4. bölüm yayında..okumaya geçmeden önce oy verirseniz çok sevinirim..hepinize iyi okumalar..
Pazartesi (Okul) Sabahı
(Batu'dan)
Cumartesi sabahı müdüre cuma günü acil bir işim çıktığı için gelemediğimi haber verdiğim için cumartesi yarım saat okula uğrayıp kayıt işlemlerini halletmiştim. Sınıflardan sadece 11-E'de boş yer olduğu için oraya kaydım yapılmıştı. Yeni sınıfımın nasıl bir ortamı olduğunu bugün görecektim. Aslında içimde heyecan yoktu ama sadece o kızı yeniden görüp tanışabilir miyim diye düşünüyordum. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp banyodaki işlerimi hallettikten sonra hazırlanmaya başladım. Altıma mavi kot pantolonu içime beyaz kısa kollu bir tişört ve üzerime pantolonumda aynı renkte olan bir gömleğin gayet iyi olacağını düşünüp giyinmeye başladım. Son olarak parfümümü de sıktıktan sonra odamdan çıktım. Arabayla gideceğim için bir bardak kahve içebilecek kadar zamandım vardı. Mutfağa geçip kahvemi hazırladıktan sonra balkona çıkıp dışarıyı izlemeye başladım. Her an aklımda o kız vardı. Kahvemi içerken bile.. Kahvemi düşüncelerimin eşliğinde bitirip tezgâha bıraktım. Ayakkabılarımı giyip garaja inmek için asansöre doğru yöneldim. Arabama geldiğimde çalıştırmadan önce radyodan rasgele bir şarkı açıp yola koyuldum.
Okulun önüne geldiğimde öğrencilerin içeri girip kapının önünde bulundukları sınıfın sırasına geçmekten olduklarını gördüm. Ağır adımlarla sınıfımın bulunduğu yere gelip en arkalarda durdum. Dış görünüşüm nedeniyle oldukça dikkat çektiğimin farkındaydım. Bazı kızların beni işaret edip aralarında konuştuğunu duymuştum. Ama hiç oralı olmamıştım.
Müdürümüz kimsenin onu dinlemediğimden emin olduğum konuşmasını yapıp bizlere sınıflara dağılmamızı söylediğinde öğrenciler birbirlerine çarparak içeri geçti. Ağır adımlarla sınıfımın bulunduğu kata geçerken birazcık ta olsa etrafıma bakıyordum. Okulu merak ettiğim için mi? Tabi ki hayır. Onu tekrar görebilmek için etrafıma bakıyordum. Ama görememiştim. Hala daha anlam veremiyordum bu konuda neden bu kadar ısrarcı olduğuma. Bakalım hangimiz hangimizin felaketi olacaktı... Yaşayıp görecektik..
Sınıfın önüne gelip sıkıntılı bir nefes verdikten sonra kapıyı açıp içeri girdim. Ve tahmin ettiğim gibi herkes bana bakıyordu. Pencere tarafı en arka sırayı boş görünce orayı gözüme kestirip adımlarımı oraya doğru yönelttim. Oturmadan önce refleks olarak pencereden okulun ilk günü o kızı sigara içerken gördüğüm köşeye baktım... Oradaydı... Her zaman ki gibi elinde sigarası yüzünde çözemediğim binlerce duyguyla bana bakıyordu... Beni fark etmişti... Ona baktığımı fark etmişti...
Sıraya güneş gelmesine rağmen perdeyi kapatmayıp oturduğum yerden istemeden de olsa onu izlemeye başlamıştım. Sigarasından son nefesini çekip sigarasını yere attı. Kapıdan içeri girmeden önce tam yüzüme gözlerimin içine baktı ve içeri girdi.
Birkaç dakika sonra ki bu birkaç dakika bana bir saat gibi gelmişti. Koridordan gelen adım sesleriyle kafamı kapıya doğru çevirdim. Beklemeye başladım. Gelen kişi hoca da olabilirdi.
Kapı açıldı içeri girdi ve tam benim oturduğum sıramın önünde durdu. İlk defa bu kadar yakından yüzünü inceleme fırsatı buluyordum.
Benim gibi mavi kot mavi bir ceket ve beyaz tişört giymişti. Ufaktan da olsa bu tesadüf dudaklarımın kıvrılmasına sebep oldu. Neye gülümsediğimi anlamış olacak ki önce kendi üstüne bakıp sonra benim üstüme bakarak benim kadar olmasa da tebessüm etmişti. Burnunun ucu soğuktan kızarmıştı. Dudağında hafif kırmızı renkli bir parlatıcı vardı. Ve beni en çok etkileyen gözleriydi.. Kirpikleri özenle tek tek ayrılmıştı. Kahverenginin hangi tonu olduğunu bilmediğim gözlerinin rengi güneşinde etkisiyle iyice açık bir hal almıştı. O kahverengi gözleri benim sonum olacaktı. Bunu çok net bir şekilde iliklerime kadar hissetmiştim.
Yüzüme bakarak "Benim yerimde oturuyorsun." Dedi. Aceleyle yerimden kalkıp oturması için kenara çekildim. Yanımdan geçip oturduğunda parfümünün kokusu burnuma gelmişti. Parfümü hoş kokuyordu. Ne çok ağır ne de çok şekerli bir parfüme sahipti.
Sınıfa biraz göz attıktan sonra ismini bilmediğim kızın omzuna dokunup "Sınıfta başka boş yer yok yanına otursam senin için sorun olur mu?" diye sorduğumda başta -muhtemelen omzuna dokunduğum için - irkilip kafasını olumlu anlamda sallayarak oturabileceğimi söylediğinde teşekkür edip yanına oturdum.
Öğretmen gelip yoklamayı aldığında listede yeni bir isim olması dikkatini çekmiş olacak ki önce sınıfa doğru dönüp "Çocuklar sınıfa yeni bir arkadaşınız katılmış. Neden söylemediniz? Yoklama almasan fark etmeyecektim."
Sonrasında bana doğru dönerek "Hoş geldin Batu. Ben hem sınıf hem de İngilizce öğretmeniniz Zehra öğretmen. Tanıştığıma memnun oldum. Bana ve arkadaşlarına kendinden bahsetmek ister misin?" diye bir soru yöneltince göz ucuyla yanımdaki kıza baktım elindeki kalemle uğraşmayı bırakmış doğrudan yüzüme bakıyordu.
Yavaşça ayağa kalkarak "İsmim Batu. Batu Yıldırım. Buraya yakın olan -üç arka sokaktaki- liseden geliyorum. Okulumda birtakım problemler olunca kaydımı aldırmak zorunda kaldım Futbol takımında alt yapıda oynuyordum ama sakatlanınca bir daha oynayamadım ve bıraktım. Babamın kuzenimin ailesiyle beraber işlettiği bir şirket var. Annemde hemşire. Bende tanıştığıma memnun oldum Zehra hocam" diyerek sözümü bitirdim.
Hoca yemine oturmam için izin verdiğinde "Okulun çevresini biliyorsun o zaman?" Sorusuna evet anlamında başımı salladım. Sonra Zehra hoca yeniden konuşmaya başladı. "Tekrardan hoş geldin. Derslerin ve öğretmenlerinle alakalı Işık sana yardımcı oldun istersen. Hem yan ayana oturuyorsunuz. Böylesi senin için daha kolay olacaktır." Deyince tekrardan göz ucuyla yanımdaki kıza baktım. Bu duruma fazla sevinmemiş olacak ki umursamaz bir sesle "Tabiki Zehra hocam yardımcı olurum." Dediğinde zehra hoca ellerini çırpıp kitaplarımızı çıkartmamızı söyleyerek derse geçti.
Kitabım olmadığı için ne yapacağımı bilmiyordum. Tekrar göz ucuyla yanımdaki kıza baktım. Kitaptan kafasını kaldırmadan fısıldayarak "Bana göz ucuyla baktığını görebiliyorum. Sorduğun pardon sormadığın soruya gelecek olursak kitabımı beraber paylaşabiliriz tabi ki." dedi ve gülümsedi. Ona baktığımı fark etmişti. Bu kadar dikkatli olması canımı sıkmıştı. Çünkü ona baktımı fark etmediğini düşünüyordum. Biraz önce umursamaz olduğu kadar şimdi o kadar yakındı. Bende ona kafamı sallayıp aynı onun gibi fısıldayarak "Teşekkür ederim." Dedim.
Kız kitabı ortaya doğru çekerek biraz daha yakınıma geldi. Parfümü tekrar ciğerlerime dolmuştu. İstemeden de olsa nefesimi tuttuğumu fark edip yavaşça bıraktım. Bunu fark etmiş olacak ki hafif bir şekilde tekrar gülümsedi. Gülümseyince dudağının sol üst tarafında hafif bir çukurluk oluşuyordu. Gülümsediğinde ne kadar güzel olduğunun farkında mıydı acaba? Bugün hiç tanımadığım ama tanımaya bir o kadar can attığım o yabancı kız bana gülümsemişti. Hem de tam 3 kez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA.
Genç KurguBen sen olmadan yaşayamam...Beni sensiz bırakma...Beni bizsiz bırakma...