İnsafsız adam kazdırmış ve beni o çukura atıp gitmişti. O kadar çok gerilmiştim ki beni o nemli toprağa koyup başımı açıkta bırakmıştı. Ne kadar saat kaldım bilmiyorum ama uzaktan ses gelince hevesle bekledim.
"Baek! Neredesin?"
"BaekHyun bak bu geyik seni arıyor."
Diye seslenen kişi elbette ki Jisung'dan başkası değildi.
"Kankacım benim Jongdae ve çok üzgünüm lan."
"Oğlum bizim komutan kesin öldürdü onu var ya... Cesedi ile karşılaşacağız hatta 1.80 diyeceğim de adam da o kadar boy da yok."
"Yah Minho bir sus! O gayet iyi."
"Kankacım ses ver!"
"Bak diyeyim biz kayıp bir ceset arıyoruz artık."
Diye tekrar Minho konuşunca ormanda bir pat sesi yankılandı. Ya LuHan ya da Jisung artık indirmişti ensesine bir tane.
"Kankacım gördüm seni."
Diye bağırıp koştu Jongdae bana. Ona ters ters bakınca güldü.
"Kanka biz yıkanacak suyu zor buluyoruz sen bir de çamur banyosu mu yapıyorsun? Ama bak salatalık yok gözlerinde."
"Sen varsın ya Jongdae. Satıcı kimlikli arkadaş sanıp da kalleş çıkan Jongdae! Sen vatan hainisin artık benim için."
"Ama ben ne yapayım Baekkie adam komutan sıkıyorsa bir karşı gel..."
Diye söylenerek hem toprağı eliyle itiyor hem de LuHan kürek ile kazarken Jisung da yardım ediyor Minho ise dalga geçiyordu. İnsan kendine güzel arkadaşlar seçmeliydi yani en azından siz öyle yapın benim gibi olmayın. Sonunda o çukurdan çıkınca LuHan sarıldı bana.
"Kankacım iyi misin? Bak ne istersen yaparım yeter ki affet huh?"
Dedi Jongdae. LuHan geriye çekilip dil çıkardı ona.
"Affetme süründür Baekparem."
"Haklısın Lulu bella'm. Sürün Jongdae ve bu ara da üstüm başım hep toprak çocuklar."
"Ayy iğrenç!"
Diye Jisung geriye çekilince Minho göz devirdi. Beraber kışlaya geri dönüp ben kendimi hemen banyoya attım. Öyle saatlerce su hakkı yoktu o yüzden de hızlıca duş alıp çıktım ben de oradan bir daha azar ya da uyarı istemiyordum. İlk geldiğim zamanlar LuHan ile burada bilmeden duş alırken burada saatler geçmişti ki ChanYeol komutan gelip azar ve dayakla bizi oradan çıkarmıştı. Elbette ki banyolar ayrıydı sizin aklınızdan neler geçiyor çocuklar? Neyse devam edelim ben odaya gelmiş ve mutlu bir şekilde yatağa yatarken uyuya kalmıştım sabah kabusumun başıma geleceğini bilmeden...
Sabahleyin uyanmış ve 'koğuş kalk!' Sesi ile deli gibi yataktan kalkmıştım elbette ki üst ranzada yatan Taemin yere çakılmıştı korkudan ki bu hali çok komikti.
"Dünden sonra umarım hepiniz dersinizi almışsınızdır! ChanYeol komutan hala çok sinirli sizlere o yüzden ayağınızı denk alın adam patlamalık bomba gibi geziyor sonra!"
Bu ses ancak SeHun komutana ait olabilirdi. O konuşurken LuHan hayranlıkla onu dinliyordu adam küfür bile etse bizim ki haklı ya da ayy ne güzel dedi derdi. Aşk işte insanı salak yapardı.
"Dersimizi aldık biz komutanım. Baek Parem'de aldı siz merak etmeyin."
Dedi LuHan. Şuna bak adamın karşısında kırılıp dökülüyordu genç kızlar gibi. SeHun ona bakarken gülümsedi bir an ve sonra ise öksürüp önüne geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you my soldier?
Fanfiction"Komutan ChanYeol ve askeri BaekHyun. Belki askerim olabilirsin belki de daha fazlası?" TÜM HAKLARI SAKLIDIR