13. Gerçekler

1.6K 112 18
                                    

Bebişlerim nasılsınız???
Bu bölümde belkide şaşıracaksınız, hatta belki de tahmin ettiniz gidişatın böyle olacağını ama emin olun daha fazla kelime içeren bölümler gelecek, bu da demek ki daha fazla gizem, aşk, korku ve niceleri...

İyi okumalar, yıldızları atmayı unutmayınızzz 💙
_________________________________________

Aslında, normalde içine kapanık bir insandım. Pek dışarıya çıkmaz, yaşıtlarım gibi sosyalleşmeye bayılmazdım. Belki de o nedenle sadece 2 arkadaşım vardı. Buse ve Su. Onlar size az gelebilir ama benim için onlar yüz arkadaşa bedeldi. Onlara herşeyimi anlatırdım ama bu yere geldiğimden beri onlarla konuşmamıştım. Hiç garipsemeyün onlarla konuşmayışımı, buse erkek arkadaşı ile tatile gitmiş, Su ise annesi hasta olduğundan doktordan doktora koşuyordu. Onlara bir ara mesaj atıp iyi olduğumuzu söylemeliydim. Şimdi ise ikili koltukta yanımda oturan anneme ve karşımda oturan babama bakıyordum. Sessizce herkes birinin konuşmasını bekliyordu. Sessizliği babam bozdu. "Işık, canım kızım bu konuyu nasıl açacak ve sana nasıl anlatacağımızı gerçekten bilmiyorum ama en önemli şey ise bizim seni çok sevdiğimizi, başarılarının ve hatalarının hepsinden gurur duyduğumuzu bilmen. Evet belkide bize çok sinirleneceksin, bana bunu neden daha önce anlatmadınız diyeceksin ama seni kaybetmekten korktuk ve seni her zaman korumaya çalıştık." Babamın gözleri dolduğunda annem konuşmayı devraldı.

"Kızım biz babanla her zaman bir çocuk sahibi olmak istedik ve bunu başarmak için her şeyi yaptık. Doktorlara gittik, geldik, tedaviye başladım ama olmadı. Doktor bize çocuk sahibi olma şansınız çok düşük dediğinde dünyamız başımıza yıkıldı. Ben o zaman çok üzüldüm ve depresyonlara girdim. Çocuk sahibi olamayışımızı kendime yediremedim. Bu olaylardan altı ay sonra baban yanıma gülümseyerek geldi, kalk çocuğumuz oluyor dedi. Ben inanmadım, hatta benimle dalga geçtiğini sandım ama ben o binanın kapısından içeri girdiğimde ve seni beşiğinde uyurken gördüğümde kızım olacağını zaten biliyordum. Sen daha küçücük bebektin ve bir anneye ihtiyacın vardı. Seni kendi kızımız gibi sevdik ve seveceğiz canım Işığım. Sen bizim hayatımızı aydınlatan ışıksın. "
Annem akarken benimde yanaklarımdan yaşlar akıyordu. "Ne diyeceğimi bilemiyorum. Peki bu gerçeği neden bana şimdi söylüyorsunuz?"

Babam derin bir nefes aldı annemin yanında annemin sırtını okşarken ilk önce ona baktı sonrada bana. "Gerçek ailen seninle görüşmek istiyor kızım. Bizi nereden bulduklarını bilmiyorum ama senin yaralandığın gün beni gerçek baban aradı ve seninle konuşmak istediklerini söyledi. İlk önce telefonu suratlarına kapattım ama ısrarla arayınca onları dinlemek zorunda kaldım. Seni önemli bir konu hakkında bilgilendirmek istediler. Özellikle seni doğum gününden önceki gün görmek istiyorlar. Konunun ne olduğunu sorunca siz insanlar bunu bilmezsiniz deyip telefonu kapattı."

"Baba siz benden bu gerçeği ne zamana kadar saklayacaktınız? Belki de gerçek anne babam benimle konuşmak istemeseydi ömrümün sonuna kadar saklayacaktınız."

"Kızım-"

"Daha söyleyeceklerim bitmedi Baba. Diğer konuya gelirsek onlarla konuşmayacağım veya görüşmeyeceğim o önemli konu her ne olursa olsun. Şimdi de odama çıkıyorum. Akşam yemeğini bensiz yiyebilirsiniz. "

Deyip hızlıca koltuktan kalktım, ayağımın minik sızlamasına aldırmadan seri bir şekilde yukarı, odama çıktım. Bu gerçeği benden nasıl saklarlar? Penceremden kararmış olan gök yüzüne baktım, sanki hayatım değişiyor gibi hissediyordum. Bu yer beni derin düşüncelere sürüklemiş, benden saklanan gerçekleri teker teker açığa çıkarmıştı. Ben bunları düşünürken aklıma bir de siyah kurt geldi. Onunla artık arkadaş olduğumuza emindim. Onunla karşılaşmalarımızda hiç korkmuyor, yanında güvende hissediyordum.

Pencereyi kapatıp, krem rengi perdeyi çektim. Yatağa uzandığımda cebimden telefonu çıkarıp bir mesaj var mı diye baktım. Kimden mesaj gelmesini bekliyorsam artık bilemiyorum. Ateş mesajlarıma bakmamıştı, bakmaması benim için hiç birşey ifade etmiyordu. Umrumda da değildi. Değil mi? Kafamı sallayıp Su ve Buse ile olan watsapp grubuna girdim.

Dedikodu Kazanı
-Kızlar nasılsınız? Sizinle mesajlaşamadık bir türlü. Şuanda size çok ihtiyacım var. Mesajı gördüğünüzde beni arayın. 19.07

-Canım kötü bir şey mi oldu? Yada canını sıkan bir şey mi var? Söyle kimi dövmem gerek!~Buse 19.15

-Kuzum iyi misin? Hemen grup araması yapıyorum, orada konuşalım.~Su 19.20

Bir anda elimdeki telefon çalmaya başlayınca irkildim ve sakin bir şekilde telefonu açtım.
"Selam kızlar."sessiz bir şekilde konuştum.

"Işık ne oldu? Nedir sorun? Yüzünden düşen bin parça..."

"Çok kötü birşey oldu. Sanırım ben hale daha şoktayım... annem ve babam..."

"Annen ve babana birşey mi oldu yoksa?"

"Hayır bir şey olmadı onlara. Aslında annem ve babam benim gerçek ailem değilmiş."

"Ne?"~Buse

"Emin misin canım?" ~Su

"Bana evlatlık olduğumu kendileri söylediler yani eminim Su."

Şaşkınca yüzüme bakıyorlardı. Kısa bir sessizlik sonrası tekrardan Su konuşmaya başladı.

"Nasıl hissediyorsun Işık? Eminim bu senin için şok edici bir haber oldu."

"Nasıl hissetmeliyim bilmiyorum. Bir yandan bunu daha önceden öğrenmeliydim deyip anne babama kızıyorum sonra da onların bunu beni kaybetmemek için yaptıklarını hatırlayıp sakinleşiyorum. Ama asıl sorun gerçek ailemin benimle görüşmek istemesi."

İkisinin birden gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Ne demek onlar seninle görüşmek istiyor? Seni yetimhaneye bırakan onlar!"~Buse

"Seninle neden konuşmak istiyorlar? Eğer önemli birşey ise konuş bence..."dedi Su

Bu konuşmalara göre Buse ve Su'nun tamamen zıt kişilikler olduklarını anlamışsınızdır. Su çok daha sakin bir insan olup, buse ise çok daha canlı, tuttuğunu koparan bir kişiliğe sahipti. Ne zaman başım belaya girse bu ikili her zaman yardıma koşuyorlardı.

"En tuhaf olan şey ise 21. yaş günümden bir gün önce görüşmek istemeleri... 21 yaşına girdiğimde ne yapacaklar ki?"

"Bak bu gerçekten çok tuhaf. Sen hiç görüşmeye yeltenme bence."~Buse

"Ben de onları görmek ya da tanımak istemiyorum zaten." Deyip onların hayatlarından da sohbet ederek, konuşmayı bitirdik. Onlara daha siyah kurtu ve başımdan geçen olayları anlatmamıştım. Anlattığımda ise Buse'nin bana neden anlatmadın daha önceden deyip kızacağını adım gibi biliyordum.

Beni düşüncelerimden çıkaran kapımın tıklatılma sesiydi. Kimin geldiğini tahmin etsem de "gel" diye seslendim. İçeriye gözleri şişmiş annem girdi. Yavaşça ilerleyip yanıma oturdu ve iki elimi avuçlarının içinde sardı. Kahverengi gözleri benim mavilerime baktı.

"Güzel kızım, şuanda bize sinirli olduğunu biliyorum, seni çok üzdüğümüzü de biliyorum. Sadece senden istediğimiz bizi affetmen."
Deyip hemencecik yatağımdan kalktı ve kapıyı arkasından kapattı.
Bende o gider gitmez erkenden yatağıma yattım. Yarım saat telefonda gezdiğimde uyumanın vaktinin geldiğini düşündüm ve gözlerimi kapadım. Kapar kapamaz duyduğum uluma sesi beni ürkütmekle kalmadı, tüylerimi diken diken etti.

_________________________________________
Canlar oy sınırımız geçilmedi fakat dedimki bu oy veren Kuzular ne yapsın, boşuna beklemesinler, bir çırpıda yeni bölümü atayım dedim.
İyi etmiş miyim?

Neysee bu sefer oy sınırı geçilsin lütfenn, gerçekten bu hikayeyi yazmak için zaman harcıyorum😞
☆☆Hayalet okuyucularım lütfen oylarınızı kullanın,  emin olun hiç birşey kaybetmezsiniz...

OY SINIRI: 100 OY

Haydi sizleri öptümm, görüşmek üzereeee💙

Sevgili KurdumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin