2.1

248 43 16
                                    

Gülüşme sesleri iyice kulağıma batmaya başlayınca kulaklığımı çıkarmak için sıradan kafamı kaldırdım.

Öğle teneffüsündeydik ve herkes kendi aralarında bir şeyi tartışıp duruyordu. Çoğu dönüp bana bakıyorlardı, kendi içlerinde ne kadar vampir olduğumu tartıyorlardı.

Sabah okula geldiğimde çok şaşırmamıştım dün Yang bana olanları anlattığı için. Ama yine de çok huzursuz hissetmiştim. Bilselerdi ne derlerdi acaba hakkımda.

Çapraz arka sıramda oturan çocuklarda onları duymadığımı düşünüyorlardı herhalde ki bir süredir beni konuşuyorlardı. Vampir olduğuma tamamen eminlerdi ve bugüne kadar nasıl anlamadıklarını düşünüp gülüyorlardı.

Bu yüzden gülen insanlardan nefret ederim, bir insan ne tepki vereceğini bilmiyorsa güler. Gülmek en samimiyetsiz eylemdir bence.

Kulaklığımı takıp arkadan rastgele şarkıların akmasına izin verdim. Uykum yoktu, o yüzden en iyi yaptığım şeyi yapıp etrafı izlemeye devam ettim.

Kapının açılması ve içeriye Yang'ın girmesiyle ise tüm dikkatim ona kaydı. Bir an bana gelmis olabilecegini düşünmüştüm ama arkadaşı Niki ve Jake de bu sınıftaydılar ve onların yanına yürürken beni hiç şaşırtmadı.

Hiçbir ortak dersimiz yoktu İngilizce dışında, o da bu sınıfta yapılıyordu. O hep Niki ile otururdu, Jake en üst sınıftaydı çünkü İngilizce de. İkisi genelde ders dinlemez sürekli konuşurlardı ya da bir şeyler oynarlardı. Bazen Niki çizim yapar, Yang uyurdu. Ben ise sürekli onları izlerdim çünkü ders ile alakam yoktu.

Saçları uzamıştı, bir süredir kesmiyor olmalıydı. Kahve saçları parlak gözleriyle büyük uyum sağlıyorlardı. Çok kilo vermişti ama hala giydiği her şey onun için yapılmış gibiydi. Oldukça dikkat çeken biriydi okulda, hemen hemen herkes tanırdı onu. Nedeni ya dış görüntüsü ya da insanlara iyi davranan iyi çocuk imajıydı bilmiyorum ama bence onun en çekici tarafı kendine olan güveniydi.

Sınıfa girişi, yürüyüşü, konuşma tarzı. Her şeyiyle ben kendime güveniyorum diye bağırıyordu ve bence bunun farkında bile değildi.

Arkadaşlarının yanına oturmuş konuşup eğleniyorlardı ve gülüyorlardı.

Gülen insanlardan nefret ederim ama o gülerken ne kadar güzel göründüğünün farkında değildi büyük ihtimalle.

"Hey Vampir!" Arkamdakiler bana seslendiğinde bir süredir bana böyle seslenilmediği için garip hissetmiştim.

"Vampirler iyi duyuyor biliyorum, duymazlıktan gelme!" Çocuğun bağırması ile tüm dikkatler ona ve bana döndü. Arkamı dönüp boş bir şekilde yüzüne baktım.

"Ne?"

"Jungwon'dan mi etkilendin, yazık sana demediler mi vampirler kimseyle duygusal bağa giremez diye. Çünkü yakılıyorlar." Sırıtarak söylediği her cümle altında ezildigim bir yüktü ama belli etmedim.

"Vampir olmadığım için şanslıyım o zaman."

"Hiç rol kesme" dedi bağırarak. "Herkes ne olduğunun farkında, yakında yanacağının da"

"Vampir"

Bu sefer duyduğum ses tanıdıktı, bu sefer ses bana sadece güven hissi verdi.

Yang'ın da yanımıza gelmesiyle herkesin dikkati iyice bize toplanmıştı.

"Bu benim ona taktığım bir lakaptı ve başkalarının benim dediğim şeyleri kopyalamaları pek hoşuma gitmez."

Karma ~JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin