14. BÖLÜM

21 4 0
                                    

Selamm.
Sonda konuşuruz bebeklerim:)
O yüzden şarkıyı yazıp bölüme başlıcam~

Şarkı: Geceyedir küsmelerim...

İyii okumalarrr dağ çiçeklerim. Çokça 💓.

 Çokça 💓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Geçmiş...

Ersin ve Çiğdem

"Baba ne olur! Ne olur, ne olur dövme beni!" Dedi küçük çiğdem ağlaya ağlaya." Yalvarıyorum sana!" Hıçkıra hıçkıra ağladı...

"Sus lan! Sen nasıl annene yemek verirsin!? Demedim mi, orospuya yemek yok diye!"

Yine sarhoştu babası... Yine pis kokuyordu.

Ve, yemeği çiğdem vermemişti. Ersin vermişti.

Babası kemerini hızla çıkarttı. Çiğdemin küçücük tişörtünü çekip sırtına vurmaya başladı.

Haykırdı.

Kimse duymadı.

Duyan olursa da dedikodu ya gidiyordu.

Ama birisi vardı... Küçücük boyuyla savaşan, tek bir damla gözyaşı dökmeyen...

O gözyaşılar artık akmıyordu.

Niye?

Çünkü, artık küçük bir kız tarafından seviliyordu.

Yemin etmişti.

Eğer bir gün birisi onu severse artık ağlamıcaktı. Bir damla bile gözyaşı dökmicekti.

"Baba yeter artık!" Diye haykırdı tekrardan.

Cam açılmaya zorlandı. Çiğdem anında cama döndü. Şuan gelmemeliydi... Baba onuda dövelirdi.

Babası duymamıştı. Çünkü kızını dövmekle meşguldü...

Hiç dövmekle meşgul olunur muydu?
Hayır. Acaba bütün babalar böyle miydi? Çiğdemin bildiği tek bir baba vardı, sadece dövmekle meşgul olan bir baba...

Ersin camı açıp içeri girince duraksamadı bile. Çünkü biliyordu. Sevildiği kişinin haykırma sesi gelmişti. Oysa, dövülmediğini söylemişti. Ama bunu ersin anlıyordu. Çünkü, oda aynısını yaşıyordu.

DAĞ ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin