3.2

239 39 24
                                    

Uyandığımda Sunoo çoktan kalkmıştı ve üzerini giyiniyordu. Dün geceden sonra ayağa kalkacak halim olmadığı için ona günaydın bile demeden kendimi banyoya attım.

Dün üçü geldikten sonra bir süre Niki ile uğramıştık. Onu sevmediğimizi, hep dışarıda kaldığını söylemişti bizde onu sakinleştirip sonra Jake ile Sunghoon'un üzerine salmıştık. Tüm akşam onlarla uğraşmaktan Jay ile konuşacak vaktimizde olmamıştı maalesef.

O pek iyi değildi. Annesini görmesi dengesini bozmuştu ve dışarıdan çok rahat fark edilebiliyordu. Anlıyordum onu ama yine de mutsuz ve durgun olması canımı acıtıyordu.

Odaya geri dönüp üstümü giydikten sonra mutfağa indim. Jay normalde de olduğu gibi erken kalkmış olmalıydı ki kahvaltı hazırlamıştı.

Her sabah erken kalkıyordu yurttayken penceremden onu görebiliyordum. Benim uyandığım zamanlarda genelde o yurttan çıkıyor oluyordu ve nedenini de anlayabiliyordum. Göz önünde olmak istemiyordu.

Şu anda ise karşımda ekmekleri tost makinasından alırken gözlerinde lens olmadığını farkettim, hala ceket giyiyordu ama kendini birazda olsa rahat hissetmeye başlamış olmalıydı.

Diğerleri olmasaydı şu anda gidip ona sarılırdım. Gözlerinin çok güzel olduğunu söylerdim ama o utanır diye sustum ve sadece onu izledim.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra tekrar Sunghoon'un arabası ile okula geldik, yol uzundu o yüzden erken kalkmamız gerekmişti. Bu sefer Heeseung'a hemen hemen hepimiz katılmıştık uyuma konusunda. Sadece Jake ile Sunghoon muhabbet edip durmuşlardı.

Okulun kapısının önüne geldiğimizde Jay'in gerilediğini farkettim. Aslında bende çok gergindim ama o daha güçlü hissetsin diye elimden geldiğince bunu belli etmemeye çalışıyordum. Diğerlerine gitmelerini söyledim ve hala dışarıda bekleyen Jay'in yanına gittim.

"Uyanamadın mı hala?"

Daldığı yerden uzaklaştı ve bana odaklandı. "Korkuyorum, ya bizi atarlarsa dışarıya."

Kaşlarımı çatıp kafamı iki yana salladım. "Böyle bir şey olmayacak."

"Emin misin" dedi ama öyle bir tonda söyledi ki karşımda çocuktan farkı yoktu.

"Kendinden emin olman lazım Jay" dedim gülümseyerek "İçeriye girmekten utanacağın hiçbir şey yapmadın, aramızda çekinmesi gereken biri varsa sen değilsin." Ellerimle kendimi gösterdim. "Kaç tane polisi yere serdim, beni atmazlarsa sana hiçbir şey yapamazlar."

Güldü. "Senden korkuyorlar çünkü" dedi ağlamaklı bir şekilde. "Benden ise nefret ediyorlar."

"Ben seni çok seviyorum" dediğim şeyle yerde olan gözleri tekrar bana döndü. "Ve seni tanıyan kimsenin senden nefret edebileceğini düşünmüyorum."

"İçeri gireceğiz ve hiçbir şey olmayacak di mi?"

"Evet" dedim emin bir şekilde. "İçeri gireceğiz ve aslında onlardan hiçbir farkımız olmadığını göreceksin"

Kafasını salladı ve elimi tuttu. Tuttuğu elini hafifçe sıktım yanındayım demek için ama bu bir yandan da ondan güç almak içindi. Evet insanlar benden çekiniyor olabilirdi ama bende sonuç olarak 17 yaşında bir çocuk sayılırdım. Benimde desteğe ihtiyacım vardı ve Jay'in varlığı bana tüm o desteği veriyordu.

Emin adımlarla okula girdiğimizde elini çekti. Bahçede yürürken insanların gelmemize şaşırdığı belli oluyordu.

"Yüzsüzlük resmen, okula nasıl gelebilirler!"

"Bu kadar yalan attıktan sonra geri dönmelerine inanamıyorum."

"İkisi de orada ölmeliydi"

Hiçbirinin yüzüne dahi bakmadan ilerlemeye devam ettim. Gerek yoktu çünkü. Kendi kendilerine konuşup duracaklardı.

Karma ~JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin