1-Nerdeyim ben?

437 33 18
                                    

Kulağımda kulaklıkla önümdeki küçük taşa tekme ata ata ilerledim. 'Neden hayat bu kadar sıkıcı olmak zorunda?' diye düşündüm içimden. Bir an önce eve gitmek ve anime izlemek istiyorum. Daha matematik ve biyoloji ödevi vardı of!

Yaya geçidi ışığının kırmızı dönmesine az kaldığını fark edince küçük taşı boşverip koşturmaya başladım. Tam kendimi yola atmıştım ki insanların telaşla bağırması ve araba farının gözlerimi kör etmesi bir oldu

"Hay anani-"

Daha sözümü bitirmeden kendimi yerde buldum. Artık sesler kulağıma buğultu olarak geliyordu. 'Gerçekten böyle mi ölecektim? Ama ben daha ona ondan hoşlandığımı söylemedim bile. Ya annem o ne olacak? Bensiz kim evdeki tüm yaramazlıkları üstlenecek?' düşündüğüm şey ile kendi kendime gülümsedim ve beyaz ışık görmeye başlayınca kelime işadet getirmeye çalıştım

'Ee? Beyaz ışık niye sönmüyor? Azrail nerde? Lan nerdeyim ben?!' Kafamda hissetiğim el kendime geldim 'kim benim kafama dokunuyor lan?!' tabiki içimden sorgularken yavaş yavaş gözlerimi açmaya çalıştım ve etraftaki sesler ve görüntü yavaş yavaş netleşmeye başladı. Karşımda kısa boylu, tombul, doktor gömleği giymiş bıyığı değişik şekilli bir adam eli ile kafamı tutup gözüme ışık tutuyordu. Çok tanıdık geliyordu...ama nerden?

A: "Çekin şu ışığı... Gözüm acıyor"

Dedim hırıltılı sesimle. 'sahi benim sesime ne olmuş?'

Doktor ışığı kapatıp geri çekildi

D: "Uyanmanıza sevindim genç Yoshida"

'Yoshida mı? Ne diyor lan bu?'

Bu sırada tanımadığım bir kadın birden bana sarılınca ne yapacağımı bilemedim. Kadının gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş ve perişan görünüyordu. Oturduğum yatağın yanında da bana sarılan kadın gibi kırklı yaşlarda garip giyinmiş bir adam ve benim yaşlarımda bir oğlan vardı. 'noluyor lan kim lan bu?!' Doktor elini kadının omzuna koyup uyardı

D: "Bayan Yoshida, kızınızın çok yorgun olmalı. Lütfen ona zaman verin" dedi

Kadın istemeye istemeye beni bıraktı ve göz yaşlarını sildi kocası olduğunu tahmin ettiğim adam elini omzuna koyup ona destek verdi. Doktor elindeki kağıtlara bakıp okumaya başladı

D: "Kızımızın beyninde küçük bir hasar var. Ama merak etmeyin bu hasar sadece hafızasını etkiledi. Size de önceden de açıkladığım gibi o olayında bunda etkisi var. Lütfen onu çok bunaltıp çok sıkmayacak şekilde sohbet edip hasret giderin. Birkaç güne taburcu olursunuz. Geçmiş olsun" dedi ve odadan çıktı

Bu sırada ağlayan kadın, onun kocası ve benimle yaşıt duran durgun çocuk iyice yatağıma yaklaştılar. Kadın elimi tutu ve resmen bana umut dolu gözlerle baktı
X: "Kızım beni hatırlıyor musun?" Dedi
Boğazımı temizledim ve elimden geldiğince nazik sesle konuşmaya çalıştım

A:"Üzgünüm hanımefendi...ama kim olduğunuz ile ilgili hiçbir fikrim yok." Dedim.
Bunun üzerine kadın daha da yıprandı resmen. 'hay ben benim ağzımaaa' diye içimden kendime küfürler ederken adam karısının sırtını sıvazlayıp onu teselli etti
'Allah için...neler oluyor burada?!'

**Birkaç gün sonra**

A: "Vay anasını be..." Dedim elimdeki çay dolu kupa ile saray misali odamın pencere kenarındaki koltuğa oturup gün batımını seyrederken. Kısaca özet geçeceğim. Adım daha doğrusu benden önce bu vücudun sahibi Akemi Yoshida'mış. O gün ki Feriha halli kadın da benim yani Akemi'nin annesi Ei Yoshida'mış. Ve kadının sırtını sıvazlayan adamda babası Daichi Yoshida'mış. Babası bir kahramanmış. İşte neden adamın değişik giyindiğini açıklıyor. Benimle yaşıt oğlanda ikizim Akira Yoshida'mış. Kendi kendime özet yaparken odamın kapısının tıklatılması ile irkildim. "Gir" dedim kısaca. Akira hızla içeri girip selam verdi ve yanıma oturup sessizce benim gibi manzarayı seyretmeye başladı. Evimiz 3 katlı bir villa ve tam da benim odamın penceresi ormana bakan kısımmış. İçimden Akemi'nin ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Ben düşüncelere dalarken Akira söze girdi

Ak: "1 ay sonra U.A'ya başlayacağız. Umarım haberin vardır" dedi
Şaşkınlıkla ona baktım 'U.A mı?! Yoksa bana-' salağa yatmaya karar verdim
A: U.A mı? O da ne? Yeniyor mu?
Akira ilk başta bana 'WTF' bakışı atsada sonra derin bir iç çekip alnını ovuşturdu
Ak: "Doğru...sen her şeyi unutmuştun değil mi... Neyse en baştan başlıyorum Akemi. Burası özgünlüklerin daha doğrusu süper güçlerin olduğu bir dünya. İnsanlar 3 gruba ayrılıyor. Masumlar, villianlar ve kahramanlar. Biliyorsun ki babamız kahraman. Küçüklüğümüzden beri babamızla eğitim yapıyoruz. Sırf U.A'ya girmek ve kahraman olmak için. Akemi-" dedi ve elini alimin üstüne koydu
"-Umarım özgünlüğünü ve eğitimini unutmamışsındır" dedi
Ben ona boş boş bakarken yine iç çekti
Ak: "senin özgünlüğün büyü. Senin anlayacağın dilde çizgi filmlerdeki cadılar ne yapıyorla aynısını yapabilirsin. Meselaaaa Raven? Ve şey ismi neydi yaa hani şu Ben 10'in kız hali"
A:"Gwen tennyson?"
Ak:"Hah! Evet işte o! Olum sende aileni hatırlamıyon ama çizgi film karakterini hatırlıyon. Ayıp be. Neyse gücünü kullanmayı dene"
A:"nasıl yapacağımı bilmiyorum"
Ak:" sadece elini şu tarağa doğru uzat ve onu kendine çekmeyi dene"
Ben tereddütle ona bakarken o bana umut dolu bir şekilde gülümsedi. Derin bir nefes alıp kendimi rahatlatmayı demedim ve elimi benden 2 metre uzaktaki tarağa uzattım ve zihnimde tarağı kendime doğru çektiğimi düşündüm. O sırada pembe tarak saniyeler içinde elime geldi. Ben şaşkınlıkla elimdeki tarağa bakarken Akira güldü
Ak:" neden bu kadar şaşırdın cadıcık? Küçükken eşyaları sadece kendine çekmek değil itmeyi daha çok yapardın. Hele bebek mamalarını babamın kafasına"
Olayı aklımda canlandırınca kahkaha atmamak için kendimi zor tutum. Akira gülümsedi ve son kez omzunu patpatlayıp ayağa kalktı.
Ak:"Aslında akşam yemeğine çağırmak için gelmiştim. Babam yemeğe çağırıyor. Tabi kafasına bebek maması atmayaksan" dedi ve odadan çıktı. Derin bir nefes alıp kocaman gülümsedim. Buradayım. O araba bana çarpmadan önce izlediğim son anime My Hero Academia'daydım. Acaba en son Beyblade veya Jujutsu Kaisen izlesem oraya mı ışınlanırdım? Derin nefes aldım ve odamın kapısına doğru ilerlerken gözüm aynaya kaydı. Aynada kendime baktım. Akemi Yoshida'ya. Yeni bene. Kocaman gülümsedim. İstediğim her şeyi yapabilirim. Sen görürsün patates Kafa(Afo) seni patates püresi yapacam.
A:"Hadi yapalım şu işi" dedim ve odamdan çıktım
Bu benim hikayem

Mha x Reader (Oc)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin