Sonraki gün günlerden cumartesi idi. Doruk'a verdiğim söz için bir parkta buluşacaktık.
Hazırlandım ve buluşacağımız parka gittim. Banklardan birinde Doruk oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Doruk diye seslendiğimde başını kaldırdı ve beni görünce tebessüm ederek ayağa kalktı.
- Hoşgeldin. Eee nasılsın bugün?
- İyiyim. Doruk, dün akşam için kusura bakma lütfen. Cidden çok yorgundum.
- Cidden önemli değil Seher. Boş ver hadi otur.
Dedi ve banka oturdu. Bende yanına oturduğum da koyu bir sohbete daldık gittik. Birbirimize bazı eğlenceli anılarımızı, kötü anılarımızı anlattık. Böylece birbirimizi daha iyi tanımış olduk.
Aniden Doruk annesinden bahsetmeye başladı. Ona fark ettirmedim ama çok gerildim. İçimden defalarca kez bana bu konu hakkında soru sormasın diye dua ettim. Ancak olmadı.
- Sen Seher? Senin annen nasıl birisiydi? Doğrusu ben babamı pek sevmiyorum ancak annem bir melek. Anneler kutsaldır Seher. Biraz da bu mükemmel kızın kutsal meleğini konuşalım.
Donup kaldım. İçim de kabuk bağlamış bir yara tekrar kanadı sanki. Ne diyeceğimi bilemeyerek gevelemeye başladım. En sonunda açık konuşmaya karar verdim.
- Doruk... Ben sıcak bir evde, bir anne babaya sahip olarak büyümedim. 3 yaşındayken annem beni bir yetimhaneye bırakıp gitmiş. O yüzden konuyu kapatmak benim için daha iyi olur.
- Ah ben çok üzgünüm... Peki bulmaya çalıştın mı?
- Hayır. Beni bıraktıktan sonra 5 kere görmeye gelmiş. İlk üç ay sadece sonra hiç gelmemiş. Beni istemeyen birini neden arayıp bulayım ki? Önemli değil. Konuyu kapatalım lütfen.
- Tamam Seher nasıl istersen cidden çok özür dilerim.
Hafif ama acı bir tebessüm ettim. Doruk konuyu kapattı ve bambaşka konular açtı.
Doruk'la akıp giden 3 saatin sonunda ben işe gittim. Günün sonunda ise işten çıktım ve eve gidip günümü sonlandırdım.
~~~~~~♡~~~~~~
2 gün sonra; (pazartesi)
2. Dersin sonunda iyice acıkmaya başlamıştım. Ders bitince kantine gitme kararı aldım ve 3. Kattaki kantine gittim. Kantinde çok olmasada biraz sıra vardı. 7 kişi falan beklemem gerekecekti. Sıraya girdikten 1 dakika sonra kadar aniden bir kızın çığlığı ile irkildim. Kafamı hemen o tarafa çevirdiğimde kısa, koyu, sarı saçlı, mavi gözlü, bembeyaz tenli ufak tefek çok güzel bir kızın aniden sandalyesini iterek kalktığını ve karşısındaki kumral uzun boylu serseri tipli bir çocuğa bağırdığını gördüm.
- Sen napıyorsun ya!? Bu ne cüret? Uzaklaş benden!
- Kızım abartma lan. Biraz eğlenceden ne sana bana zarar gelir. Bağırıp durma!
- Bir daha bana dokunmaya kalkışırsan senin o elini kırarım. Pislik sapık! Uzak dur benden!
Kızın son söylediği şeylerle gözlerim irice açıldı ve resmen nefesim kesildi. Bu şerefsiz o kızı taciz mi etmişti? Nefes alamadığımı hissettiğim an elimi hızla boynuma götürdüm ve tırnaklarımı boynuma bir delik açıp oradan nefes almak istemiş gibi boynuma geçirdim. Sanırım yine bir krizin eşiğindeydim. Tam o sırada o sapık sinirle bağırdı;
- Ne saçmalıyosun? Yeter uzatma, gel benimle işte!
Dedi ve o iğrenç ellerini kızın zayıf kollarına doladı. Ardından arkasından sürüklemeye başladı. Hadi ama cidden o kadar insan vardı burada ama kimse sesini çıkarmıyor muydu!? Kıza yardım edebilmek için öncelikle krizimi yönetmem ve sakin olmam gerekiyordu. Gözlerimi kapattım 5 saniye boyunca derin derin nefesler alıp verdim. Gözümü tekrar açtığımda biraz daha iyiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
أدب المراهقينHer insan ikinci bir şansı hak eder ancak bazı insanlar verilen tüm şansları kaybeder... Seher Yıldız' ın en yakın arkadaşı olan Işık dokuz katlı bir binadan aşağı düşerek ölür. Herkes bunun bir intihar olduğunu söylesede Seher bunun bir intihar ol...