2. Tuhaf bir kasaba

3.4K 191 45
                                    

Hayatım boyunca en sevdiğim hayvanlar kurtlar olmuştur. Onlar her zaman sürülerine sadık, güçlü, çevik ve zeki olmuşlardır. Bazı sürüsüz kurtlar bile sürüleri olmadan en fazla 2 ay yaşayabiliyor, en sonunda akbabalara yem oluyorlardı.

Bu bilgiler nereden mi geldi? Kasabayı yolda giderken araştırayım dedim ve karşıma bir sürü kurt resmi çıkmıştı. Kasabada karşımıza kurt çıkması çok büyük bir ihtimalmiş. Çoğu zararsız ama yalnız olan kurtlar tehlikeli olabiliyormuş.

Ben bu bilgileri neden daha önceden öğrenmedim? Karşımıza bu bir ay içinde hiç bir kurdun çıkmamasını, çıkacaksa da bize zarar vermemesine diledim.

'Baba, daha ne kadar yol kaldı?' Yoldan sıkılmaya başlamıştım. Bir an önce bilgisayarımı açıp yeni kitabımı yazmaya koyulmak istiyordum.

'Kızım bana bu soruyu kaçıncı soruşun?
Tam tamına 5 dakikaya kasabaya girmiş olacağız. Biraz sabret.'

'Tamam baba, anne broşürde gördüğüm gibi bir ev kiraladınız? 2 katlı falan...'
'Evet kızım. Hemde ormanın hemde arka bahçesi orman kiraladığımız evin. Sen yeşillik çok seversin diye o evi kiraladık.'

'Ne iyi etmişsiniz...' Kafamı tekrar cama çevirdim. Bitmeyen ormanı seyrettim.

Ben fark etmeden uyuya kalmışım ve annemin şefkatli sesiyle uyandım.'Kızım, mavi gözlüm. Bak geldik tatil evimize. Haydi uyan.'

Bunu duyunca gözlerimi açtım ve etrafıma baktım. Arabadan çıkınca, Tam önümde büyük bir tahtadan kulübe gördüm. Bu bizim yeni evimiz olmalıydı. Bavullarımı barajdan çıkarıp eve doğru ilerledim.
Annemler çoktan içeri girip şömineyi yakmışlardı bile. Hava buz gibi soğuktu, bundan dolayı her yerde kar vardı.

Bavulları kalacağım odanın yatağına bırakıp, mutfağa doğru ilerledim. Bu mutfak salonla birleşikti  ve kocaman odanın sadece boydan boya cam pencerelerden oluşması, içeriyi ferah gösteriyordu.

Babam koltukta oturmuş, televizyonu açmaya çalışıyordu. Annemse evimizden getirdiğimiz yiyecek ve içeceği dolaplara yerleştiriyordu. Anneme yardım etmeye karar verdim ve işimiz bittiğinde hale daha aydınlık olan hava nedeniyle kasabada bir gezintiye çıkmak istedim.

Annem ve babamdan izin alıp dışarı çıktım. Biraz yürüdükten sonra karşıma kasaba meydanı çıktı. Dükkanlar, bir sürü insan ve parkta oynayan çocukları görünce soğuk havaya rağmen içim ısındı.

Fakat dikkatlice baktığımda bir o kadarda garipsediğim şeyler gördüm. Çoğu insanlar ince kıyafetler, tişörtler ve alttan da şort giyiyorlardı. Bu soğukta ne şortu, ne tişörtü?

Ben şekerci dükkanının önünden geçerken, benden yaşça çok büyük olan bir adam karşımda durdu ve 'seçilmiş kişi!, Luna'yı buldum! Luna'yı buldum!' Diye bağırmaya başladı. Ben adamın hareketlerinden korktum ve bu adam üstümüze bütün halkın dikkatini çekiyordu.

Hemen, adamla yaşları hemen hemen aynı görünümlü bir kadın adamı omuzlarından tuttu ve benim duymamı istediğini bilmiyordum ama duymuştum.' Yapma Karl onu korkutacaksın. Baksana daha yeni geldi. Böyle yapmaya devam edersen sürgün edilebilirsin.' dedi ve hemen onu alıp benim yanımdan uzaklaştı.

Adam nasıl sürgün edilebilirdi ki? Kim yapacaktı bunu? Ve bana bakarak neden bağırmaya başlamıştı? Aklımda pek çok soru vardı.

Bu olaydan sonra eve geri dönmeye karar verdim. Ve geldiğim yolu geri gittim. Kapıyı çaldım, annem beni karşıladı. 'Daha yeni gitmiştin kızım. Birşey mi oldu?'

'Yok anne, sadece yapılacak çok birşey bulamadım bakındım etrafa sadece.'
'Tamam o zaman, haydi gel de akşam yemeğini hazırlayalım. Akşam olacak birazdan.'

Yemeğimizi yedikten sonra verandaya, hava almak için çıktım. Ve merdivenlere oturdum. Gözümü karşımdaki ormanın ağaçlarında gezdirirken bir çift sarı parlayan gözün bana baktığını görümce irkildim, çok korktum. Kalp atışlarım hızlandı. O gördüğüm şey neydi? Ve benden ne istiyordu?

_________________________________________
Sevgili okurlarım, eğer hikayeme yorum yaparsanız ve beğenirseniz çok sevinirim.
Kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere...


Sevgili KurdumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin