Her şey buraya kadardı.
Bazı anlar vardır, yaşarsınız ama aslında yaşamamışsınız gibi hissettirir.
Bazı anlarda vardır ki hiç yaşamamış olmanıza rağmen hissettirdikleri her duyguyu bulundurursunuz kabinizde, aklınızda izi kalır. Etkisinden çıkamazsınız. Bu bazen bir hayaldir bazen ise rüya.
Hayatımdaki her şey çok kötüydü. Hayatım gerçekten yaşamamış gibi yapmam gereken bir hayattı. Kimsenin benim gibi hissedemeyeceği bir hayattı edebileceklerini söyleselerde.
Hayatım boyunca sorunu kendimde aradığım bir hayattı. Sorunun gözlerim olduğunu düşünmüştüm, izlerim olduğunu düşünmüştüm. "Garipsin" Demiştim kendime hiç acımadan. "Yaşamayı hak bile etmiyorsun sen." Sorun bendim. Mutlu değildim, kimsem yoktu ama suçlu bendim benim hayatımdaki.
Yine de bunu reddedip kendime yandaş başka suçlular aramaya başlamıştım. İnsanım ya kendimden nefret ettim, ölmek de istedim ama o kadar cesaretli hiçbir zaman olamadım. Kendimden nefret ettiğimi kendime bile itiraf edemeyecek kadar korktum ben sürekli.
Sonra şans yüzüme güldü de yalnız kalmamın sebeplerinin birini buldum. Annemin yazdıklarını okuyunca ilk defa kendimden başkasına karşı nefret duydum. O kadar rahatlatıcıydı ki bu, aslında tüm sorunun sen olmadığını anlamak o kadar güzel bir histi ki.
Sonra o kişinin oğlunu da buldum. Yanı başımdaydı hemde. Her anımdaydı resmen. Diğer suçlu öldüğü için onun yerine koydum Jungwon'u. Adını da asla kullanmamaya yemin ettim. Annesinin adını bilmiyordum annem hep Yang yazmıştı yerine. Bende Jungwon'u o yaptım. Hep annemin yaptığı gibi Jungwon'a öyle seslendim. Çünkü bu hiçbir suçu olmayan masum candan nefret edebilmem ve tek sorunun kendim olmadığıma ikna olmam için yanımda hep biri daha olmalıydı nefreti paylaşacağım.
Aslında düşününce en başında da yanımdaymış. Onun haberi olmasa bile kendime karşı olan nefretimi de onunla paylaşmışım ben.
Ama gerçek suçlu ortaya çıktığında çok daha farklı şeyler hissetmeye başladım. Bu sefer rahatlama değildi. Bu sefer endişeydi, bu sefer öfkeydi, kindi. Bu sefer aşktı.
Her zarar gördüğünde aklımı kaybediyorum sandım. Her ağladığında ölüyorum sandım. Ben farkında olmadan o kadar kolay geldi ki yanıma belki de ilk defa kendimi sorun olarak görmedim.
Önce izlerimi gördü, onları yadırgamadı. Sonra izlerimi benimle paylaştı, kimsesizliğimi aldı çünkü her şeyim oldu.
Bana ilk o güvendi. Yanında olmamı istedi. Ona güvende hissettirmek için yanında yattım, hayatım boyunca ilk defa o gün üşümedim. Hayatım boyunca ilk defa sıcak nedir, sevgi nedir o akşam yaşadım ben.
Bana ilk kez beni sevdiğini söyleyen kişi de o oldu.
Benim ilk sevdiğim insan da o oldu.
Ne zaman ne ara oldu bilmiyorum fark edemedim çünkü ama o bir anda hayatım oldu.
Ve şimdi burada etrafıma odunları dizerlerken onu bırakacak olma korkusu beni kahrediyordu.
Yakılmama 1 saat vardı. İnsanlar yavaş yavaş geliyorlardı gerçi şu anda buradaki çoğu kişi güvenlik ve polislerdi.
Beklediğim biri vardı, beklediğim birileri vardı. Gelmezler diye o kadar korkuyordum ki.
Ben gerildikçe zaman daha da hızlı akmaya başladı. Ne kadar kaldığını bilmiyordum. Ama insan sayısındaki artıştan dolayı yaklaştığını hissediyordum.
Hepsi yüzüme dik dik bakıyorlardı. Sadece altımda geziye giderken giydiğim kot hala duruyordu, üzerimde bir şey yoktu. Herkes bana bakıyordu deney faresiymişim gibi. Heyecanlananlar vardı, video çekenler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma ~Jaywon
Fanfiction"İstersen herkese vampir olduğunu yayabilirim, ne dersin?" texting, düzyazı Jaywon