Boynuna taktığı siyah fuları, kurdele bağlar gibi bağlarken, Changbin ise kravatını bağlamaya çalışırken sızlanıyordu. Seungmin kıkırdamış ve ona doğru ilerleyip eline hafifçe vurmuştu. Changbin ellerini çekerken, Seungmin'in kravata odaklanmış gözlerini izlemeye başlamıştı.
"Bu kadar özeneceğini tahmin etmemiştim." Seungmin bağladığı kravatı düzeltirken, omuz silkerek gözlerini, Changbin'in kendisine bakan gözlerine kenetlemişti.
"Son görüşünde beni en iyi ve mutlu halimle görsün, onun yokluğunun beni etkilemediğini ve hayatımda hiçbir yeri olmadığını hissettireyim istiyorum." Changbin dudaklarını birbirine bastırmıştı.
"Aklında çok başka şeyler de var gibi geliyor." Sırıtmıştı Seungmin.
"Olabilir bir şeyler." Changbin kısıkça gülmüş ve uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurmuştu Seungmin'in.
"Bir adım arkandayım her zaman, unutma." Seungmin derin bir nefes almış ve kafasını sallamıştı. "Gel buraya." Changbin onu, belinden tutup kendisine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı.
"Çıktıktan sonra içmeye gidelim, güzel bir soujuyla et yiyesim var." Changbin kıkırdarken kafasını sallamıştı.
"Yeter ki sen iste güzelim." Ayrılmış ve kafasıyla kapıyı göstermişti Changbin.
"Çıkalım mı?" Seungmin kafasını onaylar şekilde sallamıştı.
Gidecekleri yer evlerine biraz falza uzak kalıyordu, hatta neredeyse şehir dışı sayılabilirdi. Bu yüzden yolda rahat olabilmek için erken çıkıyorlardı. Oraya zamanında yetişmek gibi bir dertleri yoktu, fakat biraz kafa dağıtarak gitmek istiyorlardı.
Yirmi dakikadır arabada giderken, aralarında bitmeyen çeşitli konulardan sohbet ediyorlardı. Arabayı, telefonuna gelen mesajı görmesiyle kahkaha atan Seungmin'in sesi doldurmuştu.
"Ne oldu bebeğim?" Seungmin cevap yazarken, aynı zamanda Changbin'e cevap vermişti.
"Hannah ve Lucas ile birlikte anne ve babaları da gelmiş! Çok gerilmiş benim iki gerzek." Changbin kısıkça gülmüştü.
"Mezuniyet için sürpriz yapmak istemişlerdir." Onaylar bir mırıltı çıkartmıştı Seungmin.
"Yarın bizi ve Jisungları da alıp yemeğe çıkmak istiyorlarmış." Changbin büyükçe gülümesmişti.
"Chan'ın ailesi mükemmel insanlar, eminim sen de çok seversin. Benim de ailem gibiler falza görüşemememize rağmen, her zaman yardımlarını ve sevgilerini aldım." Gülümsemiş ve telefonu bırakmıştı Seungmin.
"Annen eve mi geçti?" Changbin dudaklarını birbirine bastırıp kafasını sallamıştı.
"Babam görememem için yapıyor. O eve gidersem çıkamayacağımı bildiğimi biliyor, acı çekeyim diye yapıyor." Seungmin derin bir nefes almış ve Changbin'in vites topuzundaki elinin üzerine elini koymuş, kısaca dudaklarına yaklaştırıp bir öpücük kondurmuş ardından tutmaya devam ederken tekrar vites topuzuna koymuştu.
Changbin derin bir nefes almış ve yolu kontrol edip, hızlıca Seungmin'in dudaklarından bir öpücük çalıp tekrar yola dönmüştü.
"Halledeceğim bir şekilde, merak etme." Seungmin dudaklarını büzerek kafasını sallamıştı.
"Her zaman bir adım arkandayım, biliyorsun." Changbin büyükçe gülümsemişti.
"Hayatım, bu arada aklımdaki şeyi anlatmak istiyorum sana da, ufak bir yardımına ihtiyacım var çünkü." Changbin kafasını sallamıştı.
"Anlat bir tanem, ne olursa, biliyorsun." Seungmin plan bile denemeyecek olan yapacağı şeyi Changbin'e anlatmaya başlamıştı. Changbin ise, beklemediği plan karşısında şaşırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
big dick boys, skz
Fiksi Penggemarchan: YA YA BU AMINA KODUGUMUNUN ITIRAF SAYFASINDA HER GUN KONUSULMAK ZORUNDA MIYIZ AMK YA KONU NASIL BIZIM YARRAGIMIZIN BOYU OLABILIR [hyunin, minsung, seungbin, chanlix] 130422