9. A calm day

50 2 2
                                    

SeHun gittikten sonra ChanYeol ile evde kalmaya devam ettik. Beni göğsüne çekmiş film izlerken sessizdik. Bu kadar sessiz olmak hiç bizlik değildi hatta. Film izlemek de içimizden gelmiyordu bu yüzden o filmi kapatıp iç çekti.

"BaekHyun bu yirminci iç geçirmen oldu. Sorun ne?"

"Daha bir kaç saat öncesine kadar SeHun gelip olmaz dedi bizim için."

"Ve ben de onu umursamadığımı söyledim. Güzelim sorun ne şimdi?"

Dedi. Ona baktım ve elimi yanağına koyup okşadım.

"ChanYeol biz yanlış mı yaptık? Yani en azından benim askeriyeden terhis olmamı beklemeli miydik?"

Dedim ona gergin bir şekilde. Ellerimi tuttu ve öpücük bıraktı.

"Güzelim benim elbette ki yanlış değil. Biz birbirimizden hoşlandık ve bir ilişkiye başlama kararı aldık. Neden başkalarının kurallarına göre yaşayalım ki?"

"Çünkü kimse incinsin istemiyorum."

"Peki ya biz? Başkaları istiyor diye benden uzak durabilir misin?"

Dedi. Ona baktım ve yanağını okşarken kafamı iki yana salladım.

"Hayır... ChanYeol ben sana alışmaya başladım ya bir gün yokluğun gelir de alışamazsam?"

"Benim hep varlığım yanında olacak. Şimdi biraz gülümse ve asma şu suratını."

Dedi. Uzanıp öptüm onu ve o belimi okşayarak kendine çekerken kucağına yerleştim. Ellerimi sert kol kaslarında gezdirerek karın kaslarına geldim.

"ChanYeol..."

Diye inledim. O benim boynumu öperken elini tişörtten içeri sokmuştu. Koltukta saçlarıyla oynarken dudağımı ısırdım ve o beni koltuğa itip üzerime çıkarken bacaklarımı beline sardım. Yavaş yavaş öpüşürken geriye çekildim.

"ChanYeol... Duralım."

Dedim gergin bir şekilde. Bana baktı ve anlamsız bir şekilde konuşmuşum gibi bir süre yüzümü inceledi.

"Sorun ne BaekHyun? Hoşuna gidiyordu sevişmek?"

Dedi. Gergindim ona diyemiyordum korktuğumu. Terk edilmekten korkuyordum zaten en çokta. ChanYeol üstümden kalktı ve gidip kahve yaptı ikimize.

"Sorun değil BaekHyun. Sen hazır olana kadar beklerim ben."

Dedi ve kahveyi elime verdi. Kahveyi kokladım ve masaya koydum ona gidip sarıldım sıkıca.

"Teşekkür ederim ChanYeol... Anlayışlı sevgilim benim."

Dedim. Ona 'sevgilim' demek tuhaf hissettirse de çok tatlı bir histi. Birbirimize bakarken gülümsedi ve alnımı öptü. Göğsüne beni çekip yatarken saçlarımı öpüyordu.

"Bu gümüş saçların ne kadar kalacak? Bence çok kalmasın gerek yok."

"Hoşuna gittiğini biliyordum."

Dedim hevesle ona. Bana baktı ve bir öpücük verdi dudaklarıma. Çok tatlı ve güzel seviyordu beni. Bakışları sevgi doluydu ve ben ilk kez mutluydum.

"Hoşuma gitti tamam kabul ediyorum. Çok güzel olmuşsun çok bakan olur sevgilime o yüzden sen siyah falan yap."

Dedi. Ona baktım ve saçlarıyla oynarken gülümsedim.

"Sana da sarı açık saç yakışır."

"Sarı mı? Civciv olmaya hiç niyetim yok benim."

"Benim civcivim ol o zaman."

Dedim. Güldü ve yanağımı öptü.

"Sen çok tatlısın ama bakarız saç boyatma işine."

"O zaman bir şeyler yiyelim."

Dedim. Kucağından kalktım ve beraber mutfağa gidip yemek yaptık ilk kez onu yemek yaparken görmüştüm ve sohbet ederek yerken de salona geçmiştik onunla. Yarın için askeriye'de olmamız gerekti ama ondan önce sevdiğim adamla vakit geçirebiliyordum neyse ki.

"Hadi oyun oynayalım."

"Ne oyunu güzelim?"

Dedi televizyondan gözlerini ayırmadan. Aksiyon sahnelerinde çok yükseliyordu ve herhangi bir kadın çıkınca filmde hemen kafasını bana çeviriyordu ki bu hali çok tatlıydı.

"Sevgilim bu birbirimizi tanımak için soru-cevap yapalım."

Dedim. Bana baktı bütün ilgisi ile o zaman ve gülümsedi. Eskiden bana komutan ChanYeol bu kadar çok tatlı ve gülümseyen bir insan deseler inanmazdım.

"Peki. Sor bakalım hadi."

"İlk öpücüğün ne zaman oldu?"

"Hmm... Galiba ya 15 ya da 17 yaşımda. Senin?"

"Sen ilktin."

Dedim utanarak. Gülümsedi sadece bana. Ardından da yanağıma dokunurken çapkın bir şekilde gülümsedi.

"İlkimizde nasıl hissettin? Hoşuna gittiğini biliyorum."

"Farklıydı. Hiç beni sevmeyecek biri sevip, en güzel şekilde dokundu ve ardından da kalbimin ilk kez kırılmasına sebep oldu."

Dedim. Onun yüzündeki gülümseme dondu ve ardından da geriye çekildi.

"Pekala en sevdiğin renk ve hobilerini anlat bana."

Dedi. Ben ona anlattım ve o da bana anlattı. Gece ise beraber sarılıp uyuduk onunla. Bir ilişkiye başlamayı deniyorduk ve bunun için aşmamız gereken engel çoktu...

Are you my soldier?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin