San sonraki sabah sevgilisiyle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra erkenden evden ayrılmış ve mekana gitmişti. Çalışanların attığı mesajı gece gördüğünden beri dar beklemişti sabah olmasını. Leebit, arkadaşının eşyalarını mekana bırakmıştı ayrıca iş tamamdı. Sonunda o piç hayatta değildi. Eşyalarla arkadaşının kapısına gittiğinde yaşayacağı mutluluğu düşündükçe heyecanı artıyordu. Yıllardır bu işlerde olmasına karşın hiç bu denli heyecan yapmamıştı. İlk defa birini öldürdüğünde ya da öldürttüğünde bile heyecan hissetmemişti. Yalnızca yapması gereken şeylerdi işte onun için. Ancak bu sefer durum farklıydı. Olmayan kardeşi yerine koyduğu çocuğun ve zamanında kendisine bir nevi annelik yapmış olan kadının hayatını karartan şerefsizin ortadan kalkmasını sağlamıştı.Yıllardır Jisung'un ona bunun için ulaşmasını bekliyor olduğuysa kendisine sakladığı sırlarından yalnızca biriydi.
Jisung'la olan çocukluk anılarını ve kendi annesinden daha çok annelik eden kadını düşünürken çoktan mekanın önüne gelmişti. Arabadan indiğinde yanına gelen çocuğa arabanın anahtarını vermeyi unutmuştu aceleden. Çocuk seslenince de arkasına bile bakmadan arkaya doğru fırlattı. Şu an umurunda olan şeylerden biri asla ama asla arabası değildi.
Koşar adımlarla içeriye girip gördüğü kişilere kısaca selam verip odasına geçti. Kapının ölüne geldiğinde elini kapı kulpuna attı ve duraksayıp derin bir nefes aldı gözlerini yumarak. Nefesini hızla geri verip kapı kulpunu da aynı hızla indirdi ve içeri girip kapıyı ardından kapattı. Koltuğunda gördüğü beden afallamasına neden oldu. Ne işi vardı onun burada?
''Ben de seni bekliyordum San. Aslında Jisung da yanında olur sanmıştım. Sahi nerelerde minik sincap?''
San sert ve seri adımlarla koltuğunda gevşek gevşek oturan bedenin yanına gidip yakalarından kavradığı gibi kaldırdı.
''Ulan gebertmedim mi ben seni kendi ellerimle? Nasıl hayattasın sen? Ne sikim çeviriyorsun?''
Kaşları çatılı, sesi bağırmadığı halde bağırıyormuş gibiydi. Yakalarını kavradığı adamı sarsıp duruyordu. Öldürdüğünden emin olduğu herif karşısına geçmiş sırıtıyordu şu durumda bile.
''Öldüremedin San. Alamadın öcünü, intikamını. Boşa gitti çabaların.''
''Senin amına dayarım orospu çocuğu! Ben çektim o tetiği. Kalbinden vurdum seni, kan oldu her yer. Gözlerimin önünde yığıldın yere. Nasıl hayatta olabilirsin?''
Karşısındaki adam sırıtmasını büyüterek cevapladı kendisini.
''Senin gözün intikam aşkıyla öyle bir boyanmıştı ki büyük planı fark edemedin San. Fare götü kadar küçücük bir planın içine sıkışıp başardığını sandın. Beceriksizin tekisin. Bu işlerde ilk yıllarındı bir de. Profesyonel değildin plan konularında. Sonradan da dönüp kontrol etme ihtiyacı duymadın çünkü ben planımı çok güzel işledim. İnandın ölüp gittiğime. Almıştın işte intikamını. Silmiştin beni dünyadan. Güya rahat edecekti Jisung. Ben onu ne zaman rahatsız ettim San? Ne zaman zarar verdim? Ben onu yalnızca se-''
Cümlesini tamamlayamadan yüzüne günün ilk yumruğunu yedi.
''Sakın sevmek lafını ağzına alma! Hele de Jisung'un adıyla birlikte. Seni sikerim piç!''
''Ahaha! Üzgünüm tatlım ancak altta değilim. He illa da biri için alta geçeceksem bu anca Jisung olur.'' dedi bir kahkaha patlattıktan sonra imayla.
San da sinirden gülmeye başlamıştı. Yakalarını buruşturduğu avuçlarını gevşetiti ve yakalarını düzeltti. Kahkahalar atıyordu bu sırada. Adam da gülmeye başlamıştı ki hiç beklemediği bir şey oldu. San düzelttiği yakalardan tutup adamın yüzünün ortasına kafa attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just me and you - minsung
Hayran KurguRadyo programcısı Minho ve onun tek bir yayınını bile kaçırmayan sıkı hayranı Jisung. >Woosan hariç yan çift yapmamaya çalışacağım, bu ikiliye odaklanmak istediğim bir kurgu. #1 radio