- Dedektif!?
Hâlâ kesik kesik alıp verdiğim nefeslerimin arasından kekeleyerek söylediğim şeye henüz ben bile inanamıyordum. Ama şuanda bunu sorgulayacak durumda bile değildim.
- Be-ben teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim...
Diye hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Yağmur ise şiddetini arttırmıştı. Sanki gökyüzü de benim gözlerime itaat ederek benim için ağlıyordu.
Yerde debelendiğim için kıyaferlerim ve saçlarım çamur olmuştu. Yerde oturur pozisyonda Dedektif'in kolları arasındaydım sırtımı göğsüne dayamış elleri ile omuzlarımı sıkıca kavrayıp taakati kalmamaş bedenimi dik bir şekilde tutuyordu. O kadar şiddetli ağlıyordum ki beni sımsıkı tutan Dedektif'e rağmen sarsılan bedenim bir depremi andırıyordu.
Olay sırasında geçirdiğim kriz korkudandı ancak şimdi olaydan sonra düşününce geçmişimde 10. yaşımın yaraları tekrar açılıyor ve yaşadıklarım zihnimi tekrar ve tekrar istila ediyordu.
~~~~~~♡~~~~~~
12 yıl önce (10. Yaşım ve yetimhanedeyim.)
Uykumdan gördüğüm kabus yüzünden nefes nefese ter içinde uyandım. Saat kaç kestiremiyordum ancak hava henüz karanlıktı. O kadar korkmuştum ki koridorda olan nöbetçi öğretmenin yanına gitmek istedim. Küçük bir odada 5 kız çocuğu birlikte kalıyorduk. Kimseyi uyandırmamaya özen göstererek sessizce odadan koridora çıktım. Üzerimde pembe ayıcıklı geceliklerim, elimde ismini "Rabia" koyduğum oyuncak bez bebeğim ve gözümden sessizce akan yaşlarla koridorun sonuna kadar gittim ancak nöbetçi öğretmen yoktu.
Merdivenlerden alt kata inmeye başladım. Alt kat giriş katıydı ancak burada da kimse yoktu.
- Ne işin var burada küçüğüm?
Duyduğum sesle minik bedenim irkildi ve hemen o yöne döndüm.
- Neden ağlıyorsun?
Karşımda yemekhane çalışanlarından bir amca vardı. Açık mavi renkli gözleri benim üzerimde geziniyordu.
- Ben kabus gördüm amca.
- Öyle mi?
Dedi ve gözleri minik bedenimden ayrılıp etrafı kolaçan etti. Sonra;
- Biliyor musun? Bir çikolata sana kabuslarını unutturabilir. Hadi gel benimle.
Bana doğru uzattığı kocaman ellerine baktım. Uykum vardı ama çok korkuyordum ve çikolatayı da çok severdim.
- Peki...
Dedim cılız titrek sesimle. Tuttum o iğrenç ellerini. Beni mutafağa götürdü ve dolaptan bir çikolata çıkardı. Bana uzattı ve aldım. Sonra beni kollarımdan tuttu, dezgahın üzerine oturmamı sağladı ve kapıyı kilitleyip geri geldi.
- Benimsin...
Dedi iğrenç bir ses tonuyla. Bebeğimi ve çikolatamı elimden alıp mutfağın diğer ucuna fırlattı.
- Amca napıyorsun? Seni sinirlendirecek birşey mi yaptım?
- Kes sesini.
Kemerini çıkardı ve boyum kadar kemerle küçücük ellerimi bağladı. Ben hiçbir şeye bir mana veremiyordum ve
ağlıyordum. Sonrasında ise mutfak önlüğü ile ağzımı bağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
Teen FictionHer insan ikinci bir şansı hak eder ancak bazı insanlar verilen tüm şansları kaybeder... Seher Yıldız' ın en yakın arkadaşı olan Işık dokuz katlı bir binadan aşağı düşerek ölür. Herkes bunun bir intihar olduğunu söylesede Seher bunun bir intihar ol...