2. Bölüm : Yalnızlık

102 40 50
                                    

   Çok ağır bir depresyon geçirdiğim belliydi ancak hiç psikologa gidesimde yoktu. Işık' ın ölümünü hâlâ kabullenemiyordum. Üzerinden 1 gün geçti ve ben onu çok özledim. Cidden ben Işık olmadan ne yapacağım?

En yakın zamanda okula gitmem lazımdı. Ama nasıl yapacağım konusunda hiçbir fikrimde yok açıkçası. Orada ki herşey bana Işık' ı hatırlatıcak. Cesaretimi toplamalı ve kendime gelmeliyim. O katili bulmak için yaşama geri dönmeliyim.

                                 ~~~~~~♡~~~~~~

   3 gün, yalnızca 3 gün sonra dediğimi yaptım. Boy aynasının karşısındaydım. Evet Seher geri döndü. Okula gidiceğim ve kendime verdiğim sözü tutacağım.

   Evden çıkmadan önce kendimi baştan aşağı süzdüm. Üzerimde beyaz sade bir crop ve altımda koyu yeşil bir kargo pantolon vardı. Uzun kahverengi saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yapmıştım. Perçemlerimi güzelce şekillendirmiş ve sırtımda siyah bir sırt çantası taşıyordum. Yüzümde ise çok hafif bir makyaj vardı. Hazırdım. Vazgeçmeden önce hızla evden çıktım.

                                   ~~~~~~♡~~~~~~

   Okul bahçesinin önündeydim. Bahçeden içeri ilk adımımı atarken "Başlıyoruz" diye geçirdim içimden. Dimdik bir şekilde okula doğru yürümeye başladım ancak... Herkes bana bakıyordu. Fısıldaşmaların konusu ben ve Işık' tık. Bu barizdi ama hiç bozmadan yürümeye devam ettim. Omzumda bir el hissettiğim an arkamı döndüm. Karşımda sarışın, yeşil gözlü, güzel bir kız gördüm. Makyajı baya abartmıştı belki o yüzden de gözüme güzel gelmiş olabilirdi. Ben onu incelerken bana aniden sorduğu soru ile çok fena afalladım

- Işık neden intihar etti?

   Şaşkınlığımı üzerimden attıp sinirle cevap vermem birkaç saniye sürdü.

- Bu seni neden ilgilendiriyor? Hadi bak işine sabah sabah uğraşamam seninle.

   Tam arkamı dönüp adımımı attım ki saçımdan tutup hızla çekti beni. Saçımı bırakmadan sırıtarak alaylı bir şekilde konuşmaya başladı

- Kendini ne sanıyorsun sen? Aptal seni yapayalnız kaldın bana kafa tutuyorsun birde öylemi? Cidden güleceğim yoktu ama komikmiş.

   O sırada bir kızın fotoğrafımı çektiğini fark ettim. Gözerim doldu. Kız saçımı bıraktı ve birşeyler dememi bekledi ama diyecek bir şeyim yoktu. Bu kız Işık ölmeden bir süre önce yine bize karışmıştı. Eğer yanlış hatırlamıyorsam adı Pelin olmalı. Zorba pisliğin tekidir kendisi. Düşüncelerimden Pelinin sesi ile ayrıldım.

- Niye susuyorsun!?

   Hadi ama bu kıza istediğini verememeliyim. Haddini bildirmek lazım. Aniden diz kapağımı Pelin'in karnına geçirdim. Acıyla elini karnına götürünce elini tuttum ve çevirdim. Biraz daha zorlasam bileğini kırabilirdim.

- Bir daha haddini aşarsan seni mahvederim! Ne Işık' ın ne de benim adımı bir daha senin ağzından duymuyacağım. Ozaman bu bileğini kırarım!

   Pelin acı içinde bağırırken sözlerimi bitirince arkamı döndüm ve lavaboya gittim. Pelin yüzünden darmadağın olan saçlarımı tekrar topladım. Dolan gözlerimi sildim ve sınıfa gittim.

   Okulda pek sevilmiyorduk. Işık da bende aptalca zorbalık görüyoruz. Bilmiyorum neden ama hiç sevenimiz yok gerçekten.

   Sınıfta ve okulda acıyan ve meraklı onlarca göze maruz kaldıktan sonra okul nihayet bitmişti. Çıkışta Alper' in yanına uğramak istiyordum. O gün sinirle biraz fazla tepki vermiştim. Oturup bu konuyu konuşmalıymışız gibi hissediyorum.

SON ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin