Beklemek çok ağır bir kelime. Tıpkı işleyişi gibi. Bir şeyi bekliyorsanız o şey hemen olmaz.
Bazen yeni bir eşya ister onu beklersiniz, bazen sevdiğiniz insanın size açılmasını beklersiniz, bazen girdiğiniz sınavın sonucunu beklersiniz.
Bazen de en sevdiğiniz gitmesin diye başında beklersiniz.
Jungwon yere yığılınca elim ayağıma dolaşmıştı. Sırtındaki açık yaradan akan kana diğer yarası da eklenince ne yapacağımı bilememişim. Evet o anda soğukkanlı davranmam gerekiyordu, ambulans aramalıydım ama Jungwon'u o halde görünce hiçbir şey yapmaya gücüm yokmuş gibi gelmişti.
Bazen keşke onun kadar güçlü olsam diyordum.
"Jungwon" dedim yanına eğilip, ellerimle kafasını tutup hafifçe yukarı kaldırdım. "Jungwon, aç gözlerini. Lütfen" Nefes alıyordu bunu hissediyordum ama yine de yetmiyordu.
"Jungwon uyan lütfen hadi!" Kasları çatıldı, çok canı acıyor olmalıydı. "Gitti" dedim "Kaçtı Jungwon gitti hadi uyan artık."
Nefes alışverişi yavaşlarken gözümden akan yaşlar artıyordu. Yine de hareket etmemeye çalışıyordum daha da canı acımasın diye.
"Pardon" Bana seslenen yaşlı amcayla ona döndüm. "İyi misiniz, arkadaşınıza noldu?"
"O" dedim ağlayarak. Yaşlı adam Jungwon'a baktı ve bana döndü tekrardan. "Ambulansı arayacağım, sen arkadaşının yanında dur." Sadece kafamı sallayıp Jungwon'a geri döndüm.
"Geliyorlar" dedi amca tekrar yanıma gelip. "Yanında bez gibi bir şeyin var mı yarasına basalım" dedi bana, akıllı düşünmediğimi farketmişti galiba yardım etmeye çalışıyordu.
Kafamı Hayır anlamında iki yana salladım. Cevabımı gördükten sonra ortadan kayboldu ve çok geçmeden elinde bir bezle geri geldi.
Yanıma iyice yaklaştı ve bezi yarasına bastı. Yere yüzüstü düşmüştü o yüzden bunu yapmak kolaydı. Yaşlı adam yarasına bezle basıp kanı azaltmaya çalışırken bende kafasının altına elimi yastık gibi koymuş ve daha rahat durmasını sağlamaya çalışmıştım.
"Size noldu?" Dedi yaşlı adam acıyarak "Arkadaşın neden bu halde, kim saldırdı ona?"
"Ona saldırmadılar" dedim suçlu bir şekilde. "Bana saldırdılar ama yanlışlıkla ona denk geldi."
Yüzünü kırıştırıp yarasına baktı bir daha. "Onları şikayet etmeyi unutmayın tamam mı? Korkmanıza gerek yok."
Resmen bir baba şefkatiyle davranan adama gülümsemeden edemedim. "Teşekkür ederim, elim ayağıma dolaşmıştı siz gelmeden önce."
"Farkettim" dedi iç çekerek. "Yaralanan arkadaşını görmeden önce farkettim seni ama onu görünce bende telaşlandım."
"Siz doktor musunuz?" Dedim heyecanla. "İyi olacak dimi, ona bir şey olmaz?"
Sıcacık gülümsedi. "Olmayacağına inan, inanırsan her şey gerçek olur."
Jungwon'a döndüm tekrardan ve nefesini kontrol etmeye çalıştım, hala çok az Nefes alıyordu. Elimle saçlarını okşayıp güç vermeye çalışıyordum çünkü kesin deli gibi canı yanıyordu.
"Ailesine haber ver" dedi amca. "Hastaneye gelmelerini söyle." Duyduklarımdan sonra içim acırken bir an ne diyeceğimi bilemedim.
Ona bunu yapan zaten ailesi diyemedim.
"Ailesi benim" dedim sadece. "Birbirimizin ailesi biziz."
Dedigimi anladı mı bilmiyorum ama sustu ve önüne döndü. Galiba kim olduğumuzu bilmiyordu yoksa bize yardım etmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma ~Jaywon
Fanfiction"İstersen herkese vampir olduğunu yayabilirim, ne dersin?" texting, düzyazı Jaywon