14. Sen de Kimsin?

1.5K 109 19
                                    

Evvet yeni bölüm geldi. Lütfen oylarınızı eksik etmeyin ve hikaye hakkında beğenmediğiniz veya mantıksız gelen yerler varsa dile getirin. Böylece size açıklama yapabilirim. Bu bölüm 1560 kelimelik.

İyi olumalar, iyi geceler 💙💙💙
_________________________________________

Gözlerimi açtığımda hava hale daha karanlıktı, güneş ortaya çıkmamıştı ama hafif ışığını gökyüzünde gösteriyordu. Yatağımın yanında olan küçük masanın üstündeki telefonumu aldım ve saate baktım. Saat daha beşti. Geri yatıp uyumayı düşündüm ama gözlerime uyku girmedi ve yataktan kalktım. Yumuşak, pamuklu beyaz terliklerimi giydim ve yatağımın üstünde duran ince hırkamı üstüme geçirdim. Annemleri uyandırmamak için ayak ucunda merdivenleri inmeye başladım. İlk önce mutfağa gidip bir bardak su içtim sonra da kendime çay yapmak için suyu ıssıttım. Çayımı yaptıktan sonra salona gittim ve arka bahçeye bakan cama yaklaştım. Dışarıda yağmur yağıyordu, çayımı yavaş yavaş yudumlarken gözüme bir şey çarptı. Bu şey çalılıkların arasında hareket edip önümde duran cama yaklaşıyordu.

Gözlerimi onun olduğu çalılıklardan çıkaramadım. O çok hızlı hareket ederken benim içimi de korku sardı. Çay kupamı hemen orta masaya koyup, açtığım pencereyi kapatmaya koyuldum. Allah'ım bu nasıl bir camdır da kapatamıyorum? Ben camı kapatmakla uğraşırken önümden yüksek bir hırlama sesi geldi. Panikledim ve yavaş yavaş sesin geldiği yöne doğru kafamı doğrulttum. Karşımda alıştığım sarı gözlerden farklı  kıpkırmızı gözleri gördüm. Bana hem merakla hem de gözlerinde farklı bir duyguyla bakıyordu. Bu bakışlarından tabi ki benden kat kat büyük ve tehlikeli olan bir kurt olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Anlamıyorum ki, ben kurt mıknatısı mıyım?

Korkuyla ona bakarken arkamdan ayak sesleri geldi. Arkamı kurta dönmeden önce sonunda pencereyi kilitledim ve perdeleri kapattım. Şimdi ise önümde annem vardı.
"Günaydın Anne."

"Kızım günaydın da bu saatte sen napıyorsun burada?"

"Uyku tutmadı, ben de çay yapayım dedim."Diye cevaplayarak masanın üzerinde hale daha duman çıkaran çay kupasını gösterdim. Annemin bakışlarında bir yumuşama oldu, sonra da ben onun bu saatte ne yaptığını uygun bir dille sordum. Onu affetmeme rağmen,ona hale daha kırgındım ve bunu da kısa bir süreliğine sürdürecektim.

"Kızım biliyorsun doğum günün iki gün sonra yani benim hazırlık için malzeme almam lazım, bu yüzden saat altıdan çabucak markete gidip geleyim dedim."

"Anne ne hazırlığı, bir pasta alırız olur biter."

"O ne demek kızım, insan bir kere 21 yaşına girer. Hem belki doktor Demir oğlumu da çağırırız, o bugün gelecekti değil mi? Ayağına bakmaya..."

"Sanırım, neyse ben çayımı içeyim."

"Tamam ben de markete gidip geleyim. Sonra da hep birlikte kahvaltımızı yaparız."deyip dışarıya çıktı.

Annemin gittiğinden emin olduğumda yavaşça perdeleri açtım ama düşündüğüm gibi kurt yoktu. Benim de içim biraz da olsa rahatladı ve odama geri döndüm. Yazmaya başladığım kitabı devam ettirmek istiyordum. Çalışma masasının önündeki sandalyeyi çekip oturdum. Önümdeki dizüstü bilgisayarı açtım ve kitabımda ana erkek karakterin hangi doğaüstü tür olacağına karar vermek için google a girdim ve birkaç araştırma yaptım. Şimdi google a göre bir sürü doğa üstü yaratık vardı. Bunlar: periler, cadılar, şeytanlar, melekler, vampirler ve kurt adamlardı. Tabi bundan daha fazla vardı ama en çok dikkatimi çeken kurt adamlardı. Evet, ben de alacakaranlık serisini izlemiştim ama o filmde vampirler kurt adamlardan daha çok yer alıyordu ve izlediğim zamanlar ilgimi çekmemişti.

Sevgili KurdumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin