"SEN ÇOK GÜZELSİN MAVİ GÖZLÜ KIZ"
Bebeğin annesinin ölümü tam 6 ay geçmişti. Adını Asena koymuşlardı. Aysel abla bakıyordu. Her zamanki gibi murat ve asenanın babalaları görevdeydi. Her bebekte olan ama Asena bebekte olmayan bir özellik vardı, ağlamıyordu.
Aysel, "kızımm Murathan nerde gelsin asenayla oynasın sıkıldı çocuk"
Melek, " öf anne ya bağırca işte duyar"
Aysel" " kızım hadi ama bir şey istedik senden Asena korkar bağırırsam"
Melek," iyi iyi 'MURATTTTTTT'"
Aysel, "kızım napıyorsun"
Melek, " çağırıyorum işte"
Aysel, " tamam melek tamam ben çağırırım".
Aysel çağırmadan önce murat galiba meleğin sesini duyup hemen gelmişti.
Murat, " nolpu nolpu asenaya bişeymi olpu".
Melek, " o nolpu değil noldu salak".
Aysel," kızımmm!"
Melek, " öf tamam be"
Melek kendini beğenmiş kahverengi gözlü uzun boylu bir kızdı. Herkese küfür eden ve çok şımarıkdı.
Aysel, " murat oğlum asenayla oynayabilir isim "
Murat, " tamam anne"
Aysel mutfakda yemek yapmaya uğraşırken murat ve asenada oyun oynuyorlar dı, melek de her zamanki gibi telefonla ilgileniyordu.
Asena ilk konuşmaya başlamıştı ilk dediği kelime ise " mulata".
Babası kendi ismini söylemesini isterken başkasının oğlunun ismini söylemesi tuhaf gelecekti ama başkasıda değildi asker arakadaşının çocuğu.
Melek şaşırarak, " annee! Asena konuştuu çabuk gell!!"
Aysel koşarak geldikten sonra, " noldu kızım ne dedi?, ne konuştu?, kötü bir şeymi ?."
Melek kafasını sağa sola sallayarak sanki bu kadın ne yaşıyo havası vermişti.
Melek derin bir nefes alarak, " anne bı dur dediği kelime önemsiz ama babam için önemli bir kelime"
Asena yeniden sevinçle, " mulata mulataağğ" dedi.
Aysel şaşkınlıkla baka kaldı.
Melek ise bak işareti yaparak annesine gösterdi.
Muratta sevinmişti yalan yok ilk kez bı ismi bu kadar cazbecidi gelmişti.
Aysel abla hemen ikisini kucağına alıp odaya bıraktı. Yoksa melek iksinide salmazdı, asenanın mulata dediğini ses kaydı almadan rahat etmezdi.
Murat, " senin gözlerin çok güzel Asena, sen çok güzelsin mavi gözlü kız senin adını dağ çiçeği koysamm olurmuu"
Asena tabi anlamasada muratın her dediğine gülerek kafa sallıyordu.
Ayselin sesi yankılanmıştı kulağına ' hadi çoçuklarr yemek hazır gelinn'.
Murat hemen asenayı küçük elleriyle kucağına alıp, " dağ çiçeğim şimdi uçucaz hazırmısınn".
Asena yine gülerek kafa salladı.
Murat asenayı koşarak masaya getirdi.
Melek göz devirerek, " ay mulatası yesinn"
Murat," apla bilmiyomusun ben asenaın adını dağ çiçeğim koydumm nasıll?"
Melek gülerek kafasını sağa sola salladı " peki bunu Mustafa amca duysa ne olurr mulataa"
Murat," ne yapardı Mustafa amca hem ben kızını çok seviyorum kötü davranmıyorum bikere".
Melek, " valla ablam çok iyide davranma çok kötüde davranma sen daha küçüksün almaz kafan tabi mustafa amca seni vurur valla".
Aysel derin bir nefes alarak, " le le canım, Lele gülümm haydi neşe bakalım"
Melek bunada göz devirmişti.
Yemeklerini yiyip kalkmışlardı sofradan saat on on bir civarlarıydı.
Asena'nın uykusu yokken çok huysuz oluyordu ve şuan çok enerjikdi her zaman bu saatelerde uyurdu ama bugün uyumamıştı.
Melek esneyerek, " anne ben yatmaya gidiyoğ-" demeden odaya geçti zaten iki adımlık mesafe vardı.
Aysel asenayı kucağına alıp sallamaya başlar ama Asena uyumak bilmez. En sonunda murat annesinin elindeki asenayı kucağına alıp asenayla birlikte yatağa geçerler. Aysel hiç takmayarak uyur çünkü bugün çok yorulmuştu birazcık daha ayakda dursa bayılcaktı.
Murat," dağ çiçeğim hadi uyuu bakalım sana ninni söylimmi?".
Asena her zamanki gibi gülerek başını salladı.
Mura, " benimde dağ çiçeğim uyusunda büyüsün ninni tıpış tıpış yürürsün ninni ee ee ee ee kol bostancı danaya yemesin lahanaya ee ee ee ee"
Asenanın git gide gözleri kapanırken durdu ve saçlarıyla oynamaya başladı.
İkisinde birlikte sarılarak uyudular...
