#yirmiyedi

1.3K 91 24
                                    

İyi okumalar!

***

[emir'den]

Odanın içinde yankılanan yüksek desibelli alarm sesine homurdanarak kolumu komodine attığımda, elime gelen boşluktan, elimi yanlış yere attığımı anlamıştım fakat gözlerimi açmamı sağlayan asıl şey, elimi komodine atmamış olmak değil de dokunduğum, yatağın sağ tarafının boş olmasıydı. Kaşlarım benden bağımsız bir şekilde çatılırken, elimi bu sefer telefona atarak alarmın o sinir bozucu sesinin kesilmesini sağladım. Gözlerim odanın her bir tarafında dolaştığında dün gece bıraktığımızın aksine fazla toplu olması beni huzursuz etmişti.

Sabah uyandığımızda dün gece için ağzıma sıçmasını bekliyordum fakat kesinlikle hiçbir şey olmamış gibi, ben uyanmadan kollarımın arasından çıkıp gitmesini beklemiyordum. Yine de peşin hüküm vermek yerine banyosan su sesi gelip gelmediğine kulak kabarttığımda, sonuç hüsran olmuştu.

Burnumdan verdiğim sert nefese mani olamadım, olmadım. Hırsla üzerimdeki örtüyü kaldırıp, yataktan kalktımda bir de ayaktayken incelediğim odayı. Tek bir parça bile kıyafeti kalmadığını bir kez daha görmüştüm sadece. Ellerimi yüzüme atıp sertçe okşadım.

Gece, onu izlerken uykuya dalmadan önce sabah konuşarak aramızdaki tüm problemleri haledeceğimize kendimi o kadar çok inandırmıştım ki, şu an uğradığım hayal kırklığının boyutunu tarif edecek kelimelerim yoktu. Nefesimi tekrardan sertçe verirken, ellerimi yüzümden çektim. Duştan çıktıktan sonra Almira'yı arayıp, gerekirse evine kadar gitmeyi aklıma not ederek, gardroptan bir şort ve bir iç çamaşırı aldım. Adımların hiç duraksamadan odanın içindeki banyoya yönelirken, aklımdaki tek şey Almira'ydı.

***

Saçlarımı kurulayarak mutfağa doğru yürürken Almira' nın sadece beş dakika önce çevrim içi olduğunu görmemle adımlarım sekteye uğramıştı. Küçük havluyu omzuma atarak telefonu iki elimle tuttum ve bir şeyler yazmaya başladım. Bir taraftan da hâlâ mutfağa doğru yürüyordum.

Mutfağa geldiğimde ne yazdıysam içime sinmemiş, yetersiz bulmuştum. Bu yüzden hiçbir şey de yollayamamıştım. Mesaj yoluyla halledemeyeceğimi fark ettiğimde ise telefonun ekranını kilitleyerek kafamı kaldırdım ve hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım: Kahvaltı masası. Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken gözlerimi hızlıca mutfakta gezdirdim fakat hiç kimse yoktu. Annemler evde yoktu. Temizlik ya da herhangi başka bir şey için gelecek de yoktu. Yani bu masayı Almira hazırlamıştı. Fakat kendisi neredeydi? Gitmiş miydi?

Çaycının kaynamaya başlayan suyu benim için yeterli bir cevap olurken, istemeden de olsa kulaklarıma varana kadar gülümsedim. Gitmemişti. Çayı ve çaycıyı boş vererek evin içinde küçük bebeğimi aramaya başladım. Zaten çokta uğraşmama gerek kalmamıştı. Oturma odasına girdiğim an, kucağında Bulutla beraber Almira'yı görmüştüm. Almira, üstüne bizde bıraktığı şortlarından birisini giymiş ve üstüne de yine bizde bir sürü tişörtünün olmasına rağmen benim tişörtlerimden birisini geçirmiş ufak hareketlerle Bulut'un çenesini okşuyordu. Bunu daha çok bir alışkanlık gibi yapıyordu çünkü her ikisinin de tüm odağı televiyonda oynayan çizgi filmdeydi. Öyle ki kapının pervazına yaslanmış onları seyreden beni bile fark etmemişlerdi.

Ben Almira ve Bulut'un anlaşabilmesine şaşırırken Bulut beni fark etti ve kibirli bir ifadeyle Almira'nın kucağından kalktı. Koltuktan da inerek, aynı devam eden kibirli ifadesiyle yanımdan geçip odadan çıktığında, onu şaşkın gözlerle izleyen Almira beni ancak fark edebilmişti. Bakışları beni fark ettiğinde ne olduğunu anlamış gibi, muhtemelen kedime, göz devirdi. Onun bu haline gülümsedim. Bir an önce aramızdaki sorunları halledip, kucağıma alarak tereddütsüz sevmek istiyordum. Bu yüzden bir yerden başlamam gerektiğinin bilinciyle, "Günaydın." demiştim.

kırık kadeh | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin