dakika sonra bıraktı ve yanaklarımı okşadı,ve fısıldayarak:
Mert- Seni geçmişte üzdüğüm, kırdığım, acımasızca yaklaştığım için özür dilerim.

Tekrardan öptükten sonra kucağına alıp yatağa doğru taşıdı beni.

Mert- İyi geceler prenses.
Afra- İyi geceler ömrüm...

Arkama doğru dönüp düşünmeye başladım. Beni ilk kez öpmüştü. 11.06.2024 tarihinde ilk kez beni öpmüştü. Bu tarih benim için önemliydi. Bana önceden, sevgili bile değilken yaptıklarından dolayı özür dilemişti, çok mutlu ama bi yandan da duygulanmıştım. Sonrasında düşünmeye devam ederekten gözlerimi yumdum...

-

-------------


Bu bölüm biraz fazla uzun olduğundan yetiştiremedim ama 2 gündür bölümü yazıyordum şimdiye bitirebilildim benim için çok güzel sevgi dolu bir bölümdü umarım sizde beğenmişsinizdir:)))
               ~Yazar
 

Adını Sen Koy💗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin