'Naptım lan ben az önce!'
Şu an lavabomu yapmış ellerimi yıkamış stresli bir şekilde aynada kendime bakıyordum. Bu konuşmayı Midoriya'nın yapması gerekiyordu! Ayrıca o bir prohero. Enji'yi ne kadar sevmesem de o az önce karşımda Endeavordu Enji değil. Bu çok büyük sorunlar yaratabilir.Telefonuma baktığımda finalin başlamasına az kaldığını görünce lavabodan çıkmaya karar verdim. Kafasını delikten uzatan lemurlar gibi kafamı lavabodan çıkarıp hızla etrafa baktım. Hiç kimsenin olmadığını kanaat verince yavaşça lavabodan çıktım. Rahat bir nefes alıp tam köşeden dönecekken birinin göğsüne çarpmam bir oldu. Kim ise maşallah göğüs taş gibi ha. Burnunu ovuşturarak çarptığım kişiye baktım. Keşke bakmak yerine saniyesinde kül olup yok olsaydım. Bu Shoto!
Shoto: "neden onunla konuştun?" Dedi soğuk bir tavırla.
Akemi: "Bende çarptığım için özür dilerim değerli arkadaşım"
Shoto: "soruma cevap ver"
Akemi: "Kimden bahsettiğinle ilgili hiçbir fikrim yok"
Shoto: "Kimden bahsettiğimi ikimizde biliyoruz." Dedi bana daha da yaklaşarak
Birkaç adım geri gittim
Akemi: "Gördün demek"
Shoto: "ve duydum da"
Akemi: "duyduğsan neden beni sorguluyorsun?"
Shoto: "Dediklerinde ciddi miydin?"
Akemi: "Evet, tabiki."
Shoto: "onun dediğini yapıcak mısın? Ne yaparsan yap solumu kullanmayacağım"
Akemi: "Bak değerli arkadaşım. Senin gibi benimde sabrım var. Babsnla aran iyidir kötüdür, gücünü kullanırsın kullanmazsın"Dedim ve onun üzerine doğru yürüdüm
"beni hiç alakadar etmez. Ben buraya maça katılmaya sen dahil tüm rakiplerini yenip 1. Olmaya geldim. Babanla aranda ne var ise bu sadece ikinizin arasındadır. İnsanca konuşup halletmelisiniz. Ve olur da ki hatta kesinlikle olacak ama maçta karşılaşırsak seni tüm gücümle zorluyacağım. Ve bu o istediği için değil kendi istediğim kendi çıkarlarım için olacak. Ve umarım sende öyle yaparsın"
dedim ve bir şey demesine izin vermeden onun yanından geçip gittim. 'yani abi evet Shoto'yu severim ama her şeyin altında babasını araması ve beni onun dediklerini yapan insanlardan birisi sanması gerçekten sinir bozucu!' diye düşünürken yemek otomatına gelmiştim bile. Hızla otomattan birkaç abur cubur aldım ve hızla (ki hiç kimse ile karşılaşmak istemiyorum artık) bekleme odasına gittim ve tüm abur cuburları Akira'nın önüne fırlatırcasına koyup kendimi sandalyeye bıraktım
Ak: "ne oldu? Neden bu kadar sinirlisin?"
A: "kimse beni anlamıyor. Ve hızla yargılıyor"
Ak: "Anlamamaları normal Kouda haricinde hiçbirimiz hayvan dili bilmiyoruz"
Ona sert bir bakış attım
Ak: "tamam tamam sadece bir şakaydı. Şimdi söyle tam olarak ne oldu?"
A: "Boşver. Çok saçmaydı zaten"
Ak: "sorumun cevabı bu değil" dedi bir cips pakedi açıp yemeğe başlarken
A: "sadece stres yaptım" dedim yalan söyleyerek
Ak: "oradan bakınca alnımda enayi mi yazıyor da inanmamı bekliyorsun?"
A: "Enayi yazmasına gerek yok canım benim senin ruhun enayi"
Ak: "hıhı aynen aynen ondan tabi"
A: "anca geçiştir. Neyse ilk maçın Mina ile değil mi?"
Ak: "Evet" dedi umursamazca
A: "sen nasıl hiç stres olmuyorsun?"
Ak: "çünkü onu yeneceğim"
A: "nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
Ak: "çünkü öyle olacak"
A: "..."**Final maçı**
Sonunda finale gelmiştik. İlk maç Shinsou ve Midoriya arasındaydı. Tüm sınıf tribünlerde oturup maçın başlamasını bekliyorduk. Her zamannın aksine Bakugo bağırıp çağırmak yerine sadece her şeye 'tch' lıyordu. Todoroki ise her zamankinden daha gergin ve tehditkâr duruyor bazen göz göze geliyorduk. Onun gerisinde tüm sınıf kendi maçları için heyecanlı ya da diğerlerinin maçı için birbirlerine gaz veriyorlardı. Bende mal gibi dalıp gidiyordum. Sonunda Shinsou ve Midoriya'nın maçı başlayınca herkes gibi bende pür dikkat izlemeye başladım. Shinsou sırıta sırıta bir şeyler konuşuyordu. Midoriya her saniye daha da sinirleniyor gibi görünüyordu. 'Midoriya sakın konuşma! Lütfen konuşma' diye içimden dualar ediyordum. Ve bunu yapanın tek ben değil Ojirio'nun da yaptığını biliyordum. Ama insnır mısınız bizim Marulumuz naptı? Tabiki de konuştu! Olum Ojirio bıkmadan usanmadan tüm öğle arası boyunca Shinsou ile konuşmaması için öğütler vermiş. Hatta ben bile kulak misafiri olup nerde Shinsou'yu görsem kaçmaya veya ağzımın fermuarını çekmeye başlamıştım. Shinsou ise 'bu mal ne yaşıyor?' bakışları atıyordu resmen. Ama her şey aynı animedeki gibi sonuçlanmıştı. Midoriya zihnini zar zor da olsa geri kazanmış özgünlüğünü kullanarak ve parmağını feda ederek aklı başına gelmiş ve Shinsou'yu çizginin dışına iterek kazanmıştı. Shinsou baya yıkılmıştı. Özgünlüğü böyle maçlara yatkın olmassda çabalamıştı ve gelecektede çabalayacığına emindim. Var gücümle ikisini alkışladım. Shinsou sahadan çıkmadan önce tribünlerde gözünü gezdiriyordu. Sanki birini arıyordu. Gözlerimiz kesilince birkaç saniye sadece baktım sonra kocaman gülümsedim ve ona 👍 yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mha x Reader (Oc)
General FictionGeçirdiği bir kaza sonucu kendini en son izlediği animede bulan bir kız. ve onun bu animedeki maceraları. Bakugo x reader değil Todoroki x reader değil Allah ne verdiyse o x reader 👌 (Olabilir de eheğ)