7. BÖLÜM

47 7 4
                                    

Evettt. Yinee benn yinee benn. Bu hafta daha bölüm yazmıcam demiştimm. Demişmiydimm ki? Allalhh Allah skbwowjs. Enerjikkimm😌. O yüzdenn benimm dağ çiçeklerimmmm😻😻. Hiç kimseye dağ çiçegim demezdim ama size diyorum işte. Muratta sadece asenasına diyordu. Bende asenalarıma muratlarımaa diyorummm💋. Neysee uzatmıcam. İyii okumalarrrr. Benimmmmmmmmmmmm güzel okurlarımmmm😻. Bu arada sizi çoooook seviyorum 💅. Burdan bana destek çıkan elanur karabıyık ve tuanan abbaoğluna şunu iletiyorum. Sizi çok seviyorumm. Siz olamasanızzz ben bu hikayeyi yazmadımm benim tuzlu çekirdeklerimmm😻💗.

"ASENA...ASENA... DAĞ ÇİÇEĞİM DÖN BANA"

19 Mart
2021 Suriye

İki saat olmuştu. Hala devam ediyorduk. 5 dakika kalmıştı. Silah sesleri gelmiyordu, bu beni şaşırtmıştı acaba bir şeymi olmuştu?

Tuana koşarak telsizi getirip," Albayrak bir. Acil konuşmak istiyor."
Başımı sallayıp telsizi açtım.

Aras," kurt timinden bağlantı kesildi. Galiba yakaladılar. Hemen araştırıcam. Siz güvenli bölgede bekleyin." Demişti. Ama hiç hoşuma gitmemişti.

Bir şey demeden telsizi kapatıp time döndüm. Ve dur işareti yapıp," kurt timini almışlar. Albayrak bir uğraşıyor. Şimdi dinleneli-" demeden kaya lafımı bölüp,"  Biraz daha hızlı gelebilirdik. O kadar oturmasaydık. Bu boş boğazın çayı bitmez, bu siktiğim ağızı susmaz. Bizim ekipte adam yokki ben kime anlatıyorsam" diyip hışımla biraz ileri gitti.
Onu en iyi anlayan bendim. Ama yapacak bir şey yokdu.

Yanına geçip oturdum. Kayaya dönüp,
" Albayak 4  anlıyorum seni evet haklısın.
Ben bu ekipten bir çok kişiyi şehit verdim. Ve özel kuvvetlerdende şehit vermek istemiyorum. Bunu başarıcağız. Yüklenme onlarada. Onlarda üzüldü. Şimdi zaten Albayrak bir arıcak. Ve nereye sakladıkalırını öğrenicez." Dedikten sonra bir anda sarılmıştı. Bende ona karşılık verdim.

Kaya geri çekildikten sonra," Asena sen nasıl bu kadar dimdik durabiliyorsun? Sana hayranım gerçekten" diyip bir daha sarıldı bu sefer şaşırmıştım. Benim porselen kalbim şuan mutluluktan kırılıyordu.
Hiç kimse daha önce bana hayran olduğunu söylememişti. O hariç.

Tuana birden gelip bizi sarılarak görünce geri çekildi. Niye? Bende bilmiyordum. Arkadaşça sarılıyorduk.
Bunda ne vardı? Kafamda binlerce soru dolarken. Tuana telsizi elime telsizi tutuşturup geri çekildi.

Aras," Albayrak bir konuşuyor. Yer tespiti yapıldı. Hemenn. Hemen yola koyulun. Koordinatları yolladım"

Bir anda ayağa kalkıp," hadii ekipp. Hadii bulmuş Albayrak bir timi." Diyip heyecanla yürümeye başladım.

Ekibe dönüp," tam yarım saate vararız ama biz onu 15 dakika yapıcaz. Haydii. Dinlenmek yok!"
Ekip kafa sallayıp sezsizce ilerlemeye devam ettik.

12 dakikada eskimiş, yanmış bir yer görüyordum. Uzaktan harebe gözüküyordu. Yavaş adımlarımızla devam ediyorduk.

Kayaya, orta parmağımla işaret pamağımı birleştirerek ileri gösterdim. Orada tam iki adam vardı.
Selimede aynı şekilde sezsizce sağ tarafı gösterdim. Oradada tam bir adam vardı.
Ersine, sol tarafı gösterdim. Oradada üç adam vardı.
Tuannaya, çarpraz tarafımızdaki adamaları gösterdim. Oradada iki adam vardı.
Bende kapının önündeki üç adamı etkisiz hale getirmiştim.

Sezsizce," Albayrak üç! Giriş"
Ersin," tamamdır. Albayrak iki"
Ben ve kaya etrafı kolaçan ediyorduk.
Tuanna ve selimde kapıda bekliyordu.

Çok değişikdi bu kadar az kişi koymaları. Tuzak olabilirdi. Onun için önlem almıştık. Ama özel kuvvetlerdeki kişilerde bu kadar kişiyi indirmemeleri şaşırtmıştı beni.

Ersin koşarak geliyordu. Bir şey olmalıydı.

Ersin nefes nefese," içeride asker var. Çok kötü durumdaydı. Kan kaybetmiş. Nabzı çok zayıf ve bir şeyler mırıldanıyor."diyip yutkundu.

Koşarak içeri girdim. Arkamdan da ersin ve kaya geliyordu.

Kaya şaşkınlıkla bana bakıyordu. Çünkü adam resmen benim adımı sayıklıyordu.

" Asena... Asenaa... Dağ çiçeğimm... Dönn bana artık gell..." Diyordu

18 Ocak
2003 Hakkari

Küçük Asena ve murat etrafta koşturuyordu. Asena yürümeyi, koşmayı muratta öğrenmişti.

Murat heyecanla," evde tekiz" durdu dudaklarını ıslatıp devam etti," tabii melek ablam uyuyor. Ama o uykusundan zor uyanır. Gel duvarlara bişeyler yazalımmm"

Asena heyecanla zıpladı," yaa. Evett" sonra dudak büzüp " ama ben yazı yazmayı bilmiyorumki.

Murat gülüp," tamam. Öğretmencilik yaparım. Sana öğreticem yazı yazmayı sonra beraber çizeriz bir şeyler. Ha?"

Asena yeniden zıplayıp," yaa muratt. Evett öğret bana." Diyip küçük muratın kollarına sarıldı. Muratta ona karşılık verdi.

Murat harfleri yazıyordu. Asena çok güzel dinliyordu. Aslında hiç oturmayı sevmezdi ama birisi bir şey anlatırken çok iyi dinliyordu.

Asena bir anda," mulatt ben anladımm." Demişti.

Murat şaşkınlıkla," daha harfleri anlattım. Cümle bile kurmadım nasıl anladın."

Asena," tamam o zaman cümlede kur ama sonra ben mızıkçılık yapma" diyip omuz silkti.

Murat," tamam. Şimdi cümle yazıyorum." Diyip kırmızı kuru boyayı duvara yazmaya başladı,
" Ben asenaya hayranım." Yazmıştı.

Asenaya dönüp," ben asenaya hayranım. Buda cümlem. Şimdi sende sıra."

Koltuktan atlayarak muratın yanına gelip," ver kalemi bende yazım"
Asenenada," ben mulatı çok seviyom"
Yazmıştı.

Mustafa kapıdan gizli gizli izliyordu.
Kızının o cümleyi yazdığını görünce bir anda odaya daldı.

Murat ve Asena hemen ses duyunca birbirlerine sarıldılar.

Bunu gören Mustafa sinirler kızını koşup kucağına alıp Murat'a sinirle baktı.

Keremde güle güle geliyordu.

Mustafa kereme dönüp," gülme sende. Benim kızımın peşini bıraksın oğlun."
Diyip hışımla çıktı odadan.

Kerem hala gülüyordu. Bir duvara bir oğluna bakıp," oğlum sen bu kızı seviyormusun."

Murat hale utaganç şekilde bakarken bir anda ciddileşip babasını kulağına," baba seviyorum" diyip geri çekildi.

Babası küçük Murat'a uzun uzun bakıp," eğer ölürsem bu kızla evlen! Ölmessemde eğer evlendircem sizi" Dedi büyük bir gururla.

Murat şaşkınlıkla," evlenim mi?"
Babası kucağına alıp, saçını okşmaya başlar sonra," evet evlen" diyip. Odasına götürdü.

DAĞ ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin