Öğrendiğim bilgileri saklamıştım kendime ve bunu sevgilime söyleyememek benim için zordu. ChanYeol'un odasına gelmiştim ki hayatımda ilk kez onu şiir okurken görmüştüm. Ayakta şiir kitabı okurken ara da not alıyordu. Onu gizlice izledim ve sonra arkasından sarıldım sıkıca. Unuttuğum bir şey varsa o da hep tetikte olan benden daha eğitimli bir sevgilim olduğuydu. Beni bir anda tutup duvara kolumu arkaya çekerek bastırmıştı.
"BaekHyun! Özür dilerim refleks oldu."
"Başlayacağım ama senin reflekslerine artık ChanYeol!"
Dedim sinirle ona. Kitabı bırakıp bana baktı ve belimden kendine çekti.
"Başlasana? Başlamayan adam değildir."
Dedi hırsla. Bunu bile inada bindirmeyi nasıl başarıyordu bilmiyordum. Onun ensesini okşarken uzanıp öptüm onu.
"Ya da sen mi bana başlasan? Çok sıcak ChanYeol-ah."
Dedim ona. O ise dudağını ısırdı ve dediğim tek şey içinden "ah" kısmına takıldığına emindim.
"Başlayayım sana bebeğim. Ben seni serinletirim sen gel."
Dedi. Ben ise kollarında kıvrandım ve dolaba baktım.
"Canım limonata çekti buzlu ve serin serin."
Dedim. Ona şirinlik olsun diye başımı yana eğip dudağımı büzdüm. Beni öptü ve yatağa itip bacaklarım arasına girdi.
"Yeol limonata istiyorum."
"Onun yerine süt vereyim sana?"
Dedi sırıtarak. Karnına yumruk attım ve bacaklarımı daha çok ayırdım.
"BaekHyun senin kadar dengesizi yok."
"Sen bozdun beni. Şimdi limonata al bana sevgilim."
Dedim. Bana bakarken pantalondan bacağımı okşadı.
"Sikeyim seni! Onu da yapamıyorum kaç zamandır! Kafayı yiyeceğim diyorum bana limonata diyor."
Dedi. Üzerimden kalkıp söylenerek odadan çıkarken ben de yatağına yayılıp şiir kitabını okudum. O gelince kitabı bıraktım ve verdiği limonataya pipet takıp içtim.
"Saol babacık."
Dedim. Bana bakıp göz devirmesi gerekirken beni öptü.
"Normalde biri bunu dese yumruğu yer ama konu sen olunca fena oluyorum."
Dedi. Kıkırdadım ve limonata bardağını ona verip rahatsız eden askeri pantalonu çıkardım ve botları da. Onun gardrobundan kendime şort aldım ve giydim belini de sıkıca bağlayıp. Yanına oturup bardağımı istedim ama vermedi.
"Yeol kızacağım ama ver."
"Banane! Kaç zamandır önümde anca soyunup bir şey yapamadan giyiniyorsun."
Dedi söylenerek. Bardağı elinde tutarken bacaklarının arasına koyup sıkıştırdı bacakları ile.
"Sıkıyorsa şimdi iç bakalım."
Dedi gülerek. Göz devirdim sadece ve başımı eğip bacakları arasındaki bardağın pipetinden içmeye devam ettim. Her içişimde o küfür ederek iç çekiyordu ben ise hepsini içip en son pipeti çıkarıp yalarken bardağı masaya koyup üzerime çıktı. Bileklerimi sıkıca tutarken bacaklarıma bacaklarını sarıp sıkıca yatağa bastırdı.
"Sen benim sabrımı çok zorluyorsun. Sınırımdayım BaekHyun zorlama daha."
Dedi. Yutkundum çünkü bu hali biraz korkutucu gelmişti bana. Uzanıp beni öptü ve ben de ona ağzımı açıp aralayınca dilimi yaladı. Ağzına inlerken bileklerimi bırakmadan ellerini ellerimle kenetledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you my soldier?
Fiksi Penggemar"Komutan ChanYeol ve askeri BaekHyun. Belki askerim olabilirsin belki de daha fazlası?" TÜM HAKLARI SAKLIDIR