3. Bölüm : Doruk Çelik

77 37 28
                                    


     Üç gün boyunca herşey normal gitmişti. Hiç bir şey olmamıştı. Şüpheli defterime hâlâ bir ekleme yapmadım. Niye bilmiyorum Pelin, Alper'den ise daha mantıklı geliyor bana.

     Zaten ben bu şekilde hiç bir yere varamayacağımın farkına vardım. Bu şekilde olmaz yani. O kadar çaresizim ki elimde hiç bir delil olmadan saçma sapan bir defter ile çözmeye çalışıyorum. Böyle bir yere varamayacağımı bilsemde bir umut devam ediyorum. Ama aslında biraz para konusunda rahatlasam bir dedektif bulmak ve bu işi ona bırakmak istiyorum. Şuan pek mümkün değil gibi.

     Bugün Cumartesi okul yok ama hafta sonları okul kütüphanesi açık oluyor. Bu aralar derslerimi çok aksattığım için notlarım çok düşmüştü. O yüzden ders çalışmaya gitmeye karar verdim.

                                  ~~~~~~♡~~~~~~

      Başımdaki ağrı artık iki kelime bile okumama izin vermeyecek kadar arttığını hissettiğimde kitaplarım topladım ve çantama doldurdum. Gözümü saate attığımda saatin 15.27 olduğunu gördüm. Kütüphaneye gelip ders çalışmaya başlayalı 4 saati geçmişti. Telefonumu cebime bıraktım ve yerimden kalkmadan önce omuzlarımı, boynumu rahatlatacak bir kaç hareket yaptım. Sonra çantamıda alıp kütüphaneden çıktım.

     Telefonumdan yüklediğim bir hikayeyi okuyarak yolda oyalana oyalana yürürken arkamdan bir ıslık sesi duydum. Kafamı çevirip o yöne baktığımda Emre'yi gördüm. Hızlı adımlarla ondan kaçarcasına yürürken ara sokaktan 2 tane adam yolumu kesti arkamı döndüm o yöne kaçmak için ancak birkaç adım ileride tekrar Emre'yi gördüm. Tuzağa düştüğümü fark ettim. Kaçacak bir yerim yoktu. O sırada Emre alkışlamaya başladı sonra alaylı bir ses tonu ile konuşmaya başladı.

     - Seher Hanım. Bugün pek bir ders çalıştınız. Sabahtan beri seni bekliyoruz. Çok beklettin bizi.

     - Kes şovu Emre. Ne istiyorsun benden?

     Emre dilini üç kere damağına vurdu. Sonra yüzüne aptal bir gülümseme yerleştirip devam etti;

     - Yine dik dik konuşuyorsun. Ben en çok bu özelliğini sevmiyorum. Olmaz ama böyle artık bu durum canımı sıkıyor. Işık'ın aklınıda sen karıştırdın zaten. Onu bu aptal cümlelerin ile doldurmasaydın herşey çok güzel olabilirdi. Ben de dedim ki arkadaşlarla şu huyunu bir düzeltmene yardımcı olalım.

     - Senin bu hırsın Işık seni değil Alper'i seçti diye öyle değil mi? Sende ki bu kudurmuşluk hali reddedilmenden geliyor anladığım kadarıyla.

     Cümlem biter bitmez Emre karnıma öyle bir yumruk attı ki arkamdaki iki adam beni tutmamış olsaydı yere düşerdim. Zorla da olsa doğruldum ve Emre'nin hiç beklemediği bir anda yumruğumu burnuna geçirdim. Burnundan kan patladı. Eli burnunu tutarken arkamdaki 2 adama işaret verdi. Beni dakikalarca öldüresiye dövdüler. En son hatırladığım şey; Emre adamlara birşeyler dedi ama o kadar kötü bir durumdaydım ki duyamadım bile. Sonra adamlar ile birlikte çekip gitti ve ben o ara sokakta yalnız bir şekilde kaldım. Zaten sonrasına dair hiç bir şey hatırlamıyorum.

                                   ~~~~~~♡~~~~~~

     Gözümü açtığımda nerede olduğum hakkında hiç bir fikrim yoktu ama her yeri bulanık görüyor olmama rağmen başımda bana bakan birinin olduğunu fark ettim.
Birkaç saniye kendime gelmeyi bekledim ve uzanıyor olduğum yatakta hafifçe doğrulduğumda hastanede olduğumu anladım. Sonra yanımda oturan adam konuşmaya başlayınca ona doğru döndüm.

     - Sonunda uyandın. 3 saate yakındır uyuyordun. Bende seni yalnız bırakmak istemedim. Çok ağrın var mı?

     - Yani biraz var. Siz kimsiniz?

SON ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin