Hani derler ya ruhum bedenimden çekiliyordu ve etraftaki herşey gerçeklik algısını yitiriyordu. Karşımdaki adam beni tutmasa belki de o merdivenlerden düşebilirdim.
"İyiyim teşekkür ederim."
Dedim sadece zorlukla. Ardından da oradan acele ile gitmek istedim.
"Şey... Mezarı ne-nerede acaba?"
"Siz kimsiniz? Neyi oluyordunuz?"
"Ben geçmişinden biriydim. Nişanlısıydım."
Dedim. Ardından da zorlukla nefes almaya çalıştım.
"Mezarını bilmiyorum. Ben sadece eski ev sahibinden duydum."
Dedi. Kafamı salladım ve ardından da teşekkür edip zorlukla gittim. Merdivenleri ağır ağır indim sanki indikçe yaşlanıyordum merdivenlerden. Gözlerimi kapattım ve duvara tutundum. Ardından da İrlanda sokaklarında boş bir şekilde gezerken bir kafeye geldim. Orada canlı müzik vardı herkes şarkı söylerken ben de şarkımızı açtırdım. Melodi çalarken ben de ona içimdeki söylemek istedikleri şarkı yoluyla bu tanımadığım yerdeki insanlara söyledim.
"Seni sevmekten memnunum,
Seni okşamak ve yatağa yatırmak hoşuma gidiyor,
Seninle baş başa olup seni gülümsetebilmek hoşuma gidiyor,
Bu zarif şeylerle hep burada olmak için herşeyi verirdim,
Bütün bunların arasında seni sevmeme izin ver,
Kendini bana teslim et,
Seni yüzüstü bırakmayacağım,
Seninle yaşlanmak istiyorum,
Seni öpmek, seninle vakit geçirmek, sırlarını tutmak,
Her anınla ilgilenmek istiyorum,
Sana sarılmak, seni beklemek, sana tapmak, sana sabır göstermek istiyorum.
Ooho, hoohohoo~
Hoşlanıyorum sana bakmaktan,
Her hareketin bir zaafım,
Sana değer vermek,
Seni hiç unutmamak,
Zamanımı sana vermek bir zevk,
Seni yüzüstü bırakmayacağım,
Seninle yaşlanmak istiyorum,
Seni öpmek,
Seninle vakit geçirmek,
Sırlarını tutmak,
Her anınla ilgilenmek istiyorum,
Sana sarılmak,
Seni beklemek,
Sana tapmak,
Sana sabır göstermek istiyorum,
Seni öpmek,
Seninle vakit geçirmek,
Sırlarını tutmak,
Her anınla ilgilenmek istiyorum,
Sana sarılmak,
Seni beklemek,
Sana tapmak,
Sana sabır göstermek istiyorum."Diye şarkı sözlerini bitirdim. Melodi sona ererken alkışladılar beni. Sadece sahne selamı verip kısaca indim aşağıya. Ben aşağıya indim ve tam gidecekken kolumu biri tuttu ve bana sarıldı sıkıca. Kokusu o kadar tanıdık ve güzeldi ki bu kirazlı nota ancak onun olabilirdi. Sıkıca sarıldım ve o anda ağlamaya başladım o da bana sarılıp ağlamaya başladı ve biz susana kadar birbirimize sarılıp ağladık. Geriye çekilince ellerini yüzüme koydu titreyerek ve alnımı öptü.
"Benim güzelim, benim nefesim, benim BaekHyun'um."
"ChanYeol sana bir şey oldu sandım, aklım çıktı. B-ben o eve gittim yani adrese ama kapıyı açan senin öldüğünü söyledi."
"Benjamin piçi... O salağa ben sadece askeriyeden gelen olursa tanımıyorum de demiştim. Buradayım sevgilim, karşındayım, yeniden elini tutabiliyorum ve nefesim nefesine karışacak kadar yakınım sana."
Dedi. Onu kendime çekip öptüm. Elimi ensesine koyup okşarken o da beni öptü ve birbirimizin tadını alırken geriye çekildim nefes nefese.
"Konuşacak çok şeyimiz var. O yüzden eve gidelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you my soldier?
Fanfic"Komutan ChanYeol ve askeri BaekHyun. Belki askerim olabilirsin belki de daha fazlası?" TÜM HAKLARI SAKLIDIR