Hayatınızda tanıdığınız en güçlü kadın kim?
Veya insan?
Ya da gücün tanımını nasıl yaparsınız?
Güç aslında evrende var olma çabamızdır sabır dediğimiz şey bile güçten gelir çünkü insanın gücü hem bedenen hem ruhen yoksa sabırda yanında gereksiz kalır.Çocukluğumuzda bazı güçlü kalınan anların farkında olamayız aklımızmı ermez hayır sadece üzülürüz diye bize belli etmemeyi başarırlar bize göstermeden güçlü kalmayı başarırlar ama yıllar sonra işittiğimizde bu yaşanmış olanlar kulaklarımızı doldurduğunda hem tarifsiz bir burukluk yaşar hemde bunu atlatan kişinin ne kadar güçlü olduğunu düşünürüz.Atlatmaya direniyorsada güçlüdür hiç direnemiyorsa kaybetmiş demektir.
Aydanda kaybetmemek için direniyordu direnecekti başı oğlunun dizlerinde nerede ve kimlerle olduğunun bilincinde bile değildi gözleri ara ara kapanıyor konuşuyormuş gibi hissediyor ama konuşamıyordu son canıyla debeleniyormuş gibi hissediyordu ama mecali yoktu.
Serkan annesinin saçlarını okşayarak kulağına sürekli yanında olduğunu onu asla bırakmayacağını söylüyordu bi taraftan sürekli gözyaşlarını siliyordu annesinin yüzüne tek bir damlası düşmesin diye çünkü eğer düşerse birde bunada üzülsün istemiyordu.Çocukken annesinin çaresiz kaldığı yardıma ihtiyacı olduğu anlarda babasından korkusuna yanına gidemez koruyamazdı ama simdi yanındaydı annesinin şimdi annesine kol kanat geren oydu acısını tek başına sırtlanmasın diye onunla beraber sırtlanıyordu çok güçlü olduğunun farkındaydı ama o da gücüyle annesinin kalbine ve sırtına dayanak oluyordu bu defa annesinin yanındaydı annesi yalnız değildi.
Anneler...anneler asla yalnız değil olamazlar çünkü her zaman onları çok seven evlatları yanında olur.Çok değerlidir evlatlarının kalbinde,gözünde.Ama gercek şudurki asıl değer görmesi gerektiği kişiden değer göremeyince hiçkimse tarafından değer görülmediğini herkesin gözünde hiç değeri olmadığını hisseder o yüzden kim ne kadar iyi gelirse gelsin kim ne kadar tatlı konuşursa konuşsun hepsinin içi boş manasız gelir o yüzden o kişinin size değer vermediğini aslada veremeyecek oluşunu hissettiğiniz o ilk anda daha bırakın vazgeçin o kişiden tamam belki söylemesi kolay ama sonra vazgeçmesi daha zor olur vazgeçmeyecek olmanın ağırlığı daha çok koyar hele bi de evlilik çocukla taçlanmışsa anne bu sefer evlatları için veyada gerçekten o kişiye derinlerde sevgi beslediği için değersizliğe yamalı sevgi uğruna her şeye katlanır olur.Gün geçtikçe yüzündeki mutluluk bir çiçek gibi solar sonra o kuraklık evin her bir köşesini sarar çünkü anne bi evin içinde mutsuzsa onun enerjisi evin her köşesinde hissedilir o yüzden bi babanın çocuğuna yapacağı en büyük iyilik eşine harika bir eş olmasıdır.Serkan ömrü boyunca annesini gerçekten böyle içi dolu dolu benim annem şu ânda çok mutluydu ya diyeceği bir ânı hatırlamıyordu ya da belkide hiç yaşanmadığı için hafızası öyle bir ânı hiç kodlamamıştı.Çocukken annesinin ne zaman yanına gitmek istese annesi tarafından yüzüne kapılar kapanıyordu ve kapanan kapılar ardında annesinin hıçkırıklarıyla ağlamalarıyla yüz yüze kalıyordu,annesiyle değil.Baba açısından hep bir eksikti baba sevgisi,ilgisi ne demek tam anlamıyla bilmiyordu böyle bir mananın hiç olmadığına tamamen bir uydurmadan ibaret olduğuna annesizde babasızda büyünebilecek oluşuna kendisini alıştırmıştı annesi desen yaşadığı acılardan hayatında varla yok gibiydi küçüklüğüne dair hatırladığı tek şey evin duvarları ve o duvarların evi sardığı buz gibi soğuktu.Soluk açık gri renginde duvarları vardı evin girişi ve evin köşelerini bulanık hatırlıyordu çok yoktu hafizasında en köşede çiçeklerin saksıda kuruyup yerlere dökülmüş olduğunu hatırlıyordu ve kulağına durmadan ağlama sesleri geliyordu geçmişi tamamen bulanık hatıralardan ve seslerden ibaretti.Ama şimdi kapılar ardında değil annesinin dibindeydi ve bu defa annesinin gözyaşlarını kendi elleriyle siliyordu annesini o değersizlik çukurundan bu defa kendi elleriyle çıkarıyordu ve geride asla hiçbir şey bırakmayacaktı o babam dediği adamla en ufak bir yakınlık bile.